Neler Oluyor?

3.5K 54 7
                                    


(okul olduğu için yazmaya çok zaman ayıramadım ama telafi edicem sözzz!)


Luke ve ben sinirli ve meraklı bakışlarla içeri giren Mikey'e döndük. Mikey '' Heey biz geldik. Çok güzel bir gündü plaja gittik deniz biraz soğuktu ama çok eğlenceliydi. Keşke sizde gelseydiniz demek istiyorum ama pozisyonunuza bakılınca halinizden gayet memnun duruyorsunuz.'' Diyip pis pis sırıttı. Pozisyonumuza bakınca gerçektende öyle görünüyordu. Luke'un iki eli vücudumun iki yanındaydı ve çok yakın duruyorduk. Hızlıca ayrıldık. Luke ''Skyler'ın gözünde birşey vardı ona bakmak için yaklaşmıştım her şeyi yanlış anlamak zorundamısın sen?'' Açıkçası Luke'un gerçeği söylememiş olması beni biraz üzmüştü. Ben de hiç bir şey demeden onaylarcasına kafamı salladım. Mikey'nin ardından Calum ve Ash içeri girdi. Neyse ki onlar gelmeden ayrılmıştık. ''Aç olmalısınız size bir şeyler hazırlamamı ister misiniz? Ya da yaramazlık yapıp pizza söyleyebiliriz?'' dedim. Havadaki anlamsız merak ve şüpheyi bastırmak için. Hepsi beklediğim bir cevap olan ''Pizzaaaa'' diye bağırdı. Neli istediğimize karar verip sipariş verdim. Mikey ''Tuzdan arınmam gerek ben duşa giriyorum.'' diyip yukarı çıktı. Calum'da '' Bende pizza gelene kadar biraz kestiricem. Gelince uyandırabilir misiniz?'' dedi. ''Tabi'' dememin ardından oda yukarı çıktı. Ash '' Ben de üzerimi değiştireyim o zaman.'' dedi ve yukarı çıkarken merdivenlerden dönüp göz kırptı. Neden hepsi bir anda ortadan kaybolup bizi yalnız bıraktı? Ve neden Ash göz kırptı. Bu bir işaret miydi? tesadüf müydü? çok çözememiştim. Luke bana döndü. Yaklaştı, ellerini iki yanıma koydu. Yani aslında tam anlamıyla üzerimdeydi. Nefesini tenimde hissedebiliyordum. Kulağıma yaklaştı '' Nerede kalmıştık?'' dedi. Bunu söylediğinde belimin en altında bir ürperti hissettim. Tüylerim diken diken olmuştu. ''Sen bir şey söylemek üzereydin.'' dedim. '' Ah evet.'' dedi. Nefesini tüm hücrelerimde hissetim. '' Ben her şeyi biliyorum.'' dedi. Duymayı beklediğim cümle bu değildi. ''Neyi?'' dedim. Onun ses tonunda fısıldayarak. Üzerimden çekildi. Oturdu ilginç bir şekilde gülerek bana döndü. ''Beni sevdiğini biliyorum ufaklık.'' Hemen doğruldum. ''Ne? Benim seni sevdiğim falan yok. Nereden çıkardın?'' dedim. Ve ayrıca ufaklık lafındanda ne kadar nefret ettiğimi biliyordu. Aramızda sadece 2 yaş vardı bu kadar gözüme sokması gerekmezdi. '' Çok belli ediyorsun. Bakışların söylediklerin. Sana yaklaştığımda kalp atışlarını hissedebiliyorum.'' Gerçekten o kadar belli ediyor muydum? Kendime hakim olamıyordum. O da bunun farkına varmıştı sanırım. '' Kalbime veya konuşmalarıma neler oluyor bilemem ama ben seni sev-mi-yo-rum!'' dedim. Elimle karnımın üzerinde tuttuğum yastığı yan tarafa fırlatıp kalktım. Sessizce güldü iç çekti '' Skyler, ben her şeyin farkındayım güzelim.'' Sözünü bitirene kadar arkam dönük bir şekilde dinledim. Ve yine arkamı dönmeden '' Hayır hiç bir şeyin farkında değilsin. Sadece öyle olduğunu sanıyorsun.'' dedim. Yürümeye devam ettim. Yukarıya odama gittim. Oturmuş tavanı seyrediyordum. Yine düşüncelere dalmıştım. Bana ''Güzelim'' demişti. Acaba gerçekten içinden gelerek mi söylemişti yoksa öylesine mi? Her nasıl söylediysede bir önemi yoktu yinede onun dudaklarından bu kelimenin dökülmesi bile çok hoştu. Tam hayallere dalmışken kapı çaldı. ''Gel'' dedim. Ash '' Pizza gelmiş hadi gel.'' dedi. ''Pekala'' diyip  kalktım kapıya doğru yöneldim. Ashton yüzümden anlamış olucak ki '' Hey sen iyimisin?'' diye sordu. '' Evet yani iyi sayılırım dedim. '' Anlatmak ister misin?'' dedi. Evet anlatmak isterdim ama şu anda değil zaten kafam çok doluydu. ''Evet ama önce pizza yemeliyiz bence eğer biraz daha geç inersek Mikey hepsini bitirebilir.'' dedim. Güldü '' Pekala ama mutlaka anlatıcaksın seni böyle görmekten nefret ediyorum.'' dedi. Sarıldık. Sonra kolunu attı ben de elini tuttum. Öylece mutfağa girdik. Masaya otururken elini bıraktım. Luke bizden önce gelmiş masada oturuyordu. İçeri girdiğimizde biraz ilginç bakışlara marus kaldık. Ve yemek boyuda çok konuşmadı. Çocuklar hala Sophie'den kaynaklı olduğunu düşünüyor fakat bence onlar yokken yaşananlardan kaynaklıydı. Yemek bitti. Herkes bu gün çok yorgun olucak ki odalarına dağıldı. Normalde beraber  bişeyler izlerdik yada oyun falan oynardık. Ama hem son zamanlardaki keyifsiz Luke hemde üzgün ben diğerlerininde keyfini kaçırmış gibi duruyordu. Odamda bilgisayarımda birşeyler izlerken kapım tıklanmadan açıldı ve içeri biri girdi. Kızgın bir şekilde bu kim diye bakmak için kafamı kaldırdığımda gözlüğümün üztünden baktım ve Luke karşımda duruyordu. '' Kapı çalmak denen bir şey var biliyorsun değil mi? Ya giyiniyor falan olsaydım?'' dedim. '' Keşke'' dedi ve güldü. Kaşlarımı çatıp baktım. Sonra '' Evet ne oldu?'' dedim. Yanıma oturdu. Canım sıkkın ve seninle konuşmak iyi geliyor. Konuşabilir miyiz biraz?'' dedi. ''Pekala anlat bakalım dinliyorum''. Yatağa uzandı benide yanına çekti. Uzanmış tavanı seyrediyorduk. '' Sophie'yi unutmaya başlıyorum. '' dedi. ''Eee bu çok güzel bir şey canını sıkan ne ?'' dedim. '' Hayır Skyler öyle değil. Sesini unuttum, görüntüsünü unuttum. Olmasından korktuğum şey buydu.'' dedi. Canım yanmıştı yine o iğrenç his kalbime yerleşmişti. '' Luke bak biliyorum onu unutmak değilde geri kazanmak istiyorsun. Görüntüsü hiç silinmesin sesi kulaklarımdan gitmesin kokusu hep burnumda olsun istiyorsun. Fakat bu mümkün değil. Üzgünüm ama artık Sophie yok onu unutmalısın. Ve her anlamda. Bence başarabilirsin. Başkasına odaklanmayı dene. Onu artık sil.'' dedim. Başkası derken kendimden bahsettiğimi bilmiyordu tabi. O gelmeden önce müzik dinliyordum birden '' Wrapped Around Your Finger'' çalmaya başladı. Durdurmama rağmen çalıyordu. Durdurmak için yeltendim kolumu tuttu '' Boşver bırak çalsın.'' dedi. Geri uzandım. '' Kime odaklanabilirim sence?'' dedi. '' Ona senin karar veremen gerek. Kalbin kimin yanında hızlanıyorsa. Yada kimin yanında söyleyeceklerini özenle seçiyorsan.'' dedim. Bunlar onun yanında benim yaptıklarımdı. ''Skyler'' dedi yavaşça sesi kulaklarımı okşarcasına duyuldu. Nefesi yine her yerimdeydi. ''Luke'' dedim. Ona bakarak. Elini yüzümde gezdirdi. Sonra belime doğru indi eli. Kendine çekti. Ve birden dudaklarıma doğru yaklaştı. Öpmeye başladı. Kaskatı kesildim kalbim çok hızlanmıştı. Tam anlamıyla adrenalin patlaması yaşıyordum. Sanki kalbimden bir parça alınmış gibiydi. Elimi saçlarında gezdirmeye başladım. Daha çok yaklaştırdı. Dudaklarımı dudaklarına daha sertçe bastırdı. Neler oluyordu? Rüyamıydı bu? Belkide veya gerçekti ama gerçek olamayacak kadar güzeldi.

Sleep With Me // HemmingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin