Bölüm 34

8.5K 417 9
                                    

Merhaba arkadaşlar bir sonraki bölüm final yapmayı düşünüyorum.Keyifle okuyun ve bekleyin!Gözlerinizden öptüm sayın :)



İZEL DİZDAROĞLU

Azraları uğurladıktan sonra Sena'nın kapanmak üzere olan gözlerini fark ettim ve onu yatağına yatırarak odama doğru yürümeye başladım.

Koridorda ilerlerken banyonun kapısı açıldı ve beyaz gömleğinin düğmeleri açık olan Tibet'in heybetli bedeni göründü.Bakışlarım onun muhtemelen yüzünü yıkarken ıslattığı saç tutamlarına istemsizce kondu.

-''Sena uyudu mu küçük?''

Tibet dudaklarından dökülen bu soruyla birlikte bakışlarını benden kaçırmış ve bana doğru adımlamaya başlamıştı.

Onun bu halini garipseyerek ''Evet çok yorulmuş,hemen uykuya daldı.'' diye mırıldandım.

Odamıza girdiğimizde üzerimde hissettiğim ağırlıkla birlikte derin bir nefes almadan edemedim.

Tibet hiç bir şey söylemeden üzerindeki gömleği çıkarmaya başladığında gözlerim kaslı omuzlarında,geniş sırtında gezindi.

Yutkundum ama boğazımdaki düğüm bir türlü yok olmuyordu.

Sadece saatler önce dudaklarımdan dökülen o heyecanlı cümleyle Tibet'in yüzünün ve vücudunun nasıl kaskatı olduğunu hatırladıkça da boğazımı bir el sıkıp,nefes almamı güçleştiriyordu.

Benim ondan uzak durmamın sebebi o anı unutamayışımdı.Anladığım kadarıyla o da benden uzak durmaya çalışıyor,böyle bir konunun yeniden gün yüzüne çıkmasından endişe ediyordu.

Odada ki içimi bumbuz eden soğukluğun sebebi buydu.Gözlerime dolan yaşları engellemek umuduyla Tibet'e bakmayı kestim ve üzerimdeki elbiseden kurtularak,pijamalarımı giydim.

Yatağın benim olan tarafına yatıp,nevresimi kendime iyice çekerken,bu yatakta ilk kez bu kadar yalnız ve yabancı hissettim kendimi.

Odanın her bir yanını saran bu okyanus kokusu ilk kez içimi huzurla doldurmuyordu.

Üzgündüm.

Gözlerimi sıkıca yumup,yatakta cenin pozisyonunu aldığımda yatağın Tibet'e ait olan kısmı usulca çökmüştü.

Vücudunun yaydığı o sıcak enerjiyi,bedenim anında tanımıştı ama ilk kez ona sokulmak istemedim.

-''Küçük..'' diye fısıldadı yanıma uzananarak,elleriyle belimi sarıp beni kendine çekerken.

Boğuk sesindeki dalgalanmayı hissettiğimde ondan tarafa dönmeye çalıştım.Yüzüm çıplak göğsüne değdi.

-''Efendim.''

Sesim o kadar soğuk çıkmıştı ki,başka birisi konuşuyor gibi hissetmiştim.Tibette bunu hissetmiş olacak ki belime sarılı olan bir eli,çenemi avuçlayarak ona bakmamı sağladı.

-''Bana söylemek istediğin bir şey var mı?''

Sesindeki ve gözlerindeki beklentiye deliler gibi karşılık vermek istiyorsam da cesaretim tuzla buzdu.

-''Hayır.'' diye fısıldadım sesimin titrememesini dileyerek.

Çenemdeki eli acı bir ağırlıkla yanağıma doğru kayarak orayı şefkatle okşadı..Şu an bana böyle yaklaştığı için kendimi ağlamamak için çok zor tutuyordum.

Gözleri tam gözlerimin içine saplanmışken,''Küçük..'' diye fısıldadı ve dudakları ağır ağır dudaklarımı esir aldı.Belimdeki diğer eli de kendine saçlarımın arasında yer edinmişti.

CAN YARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin