Lucifer'ın Seçtiği- Claus

617 32 5
                                    

Mektubu okuduktan sonra yavaşca mektubu yüzümden indirdim. Artık ağlamak istemiyordum. Açıkçası bu hoşuma gitti. Kötülüğün sözlükteki anlamı olmak.. Bu aksine çok hoş hissetttirdi. Mektubu masanın üstüne bırakırken sırıttım. Çocuklar anlamamış gibi bakıyorlardı.

- Ne oldu Alice? Mektupta ne yazıyor. diye sordu Anna

- Hiç bişey. dedim ve odama çıkmak için merdivenlere yöneldiğimde Ashley'nin sesini duydum.

- Hayır! Hayır! Lanet olsun! Mektubu bana ver Alice! diye bağırdı. Belli ki durumu anlamıştı. İyi bu benim işeme geldi.

- Bana. karışma.  dedim cümleleri bastırarak.

- Bak, lütfen.

- Ne yani, herşeyi bilen biricik Ashley'miz beni durdurabileceğini mi sanıyor. dedim dudağımı büzüp alay ederek.

- Alice, bize burda ne olduğunu açıklayacak mısın? diye sordu Anna

- Sadece artık bişeylerin farkına vardım cici kız.  dedim Anna'ya

- Ashley burada neler oluyor? diye sordu bu sefer

- Kötülüğü uyandırdı dedi ve sertçe yutkundu.

- N-nasıl? diye sordu Martin

- Mektup. Kötülük kendini farkettiği an yayılacak. dedi. Artık sıkıldım. Jensen tam yanıma geliyordu ki

- Sakın! Beni engellemeye çalışma, güzel yüzüne yazık olur yakışıklı çocuk. dedim tehtitkar bir sesle.

- Alice.. dedi buruk sesle.

- Ne o yoksa birileri benim için üzülüyor mu? dedim alay ederek.

Ashley tam bişey demek için ağzını açmıştı ki elimi ona doğru doğrilttum ve duvara çarptı. Martin geliyordu ki Jensen tuttu ve

- Bırak, zararlı sen çıkacaksın. dedi.

- Alice, sen benim arkadaşım olamazsın. Benim arkadaşım bir yaratık değil. dedi Anna.

- Pekala hoşçakal dedim ve odama çıktım. Açıkçası pek umursadığım söylenemez. Lucifer acaba ne zaman tekrar benimle konuşacaktı? Bunu merak ediyorum. Ben çağırsam? Belki olur. Şansımı deniyim.

- Baba? dedim fakat cevap gelmedi.

- Baba, lütfen. Beni duyuyor musun? dedim tekrar. Ama cevap yok. Yanımda Lennia belirdi. Beklemediğim bir şekilde diz çöktü. Bu hoşuma gitti.

- Ona artık daha kolay ulaşabileceksin. Sadece kalbini, ruhu ona aç.

- Pekala. dedim

Diz çöktüğü yerden kalktı ve yanıma biraz yaklaştı.

- Av avvvv dedim ve gözlerimi kapatıp geri açtım.

- Perde kalkmış. dedi ve sırıttı. Lennia'nın artık gerçek yüzünü görebiliyordum ama keşke görmeseydim. Bu ne lan? Nasıl işkenceler görüyorlar ki demek.

- Artık tüm şeytanların gerçek yüzünü görebileceksin Alice, perde kalktı dedi.

- Pekala izin ver de Baba'mızla konuşayim dedim.

- Pekala, ona sevgilerimi iletirsin dedi ve gitti.

İşime odaklandım.

- Baba, tüm ruhumu ve kalbimi sana açıyorum. Beni duyuyor musun?  dedim. Cevap gelmedi.

- Baba? Lütfen konuş benimle. Dedim ve bir süre bekledikten sonra kalın sesiyle konuştu.

- Alice, sonunda gücünün farkına varmışsın.

- Evet Baba. Kötülüğü tüm dünyaya daha çok yaymak için sabırsızlanıyorum.  dedim ve sırıttım.

- Bu senin görevin, kızım. İşte seni bu yüzden seçtim. Sen özelsin dedi kalın sesiyle.

- Baba, teşekkür ederim. Seni o kafestem çıkaracağım. dedim.

- Lilith.

- Biliyorum Baba. Lilith'i çıkarmamız lazım. En derinlere sıkıştı ama bunu bir şekilde yapacağım. dedim.

- O da çabalıyor. Artık istediğin zaman ceheneme girip çıkabilirsin. Orası artık senin evin. dedi

- Pekala Baba. dedim ve sonra gitti.

Nasıl cehenneme gireceğimi bilmiyordum. Ama bir şekilde öğreniriz değil mi? Hızla aşağı indim ve Ashley ile çocuklar ortada yoktu.

- Hadi ama saklambaç mı oynuyoruz? dedim alaycı sesimle. Cevap gelmedi. Sinirlerim bozuluyordu ama artık.

Birden ne olduğumu anlamadan üstüme bir su döktüler ve asitli su dökmüş gibi derimi öyle bir yaktı ki çığlık attım. Daha sonra bunun kutsal su olduğunu anladım ve sinirli bir şekilde önüme döndüm. Demek Anna bana kutsal su attı? 

- Seni sürtük! Bu yaptığın son şey olacak! dedim ve Anna'nı saçından tutup sürüklüyordum ki yine o derimi yakan kutsal suyu üstümde hissettim yine yine ve yine. Böyle devam etti fakat artık kutsal suları bitmişti. Şeytani bir kahkaha attıktan sonra

- Artık kaçış yok.. dedim ve hepsini duvara yapıştırdım. İlk Anna'nın yanìna gittim ve bir bıçak aldım.

- Aaaa, insan hiç en iyi arkadaşına kutsal suyla saldırır mı? dedim ve bıçakla Anna'nın suratına bir çizik attım. Derin bir çizik, iz kalacağına eminim. Daha sonra bir kaç tane kollarına ve bacaklarına. Sonra geri çekildim ve hepsine bir baktım. Duvara yapışmış bir şekilde ne kadar da savunmasız acınasılardı.

- Ne kadar da savunmasızsınız. Hadi şimdi de kutsal suyla saldısanıza?? dedim.

- Sen bir yaratıksın Alice, sen bir şeytansın. Kötülüğün tam anlamısın! diyen Anna'ya baktım.

- Böyle demeye devam et, bu hoşuma gidiyor dedim ve sırıttım. Sonra Martin'in yanına gittim.

- Martin, Martin.. Zavallı Martin. Arkadaşıma aşıksın demek ha? Ne kadar da ayıp dedim ve kahkaha attım. Martin'e de benden bir hediye olarak derin bir çizik gönderdim. Bu sefer Jensen'ın yanına gittim.

- Aslında sana üzülmüyor değilim Jensen. Beni seviyordun, halen seviyorsun. Buna gülsem mi yoksa ağlasam mı bilemiyorum doğrusu dedim ve Jensen'a bişey yapmadım.

- Ellie nekadar dda şanslı değil mi çocuklar? Burada değil. Keşke olsaydı, biraz eğlenirdik ha? dedim ve Ashley'nin sesini duymamala çocuklar üzerindeki dikkatim dağıldı ve duvardan düşüp yere yığıldılar.

- Onları bırak! Ne istiyorsun? dedi

- Ah, evet sen. Bana anlatman gereken bazı konular var Ashleycimm. dedim ve kolundan sürükleyerek yukarı çıkardım. Kapıyı kilitledim ve Ashley'i yere fırlattım.

- Anlat bana, cehenneme nasıl gideceğim! diye bağırdım ama nafile. Cevap vermedi.

- Sana söylüyorum! Cehenneme nasıl giderim! diye bağırdım. Tam o sırada içeri birisi girdi. Hiç görmediğim biri. Şeytan değildi, insan da değildi.

- Onu rahat bırak Seçilmiş. Biz de seni arıyorduk.  dedi

- Kimsin sen!?

- Adım Claus.

- Nesin sen? Şeytan değilsin, insan değilsin nesin?

- Ben bir....

Arkadaşlar buliyom heyecanlı yerde kestim sjhkl. Alice'in artık kötü yüzünü görüyoruz.Vote gelmezse yeni bölüm de gelmez. Okuma sayımız iyi gibi ama lütfen vote ve yorum! Emeğin karşılığını verin lütfen.

Lucifer'ın SeçtiğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin