Lucifer'ın Seçtiği- Michael

513 29 4
                                    

Cadde boyunca yürüdükten sonra bir kafenin önünde durdum. Kalabalıktı, içeri geçip bir masaya oturdum. Artık kötülüğü yaymanın vaktiydi. Garsona baktım, ne kadar da mutluydu. Mutlu bir şekilde kahve döküyordu. Bu garsonla başlayabilirdim. Kahveyi dökmeyi bitirdikten sonra göz geze geldik. Bir anda gülümseyen suratı dehşet içinde kaplandı. Gözlerini benim gözlerimden ayırmasına izin vermiyordum. Kahveyi doldurduğu bardağı yavaşça eline aldı. Sipariş isteyen müşterinin masasına geldiğinde sıcak kahveyi açıp üzerine döktü. Evet, aklına girmeyi başarmıştım. Adam çığlık attıktan sonra

- Derdin ne senin!? diye bağırdı. Kız hiçbir mimik hareketi kullanmadan adamın suratına bakıyordu.

- Bana cevap ver!! diye bağırdı adam bu sefer. Kız adama yumruk attı. Bunun üzerine adam kıza tokat attı. Tüm kafe onları izliyordu. Tabi ki de benim amacım sadece bu ikisi değildi. Tüm kafeyi birbirine düşürecektim. Kız tokadın etkisiyle yan masadaki kadına çarptı. Kadına baktım. Bakmamla ayağı fırladı ve kızı saçından tutup başını masaya vurmaya başladı. Kafedekiler çığlık atmaya başladı. Bense olayları keyifle izliyordum. Daha sonra arkadan bir adam, kadının kafasına vurdu. Daha sonra o adama da birisi dalaştı derken tüm kafe birbirine girdi. Amacıma ulaşmıştım. Hepsi birbirini öldürüyordu. Adam kızın kafasını patates kızartması için yanan yağa bastırdı. Birisi çatalla gözünü oydu. Birisi bıçağıyla öbürünün karnını deşti derken hepsi ölmüştü. Yerler kan içinde kalmıştı. Yavaşca masadan kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. Son bir kez onlara baktıktan sonra dışarı çıktım. İstemsizce gülümsedim. Amacıma ulaşmıştım.

Hava kararmıştı. Yağmur yağıyordu. Yanımdaki binanın bir penceresinde elinde İncil ile dua okuyan bir kadın ilgimi çekti. Binanın içine girdim. Kapının önünde durdum ve elimi kapının üstüne koydum. Kapı kilitliydi. "Motirum te salutamvsa" dedikten sonra açıldı. Yavaşça itekledim ve içeri girdim. Kadın halen incil okuyordu. Odasına girdim. Beni ilk gördüğünde korkmuştu.

- K-kimsin sen? dedi incili daha çok sıkarak.

- Onun seni koruyacağını mı sanıyorsun? dedim gözlerimle İncil'i işaret ederek.

- Git burdan! Yoksa polisi ariycam.

- Polisin beni durdurabileceğimi mi düşünüyorsun?

- Çık evinden!

- Tanrı'nın seni dinlediğini mi düşünüyorsun? Bende öyle düşünüyordum. Ama o bizi takmıyordu bile! Bak şimdi ne haldeyim? Eskiden iyiydim. Eskiden insandım.. Ama insan olmayı özlüyor değilim. İnsanlar hayatımda gördüğüm en aciz, en aptal insanlar! Benim sadece 20 yaşında bir kız olduğumu düşünüyorsun mesala. Ama değilim. Sıradan birisi değilim. O aptal İncil'in seni koruycağını sanıyorsun ama hayır! Benden korumaz.. dedim

- Yüce İsa-

- Kapa çeneni! diye bağırdım ve İncil'i alıp masaya fırlattım. Benim kim olduğumu anlaması için gözlerime siyah perdeyi indirdim. Gözlerimin simsiyah olduğunu gördüğünde bir çığlık attı.

- Yüce İsa aşkına, çık evimden şeytan! Çık evimden ve cehennemine dön! diye bağırdı.

Kahkaha attıktan sonra

- Gördün mü dualar işe yaramıyor. Halen burdayım! dedim

- Tanrım, koru beni şeytandan. diye dua etmeye devam ediyordu.

Kahkaha atmaya devam ediyordum. Cidden bunun bende bir etkisi yok!

- Kapa artık lanet olası çeneni!

- Yüce İsa sesimi duyuyor ki yanacaksın! Her zamanki gibi yanacaksın! Seni adi günahkar, Tanrı'nın lanetlediği! dedi. Çok fazla sinirliydim. Kadını saçlarından tutarak yerde sürüklemeye başladım. Çığlık atıyor ve ağlıyordu. Saçını bırakıp mutfak masasına yatırdım.

- Bana ne yapıyorsun? dedi ağlayarak.

- Küçük bir parti vereceğiz. dedim gülümseyerek.

---------- Yazar Anlatımı -------------

Zavallı kadın neler olacağını bilmeden okuyordu İncil'i. Nerden bilebilirdi ki Alice gibi bir şeytanın evine gireceğini? O her zaman Tanrı'nın onu koruduğunu düşünürdü. Ama bu sefer öyle düşünmüyordu. Onu mutfak masasına yatırdığında Tanrı'dan tamamen umudu kesmek üzereydi. Ama sonra bir ışık gördü. Belki de Tanrı onu halen koruyordu? Onu bu şeytandan koruyordu belki de?

---------- Alice Anlatımı---------------

Kadının ellerini ve kollarını bağlamıştım. Dolaptan bir kap çıkardım. Cebimdeki bıçakla koluna derin bir çizik attım ve kabı kolunun altına koyarak kanın kaba dolmasını bekledim. Ağlamaya devam ediyordu. Kan kaba dolmaya devam ederken beyaz bir ışık gördüm. Daha sonra önümde bir adam belirdi.

- Tanrım, biliyordum.. dedi kadın. Kadına baktıktan sonra adama döndüm. Şaka yapıyordu değil mi? Şaşkınlıkla ağzımdan çıkan tek kelime

- Michael!?

Lucifer'ın SeçtiğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin