- California'ya gidiyoruz, sevgili halacığım Ashley'e bir süprizimiz olacak. dedim
- Neyden bahsediyorsun? diye sordu.
- Bir bıçak, sanırım nasıl göründüğünü biliyorum. Claus denen ucube beni onunla öldürmeye çalışmıştı. Ashley'deymiş. Birkaç kişi de alıp bir ziyaret edelim diyorum. dedim göz kırpıp gülümseyerek.
- Melek bıçağından bahsediyorsun..
Bu bizim için riks ama-
- Biliyorum Lennia, ama merak etme. Diğerleri ölse bile sana zarar gelmiycek. Ölsen bile seni geri getiririm. dedim. Gülümsedi ve
- Pekala, cehennemdeki en iyi işkencecilerden birkaç kişi toplarım. dedi
- Harika, kısa zamanda California'da olun ben gidiyorum. dedim ve artık California'da evin önündeydim. Lennia ve diğerlerinin gelmesi de uzun sürmedi. 8 kişi toplamıştı. Evin içerisine baktığımda kimse yoktu.
- Pekala, hadiyin! dedim ve kapıya elimi uzatmamla sonuna kadar çarpılarak açıldı. İçeri girdiğimizde ortalıkta kimseler gözükmüyordu.
- Bir saklambaç daha mı çocuklar ha? diye bağırmamla hepimizin üstüne kutsal su atılması bir oldu. Lennia ve diğerleri Anna, Jensen ve Martin'e saldırırken ben de karşımda duran Ashley'e yavaşça yaklaşıyordum.
- Sevgili halacığım, beni özledin mi?
- Canın cehenneme sürtük!
- Hadi sana bir fırsat tanıyım. Bana bıçağı verirsen daha az işkence yaparım.
- Bıçak falan yok!
- Yalan söylemek günah bilirsin. dedim sırıtarak.
- Bende bıçak yok! demesi üzerine elimi ona uzatarak duvara fırlattım. Diğerlerine baktığımda bir kaç şeytan ölmüştü ama Jensen, Anna ve Martin iyi benzetilmiş bir şekilde sağ kalanlar tarafından tutuluyordu. Ama bir kaçını öldürmüşlerdi. Onlar benim kardeşimdi, ve öldürmüştüler.
Kızgınca bakarak;
- Öldürdüğünüz her şeytan için, öldürdüğünüz her kardeşim için 2 kat daha fazlasını yaratacağım! dedim ve Ashley'e tutuğum elimi yumruk yapıp çevirdim. Çığlık atıyor ve kan kusuyordu. Bir süre sonra gözlerinden de kan gelmeye başlamıştı. Yüzünün derisinin bir yanı çatladı.
- Bıçağın yerini söyle! Emin ol ki bu yaptıklarım daha başlangıç.
- Asla! Asla söylemem! dediği anda elimi daha çok sıktım ve acı bir çığlık kopardı. Ellerinde derin yaralar açıldı ve birkaç kemik kırılma sesinden sonra
- Aman Tanrım! Aman Tanrım! Tamam! Y-yukarı katta, d-duvardaki tuğlaların içinde! diye itiraf etti.
- Doğru seçim. dedim ve elimi aşağı indirdim. Ashley ise yere yığıldı.
- Lennia, sen benimle gel. Diğerleri şu üçüyle ilgilensin. diyerek yukarı çıktım. Duvarlarda elimi gezdirdim ve sonunda! İşte onu buldum. Bulduğum yerde elimi durdurup hafif bir vuruştan sonra duvar yıkıldı. Bıçak yere düştü. Aldım ve yanılmamışım, Claus denen ucubenin beni öldürmeye çalıştığı bıçakmış. Lennia yanıma geldi
- Hadi Alice, gidelim. dedi ve aşağı indik.
Yanımızda gelenler Jensen, Anna ve Martin'i adeta fırlatırmışçasına yere bıraktılar.
- Siz çocuklar artık karşı gelemeyeceğinizi anlamışsınızdır. dedim hepsine bakarak.
- Sen benim tanıdığım Alice değilsin.. Sen bir şeytansın! dedi kısık sesiyle Anna.
- En azından olmam gerektiğim gibiyim. dedim ve çıktık.
- Harika işti çocuklar. Artık bununla meleklerin icabına bakacağız. dedim gülerek.
- Efendim, artık kötülüğü yaymalısınız. Meleklerin de engel olmak isteyeceğini sanmıyorum. dedi aralarından biri.
- Haklısın, artık vakit geldi. dedim
Aklıma güzel bir plan gelmişti. Sırıtmamı yüzüme iyice yaydım.
- Dünya adeta bir kötülükler yuvası olacak. Yeni evimiz dünya olacak. dedim yüzümdeki sırıtamayı silmeden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucifer'ın Seçtiği
Terror"Sevgili Alice; Eğer bu mektubu okuyorsan ben çoktan öldüm. Sana doğmadan önce benim küçük meleğim diye hitap ederdim. Sen ne yazık ki melek değilsin. Bunun için çok üzgünüm. Ama sana harika bir güç verildi. Bu sıradan bir güç değil. Sen bir efsane...
