-Annabeth-
Uzanıp yatağıma yattım ve Percy'i ve anlayamadığım tuhaf olayları düşünmeye başladım. Percy bana neden anlatmak istemiyor? Neden her soruşumda geçiştiriyor? Of Percy of, sen nasıl birden hayatıma girip böyle birşeyin içine soktun beni????
Birden böyle çatırtımsı bir ses geldi ve ben daha ne olduğunu anlamadan belimde iki soğuk el hissettim. Kafamı kaldırınca Percy'i gördüm, o harika gülümsemesiyle bana gülüyordu.
Ne kadar zor olsada Percy'e kafamı çevirdim. Kollarını bana sarıp yanağıma bir öpücük kondurdu. "Seni kırıcak kadar şapşal ben, gene ne yaptım?" diye gene o masumluğuyla sordu. "Percy niye sürekli sorumdan kaçıyorsun?" diye sorusuna soruyla cevap verdim. "Hımm, peki tamam anlatıcam ama yok niye öyle yaptın yok niye böyle yaptın demek yok" dedi, bense sadece kafamı salladım.
"Sabah seni Rachel'le tanıştırdığım sırada Rachel 'Percy burdalar, seni bekliyorlar' demişti. Hatırlıyor musun?" deyip cevap vermemi bekledi, yavaşça kafamı salladım. "Bahsettiği kişiler vampirlerdi, yani genç yeni doğan vampirlerdi. Bu sıralarda burada dolaşan bir grup var ve onlar bizim gibi değiller, onlar insan kanından besleniyorlar. İnsanlara saldırdıkları için onlarla konuştum ve gitmelerini istedim ama kabul etmediler. Benden benden ....." deyip sustu. "Evet, Percy senden?" diye merakla cümlenin sonunu bekledim. "Benden seni istediler Annabeth" deyip gözlerini kaçırdı. "Be-be-beni niye istesinler ki? Ben sıradan bir insanım" deyip düşünmeye çalıştım. Percy biraz düşünmeme izin verdi ve bekledi.
"Annabeth açıkçası ben bilmiyorum. Neden seni istiyorlar bilmiyorum, ama karşı çıktım. Korkma asla ama asla seni kimseye vermem, sen benim herşeyimsin yaklaşık 200 yıldır vampirim ama hayatımda ilk defa böyle hissediyorum. Ben sana çok fena aşık oldum" deyip bana o tatlı gözleriyle baktı ve o an birşey farkettim. Gözleri fazla koyuydu, siyaha dönük böyle siyahımsı siyah gibi birşeydi. Ne oldu der gibi bir bakış attı. "Gözlerin fazla koyu renk eskisi gibi değil" dedim, dediğim şeyin saçmalığına ben bile inanamayarak. "Biz yani vampirler susadığında gözleri koyulaşır ve zamanla siyah olur" dedi. "Peki, susamak ne demek?" diye sordum.
Ya sorduğum sorulardan ya da surat ifademe güldü ve cevap verdi. "Susamak, yani bizim kana ihtiyacımız var demek" dedi. Off ben çıldırıcam galiba, sevgilim vampir ve deli vampirler tarafından isteniyorum ve sevgilimin kana ihtiyacı var. Arkama döndüm ve Percy'e sarılıp gözlerimi kapadım.
Sabah lanet olasıca alarmın sesiyle uyandım, kafamı çevirince Percy'nin komidinimde ki vazoya bir çiçek demeti bırakmış olduğunu farketmemle yüzüme bir gülümseme geldi. Ardından bana bıraktığı notu okudum.
"Günaydın Sevgilim,
Her zaman ki gibi gene çok tatlıydın, ben de uyandırmadım. Özür dilerim ama bu sabah seni Piper alıcak. Dün anlattığım saçma nedenler yüzünden. Biraz onlarla uğraşıcam, bi de bugün okula gelmeye bilirim. Boşuna endişelenme, seni seviyorum"Üstümü değiştirip aşağı indim, üvey kardeşlerimin yanına gidip onlara kahvaltılarını yaptırdım. Onlarla uğraşmak, oynamak beni rahatlatıyor.
Annem sanırım yorulmuş olmalı ki o bile benle uğraşmadı. Dedim ve başlıyoruz "Annabeth, kapıdaki zengin kız kim?" diye sordu. "Kapıdaki kız, arkadaşım Piper anne. Bu sabah beni almaya geldi" diye cevap verdim, ona yetmesini umarak. "Annabeth, biz sana araba almadık mı? Sen niye hiç arabanla gitmiyorsun?" diye devam etti. "Beni almaya geliyorlar, ben de kabalık olmasın diye kabul ediyorum. Percy, birkaç gündür beni götürüyor çünkü arabam arızalıydı. Dün de bana önemli birşey söylemek için geldi ve beni götürdü. Piper neden burda? Bu gerçekten mantıklı bir soru" dedim, biraz da safa yatarak. "Peki, öyle olsun. Sen bilirsin Annabeth ama kendine dikkat et tatlım" deyip gülümsedi. "Neyse, hem ben Piper'ı bekletmiyim hem de geç kalmak üzreyim. Akşam görüşürüz" dedim ve her zaman ki kaçışımla kaçtım.
Piper'ın üstünde açık mavi bir kot, üstünde de beyaz bir tişört ve açık mavi bir kot ceket vardı. Piper'ı dikkatlice inceleyince ne kadar güzel olduğunu farkettim, onun da gözleri Percy gibi olmuştu. Önceden onun gözünün rengini anlayamazken şimdi rengi siyah gibiydi.
"Günaydın Annabeth, bugünün şanşlısı sensin" deyip güldü. "Sana da günaydın Piper, bakıyorum da bugün çok mutlusun" diyerek gülümsemesine karşlık verdim. "Evet, bugün Percy'yi sinir ederek güne enerjik ve mutlu başladım. Hadi arabaya bin, bugün daha konuşmaya çok fırsatımız var" dedi. Kafamı sallayıp arabaya geçtim. Piper'ın arabası beyaz bir mersedesti. Yol boyunca konuştuk, özellikle de Percy hakkında.
Okula geldiğimizde bir anda yanımızda Jason bitiverdi. Piper'ı öpüp bana döndü ve "Annabeth, beni tanıyorsun ama hiç konuşmadık. Ben Jason" deyip gülümsedi, elini uzattı. Kabalılık olmasın diye elini sıkıp gülümsedim. "Sayende 150 yıldan sonra artık Percy'yle dalga geçip eğlenebiliyorum. Sabah sporumuz gibi birşey oldu" deyip gülmeye başladı. Piper da ona katılınca ben de gülmeye başladım. "İşe yaradıysam ne mutlu bana" dedim. Piper darılmış gibi bakıp "Annabeth ben Percy'i ilk defa böyle görüyorum. İlk defa bu kadar mutlu, Percy vampir olduğundan beri yalnız hiçbir kıza yaklaşmadı. Sırf ona zarar verebileceğinden korktuğu için bizim dışımızda hiçbir kıza yaklaşmadı. Aslında senden de uzak durucaktı ama dayanamadı. Sen hem bizim için hem de Percy için çok değerlisin" dedi ve göz kırptı. "Teşekkürler Piper" dedim ve yürümeye başladım.
Thalia'nın yanına gittiğimde bana dargın bir şekilde bakıyordu. "Biricik kankamı nasıl kırdı, bu şapşal ben?" diye tüm tatlılığımı kullanarak sordum. "Kendine yeni kankalar edinerek, ne zaman baksam ya Percy'nin ya da Piper'ın yanındasın" dedi, bana kötü bakışlar atarak. "Thalia, Percy benim sevgilim. Piper'ı dün sana anlattım, sebebini de yeni öğrendim. Sonra beraber oturup konuşuruz, sakin ol ve bana kızmana gerek yok" diye cevap verdim. "Tamam, sakin ol kızmana gerek yok ama kankamla doğru düzgün konuşamıyorum" dedi. Aslında haklıydı, ne zaman konuşsak konu ya Percy'nin vampirliği ya da sevgilim olmasıydı. "Haklısın, bu yüzden bu akşam eğlence gecesi yapıyoruz. İlk önce sinema sonra yemek veee bowling" diyip güldüm. "Tamam, o zaman ama ekmek yok anlaştık dimi?" dedi. "Bi kere planı ben yaptığıma göre, kendi planımı mı ekicem?" dedim ve göz kırptım. "Hadisene, gene senin yüzünden geç kalıcaz şimdi" deyip yürümeye başladı. Koşup ona yetiştim ve sınıfa girdik.
Öğle arasına kadar herşey normal ve sıradandı. Aslında öğle arası da sıradan ve normaldi. Percy olmadan tüm hayatım eskisi gibiydi, sanırım Percy benim hayatımı değiştirmişti ve heyecan katmıştı.
Çıkışta Thalia'yla nasıl gidiceğimizi düşünmeye başladım. Thalia, Luke'un ben de Piper'ın arabasıyla gelmiştim. Piper ve Luke bizi eve bırakır, sonra ikimizden biri arabasıyla diğerini alır ve bekle bizi eğlence...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Yedili
ФанфикYa yedili (Annabeth yerine Calypso) vampir olsaydı? Yüzyıl boyunca kimseyi sevmeyen Percy, Annabeth'e ilk görüşte aşık olsaydı? * Kitap ile alakası yoktur.