-Annabeth-
Bu sabah Percy gene yatağımın yanındaki vazoya bir demet çiçek bırakmış ve yanında bir not vardı.
"Günaydın Bilmiş Kız,
Senin tatlılığına kıyamayıp seni uyandırmadım. Bu arada bu akşam bizimkilerle basketbol oynayacağız. Eğer istersen sen de gel. Bugün ve seni ben alamacağım. Okulda da yokum, şu vampir işleri. Bu sefer gözümü fark etmedin. Sanırım artık bana ve aileme alıştın. Neyse bunları sonra beraber konuşuruz. Gelmek istiyorsan Piper'a söylemen yeterli, o seni getirir. Ben biraz geç kalabilirim. Bu arada seni seviyorum Annabeth.
İçimden ben de seni seviyorum Percy dedim. Onu izlemek tabi ki isterim ama yarın sınavlar başlıyor. Aşağıdan gelen annemin sesiyle kendime geldim. Aşağı sallana sallana sallana inip hızlıca kahvaltımı ettim. Piper dışarıda beni bekliyordu.
"Günaydın Annabeth, akşam geliyor musun?" diye sordu. "Bilmiyorum, yarın önemli bir sınavım var" dedim. "Bence kesinlikle gelmelisin, onları izlemek eğlenceli. Ayrıca bazen bi yerlere fırlayınca küçük bir 'tartışma' oluyor. Percy'i sakinleştirsen fena da olmaz aslında. Hem Jason'ın takımı kazanmış olur. Ama sınav senin için önemliyse sen bilirsin" diye kibarca beni ikna etmeye çalıştı. Bi arkada iki kişi belirdi. "Bizi almadan mı okula gidiyorsun Piper? Çok ayıp. Bu arada seni korkuttuysak özür dilerim Annabeth" dedi Hazel. Korkmadığımı işaret etmek için kafamı salladım. (Ne kadar doğru olmasa da) "Hah sizi nasıl unutabilirim ki? Sadece koşmak isteyebileceğinizi düşündüm" diyerek kendini savundu Piper. Onlar aralarında şakalaşırken okula geldik. Thalia'yı görünce onlara görüşürüz işareti yapıp onun yanına gittim. "Naber vampir avcısı?" diyerek dalga geçti Thalia. "Hahaha çok komik" dedim. "Gene kime ne oldu? Suratının hali ne böyle?" diye merakla sordu. "Kimseye bir şey olmadı, sakin ol. Sadece kararsız kaldım. Akşam Percy'i izlemeye mi gitsem, yoksa ders mi çalışsam?" dedim. "Hadi ama Annabeth sevgilini izlemek varken ders çalışıcaksın" diye kızdı. "Haklı olabilirsin" dedim.
Günüm o olmadığı halde ilk defa hızlı geçti. Ayrıca düşünüp gitmeye karar verdim. Piper bizi alıp büyük bir açıklık alanın ortasında iki pota olan yere götürdü. Sonra erkekler geldi, ne kadar alışsam da o hızda koşan birini görmek beni hala şaşırtıyordu. Jason sırtında bir sandalyeyle gelmişti. Getirip önümüze koydu ve tıpkı Percy gibi eğilip eliyle işaret etti. Sonra o geldi, deli gibi aşık olduğum çocuk. Bir anda yanımda bitiverdi. Dudağıma bir öpücük kondurup " Gelmene sevindim, şimdi sevgilinin onları nasıl yendiğini izle" deyip gözlerimin içine bakarak gülümsedi. O anda Jason yanımıza gelip elini Percy'nin omzuna attı ve " O kadar emin olma Jackson" dedi. "Hadi o zaman kim kazanacak görelim" deyip potanı yanına gitti. Jason bir kahkaha atıp diğer tarafa gitti. Piper "Biz skoru tutucaz, zaten biri basket attığında durup diğeriyle dalga geçiyo ama oynarlarken onları görmekte zorluk çekebilirsin" dedi. Şaşkın ifadelerle onları izledim, Piper gerçekten haklıydı. Onları oynarken zar zor görebildim ama basket atınca durup itişip kakışıyorlardı.
Maç bittiğin Percy ve Frank kazanmıştı. Açıkçası onlara gülüp Piperlarla konuşmak güzeldi. Percy yanıma gelip "Eğlendin mi? Ders çalışmadığına değdi mi?" diye masumca sordu. O kadar tatlıydı ki değmese bile değdi derdim. Evet anlamında kafamı salladım.
Beni kapının önüne kadar elimi tutarak getirdi. "İyi geceler bilmiş kız, seni seviyorum" dedi. Ne kadar utansam da "Ben de seni seviyorum" diyebildim. Gülümseyip koşarak gitti. Ben de o kadar çok yorulmuştum ki annem beni fark etmeden odama kaçıp uyudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Yedili
Fiksi PenggemarYa yedili (Annabeth yerine Calypso) vampir olsaydı? Yüzyıl boyunca kimseyi sevmeyen Percy, Annabeth'e ilk görüşte aşık olsaydı? * Kitap ile alakası yoktur.