1 hafta sonra
- Percy -
1 hafta oldu, hala oturmuş. Bu salakların atağa geçmesini bekliyoruz. Annabeth'ten tam 1 haftadır kaçıyorum. Belki kokum ondan kaybolur ve bulmaları zorlaşır. Onu o kadar çok özlemiştim ki. Ayrıca salon vampir kaynıyordu, arkadaşlarım bana yardım etti ve bütün arkadaşları geldi. Salondan gelen seslerle oraya doğru koşmaya başladım. "Herkes burada mı?" diye sordum. Çoğu geldiğimi yeni farketmişti, Jason bana dönüp "Herkes burada Percy, hazırız. Onların bir hamle yapmasını bekliyoruz. Şehri korumak için grup bırakma konusunda emin misin?" Bu konuda düşünceliydim, o yüzden geç karar verdim. "Bilmiyorum Jason, bir grubu şehre yöneltip ters köşe yapabilirler. Ayrıca çaresiz kalırsak yardım gelebilir en azından. " deyip omuz silktim. O da kararsızca kafa salladı.
Biz umutsuzca beklerken eve doğru koşan birilerinin sesleri geliyordu. Piper'ın kapıda belirmesiyle korkum daha da arttı. "Piper ne oldu? Annabeth'e bir şey mi oldu?" dedim korkuyla. "Sakin ol Percy, bir şey yok. Annabeth iyi ama sana ihtiyacı var. Haklı çıktın, şehirde bir sürü yeni doğan var. Savaş başlamak üzere hatta başladı sayılır. Onu koruman lazım Percy, bizi değil. Onu burdan götür, evdeki kokunuzu biz hallederiz. Ona savaş her türlü sıçrar, ondan kaçıp onu koruyamazsın." dedi. Yanıma gelip çenemi yukarı kaldırdı ve gülümsedi. Kafa salladım ve koşmaya başladım...
- Annabeth -
Üstümde hissettiğim güçle uyandım. Sonra onun o güzel gözlerini görmemle daha da şaşırdım. " Ahhh, lanet olsun. Seni uyandırdım." dedi. Şoku atlatıp ona sıkı sıkı sarıldım. "Sanırım birileri gene beni çok özlemiş" deyip güldü. "Sen özlemedin diye mi bana sarılmaya geldin? 1 hafta oldu Percy Jackson! Hah, hem etrafıma koruma koymak da ne demek?" diye çıkıştım. Tamam belki abarttım, beni korumak istiyor ama diğer sevdiklerini tehlikeye atıyor. Ayrıca 1 hafta benden kaçtı, pis vampir. "Özür dilerim, sevgilim. Senden uzak durursam seni korurum sandım, seni korumak istedim. " deyip o masum ifadesini yaptı. Derin bir nefes alıp " Çok kötüsün Jackson, hem de çok" dedim. Yaklaşıp dudağına bir öpücük kondurdum. "Bu kadarcık mı?" deyip dudağıma yapıştı. Onu ilk defa böyle görüyordum, bu kadar kontrolden çıkmış. Ben nefessiz kalınca yavaşça geri çekildi. " Seni o kadar çok özledim ki " dedi ve demesiyle yüzüme bir gülümseme yayıldı.
"Annabeth gitmemiz gerek " demesiyle yeniden şoka girdim. "Annabeth, savaş şehre sıçrayacak. Aileni dert etme, onlar korunacak. Sadece başka bir şehre gideceğiz." dedi ve tepkimi bekledi. "Percy ben bunu yapamam. Ailemi savaşın ortasında bırakamam." dedim, bırakamazdım da. "Annabeth insanların kokusu vardır ve senin kokun evde çok yoğun , senin kokunu yok edip seni burdan uzaklaştıracağım. Zaten bir kaç gün sonra geleceğiz. " dedi. "Peki, nasıl istiyorsan öyle olsun. Ama nasıl olacak, evden mi kaçacağım?" diye sordum. Sinsice bir bakış atıp " Hayır yarın ben size gelicem, sonra yalandan kavga edeceğiz. Ben gideceğim sen de peşimden geleceksin. Aslında gayet basit" dedi. "Nasıl istersen öyle olsun Jackson" dedim ve dudaklarına yapıştım.
Nerdeyse bütün gece öpüştük, hatta bi ara Percy'nin tişörtünü çıkardım. Kaslarını görünce ağzım açık kaldı ve ağzımdan çıkan tek kelime " Oha " oldu. Percy gülüp beni boynumdan öpmeye devam etti, bense sadece onun kaslarıyla oynuyordum. Ama kazanan uykum oldu ve uykuya daldım.
Uzun süredir ilk defa güzel bir şekilde uyandım. Percy gece gitmemiş, saçlarımla oynuyordu. Göğsüne ve kaslarına vuran güneş beyaz teniyle uyum içindeydi. Onu çok daha fazla çekici yapıyordu. Ben nasıl böyle bir çocuğun sevgili oldum ya ? Percy gülümseyip dudağıma öpücük kondurdu ve " Hazır mısın bilmiş kız? Birazdan geleceğim ve kavga edeceğiz sonra sen ailene yalvarıp benim peşimden geleceksin" dedi. "Daha erken değil mi " diye sordum. Saat en fazla dokuz falan olması lazım. Çünkü ben pek geç kalkan birisi değilimdir. "Dün gece seni pek uyutmadım sanırım" dedi ve hınzırca gülümsedi. "Çünkü saat 12.23" diye sözüne devam etti. Tabi ki ben şoka girdim, iyi de annem illa beni uyandırmaya gelirdi. "Annem beni uyandırmaya gelirdi, nasıl oldu da bu sabah gelmedi?" diye sordum. "Aaa şey kapıya geç saate kadar çalıştığını ve 12.30'dan önce uyandırılmak istemediğini yazdım" dedi. Bu çocuk tam bir şeytan, iyi ki düşmanım değil. Dudağıma tekrar bir öpücük kondurdu ve yataktan kalktı. Siyah tişörtünü koklayınca güldü ve "Senin gibi kokuyor" dedi. Yavaşça giydi ve bu esnada güneş ona vuruyordu. Bu yüzden o kadar çekici gözüküyordu ki. Gülümsemesinden bunu bilerek yaptığını anladım. Kalkıp yatağımı topladım, o da dışarı çıkıp arabasını almaya gitti.
"Herkese günaydın " dedim ve her birini tek tek öptüm. Sonuçta bir süre onları göremeyecektim. Annem şaşkın bir şekilde " Öglen oldu ama neyse sana da günaydın" dedi. Ben kahvaltı edip babamın yanına koltuğa oturdum. Birkaç dakika sonra kapı çaldı. Percy'ni üstünde gri bir sweat ve mavi ceket vardı. Elinde de bir demet çiçek vardı. İlk önce gelip babamın elini sıktı sonra gelip bana sarıldı, çiçekleri bana uzattı ve "Bunlar sana Annabeth" deyip gülümsedi.
Percy bir süre babamla konuştu ve sonra odama çıktık. Girmemizle beni öpmeye başladı, sözde birazdan kavga edeceğiz. Benden ayrılıp "Şimdiii ben sinirli bir şekilde merdivenlerden ineceğim sen de peşimden geleceksin. Sana yalancı olduğunu falan filan söyleyeceğim. Sonra çıkıp gideceğim sen de peşimden gelip beni yakalamaya çalışacaksın. Ben basıp gideceğim, sen geri dönüp ailene beni kaybetmek istemediğini söyleyip çanta hazırlayacaksın. Bu arada mayo falan koymayı unutma. Sonra peşimden taksiyle geleceksin. Ben de evden 300 metre sonra bekliyor olcağım biraz beni takip eder sonra da yanıma gelirsin. Seni seviyorum, aşağıda söyleyeceklerimi dikkate alma" dedi. Sinirle kapıyı açıp aşağı indi. "Hah hadi ama benden buna inanmamı bekleme Annabeth. Berbat bir yalancısın." dedi. "Percy lütfen yalan söylemiyorum" diye yalvarır gibi söyledim. "Tekrar söylüyorum Annabeth Chase sen berbat bir yalancısın. Ben de salak değilim" dedi ve evden çıktı. Koşarak peşinden gittim, oysa arabayla son sürat basıp gitti. Ailem tam istediğimiz gibi bizi izliyordu. Babamın yanına gidip "Baba lütfen peşinden gitmeme izin ver ve bana taksi çağır. Onu kaybetmek istemiyorum, onu gerçekten seviyorum" dedim ve yukarı çıkıp eşyalarımı toplamaya başladım. Annem kapıdan bana anlamsız gözlerle bakıyordu."Bir süre görüşemeyebiliriz ama söz sizi arayacağım" dedim ve hızla aşağı indim. Babamı son kez öpüp taksiye bindim.
Percy söylediği gibi ilerde bekliyordu. Birkaç kilometre sonra tekrar durdu ve ben onun arabasına geçtim o da taksiciye fazladan susma parası verdi. Gerçekten ailemi kandırıp evden kaçmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Yedili
Hayran KurguYa yedili (Annabeth yerine Calypso) vampir olsaydı? Yüzyıl boyunca kimseyi sevmeyen Percy, Annabeth'e ilk görüşte aşık olsaydı? * Kitap ile alakası yoktur.