21. Bölüm

365 19 5
                                    

2 ay sonra

- Percy -

   Onu orada bırakıp gittiğimden beri sanki içimden bir şeyler kopmuş gibi hissediyorum. Yakında noel tatiline girecekler, kimseye söylemeden onu birkaç kez izlemeye gittim. Şu Thomas denen salak çocuk Annabeth'in peşinden bir türlü ayrılmıyor. Piper haklıydı, başka birine benmişim gibi davranması canımı çok yaktı. Ama ben bunlara alışığım, acı ve ben oldukça iyi bir dostuz. Tıpkı yalnızlık ve ben gibi, ilk vampir olduğum zamanlar çok kötüydü. Herkesi kendimden uzaklaştırdım ve kaçtım. Hem yanlızdım hem de kan içmediğim için acı çekiyordun. Kendimi öldürmeyi bile denemiştim ama becerememiştim. Biraz alışınca Jason'ı kendim gibi yaptım ve biraz olsun yalnızlıktan acıdan kurtuldum. Dostlarımı terk etmeden önce de yanlız değildim ama onların düzenini bozamazdım, daha yeni alışmışlardı. Onları hissedebiliyorum, beni bulmaya izimi takip etmeye çalışıyorlardı. Ama tüm gücümle buna engel olmaya çalışıyorum. Piper, Annabeth'e yardımcı oluyordu ve onu koruyordu. Keşke şu salak çocuktan da korusaydı.

    Uzun süredir sadece koşuyorum, hiçbir şey yapmadan sadece koştum. Komik olan ise nereye gittiğimi ne yaptığımı bilmememdi. En son durduğumda kendimi Kanada'da bulmuştum. Şu an tekrar evime koşuyordum yani eski evime... Birkaç saat sonra kendimi onun evinin arkasında buldum. Kapıda o salağın arabası vardı ve bu da öfkelenmeme sebep oldu. Odasından onun gülme sesini ve tabi ki Annabeth'e yürüyüşünü duyabiliyordum. İçeri dalıp o gerizekalının ağzını burnunu kırmamak için kendimi zor tutuyordum.

    Ben bunları düşünürken arkadan birinin geldiğini fark etmedim ve bu yüzden yakalandım. Arkamı dönmeme gerek yoktu, kokusundan onun Piper olduğunu anlayabiliyordum. "Geri döneceğini biliyordum" dedi. Gülüp " Geri dönmediğimi biliyorsun Piper. Sadece... bilmiyorum onu görmek, sesini duymak istedim. " dedim. "Yani bizim hiç önemimiz yok öyle mi? Gelip bize bi merhaba bile yok öyle mi? Annabeth'e bakmak için geldim ben buraya, seni şans eseri yakaladım. Bizim ne suçumuz var Percy? Biz neden dostumuzu kaybettik? " diye beni soru yağmuruna tuttu. Bir şey söyleyemedim çünkü haklıydı, ağzımı açacak cesareti bulamadım kendimde. "Ben eve gidiyorum, sen de ne yapıyorsan yap. Annabeth haklı sen gerçekten yosun kafalısın. Sürekli hem kendine hem de bize acı çektirmeye uğraşıyorsun. Kaçmasaydın şu an içerdeki sen olurdun, onunla gülüp eğlenen. Seni uyarmıştım, şimdi buna katlanacaksın. " dedi ve beni daha da yerin dibine soktu. Bu sözlerin üstüne çekip gidemezdim, o kadar umursamaz biri değildim. Koşmak istiyordum, yine kaçıp kurtulmak ama Piper'ın söyledikleri canımı yaktı çünkü doğruydu.

   Koştum ama evime, gerçek evime doğru tüm gücümle koştum. Kapıyı Jason açtı, bana gülümsedi ve sarıldı. Her biriyle tek tek küçük bir hasret giderme yapıp salona geçtim. "Tam zamanında geldin, Leo senin odana kendisine çalışma odası yapmak üzereydi" dedi Calypso. Küçük bir kahkaha atıp "Öyle mi Leo? Şaka yapıyor olmalısın dostum. Sizi bırakamayacağımı bilmen gerekirdi. " dedim. Uzun süredir sadece koştuğum için gülmek çok tuhaf hissettirmişti.

- Annabeth -

   Percy gittiğinde Piper bana gerçekten yardımcı oldu. Bana hayatıma Percy hiç girmemiş devam etmemi söyledi. Başta çok zorlandım ama Piper'ın bana neden öyle dediğini öğrenince buna katlanabildim. Percy'nin eninde sonunda döneceğini çünkü onun ne beni ne de dostlarını bırakamayacağını söyledi. O gidince Thomas ile tanıştım, iyi çocuktu ama ne biliyim yani Percy'nin yerini dolduramazdı. Onun deniz yeşili gözleri, müthiş tuzlu su kokusu ya da o tatlı kendini beğenmiş halleri yoktu.

   Bugün bize gelip yarın ki sınava çalışmasına yardım etmemi istemişti. Ben de onu kırmamak için kabul etmiştim. Geç olunca o gitmişti, ben de kendimi uykunun kollarına bırakmıştım. Sabah gene lanetler okuduğum alarm ile uyandım. Hızlıca hazırlanıp okula doğru yola çıktım. Okula varınca bizimkilerin yanına gittim. Bizimkilerden kastım: Thalia, Luke, Thomas, Reyna, Nico, Clarisse ve Chris'ti. Thomas beni görünce gülümseyip "Günaydın, dün için gerçekten teşekkür ederim" dedi. Gülümsemesine karşılık verip "Günaydın ve hiç önemli değil" dedim. Ardından diğerlerinin konuşmasına katıldım.

     Kafamı otoparka çevirmemle hayatımın şokunu yaşadım. Onun arabası ve ardından Piper'ın arabası içeri girdi. Arabasını park edip arabadan indi ama bir inişi vardı ki ona bir daha aşık oldum. Erkekler Percy'nin, kızlar Piper'ın arabasından indi.

(Böyleymiş gibi düşünün)

  Yavaşça benim yanıma geldi, üstüne siyah dar bir pantolon, beyaz bir tişört ve siyah bir kapişonlu vardı. Neden şimdi ya, neden tam ben düzenimi oturtmuşken? "Konuşabilir miyiz, yanlız? " diye en kibar haliyle sordu. Ben bir şey diyemeden Luke ve Thomas öne atılıp " Onun seninle konuşacak bir şeyi yok" dediler. Percy sadece gülüp " Size sormadım, Annabeth'e sordum. " dedi. Onları itip Percy'yi kolundan tuttum ve kenara çektim. "Hangi yüzle karşıma geçip konuşabiliyorsun sen? " diye çıkıştım ona. Kızgındım, hem de çok, beni o gün orda bırakıp gitmesi canımı nasıl yaktı haberi var mı? "Annabeth, biliyorum kızgınsın ama sana zarar verirken nasıl senle olabilirdim?" diye masumca sordu. O kadar tatlıydı ki dudaklarına yapışasım vardı ama kendimi tuttum ve "Şimdi ne değişti de benimle olman bana zarar vermeyecek?" diye onu daha da sıkıştırdım. Gülümseyip " Ben değiştim Annabeth, bu yetmez mi? " dedi. "Sen tam bir aptalsın" dedim. Buna daha fazla katlanamayacaktım, bu yüzden onu itip sınıfıma gittim. Ona karşı koymak hayatımın en zor işiydi.

Vampir YediliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin