22. Bölüm

380 17 9
                                    

- Annabeth-

Sınıfa girince tekrar küçük bir şaşkınlık yaşadım, Percy gene benim yanıma oturmuştu. Yani yeri orasıydı ama o yokken orada Thomas oturuyordu. Gözüm onu aradı ve eski yerinde sinirle Percy'ye bakarken buldum. Kızgın bir şekilde gidip yanına oturdum. "Benden kaçamazsın Annabeth, bunu sen de biliyorsun" dedi, pis bir sırıtışla. Sinirden gülüp "Senden kaçmıyorum Percy, sana katlanamıyorum. Nasıl olabiliyor da suratıma bakabiliyorsun onu da anlamıyorum" dedim. Bana öyle tatlı bir bakış attı ki kendimi onu öpmemek için zor tuttum. "Sana bir sır vereyim Annabeth, 200 yılllık hayatımda öğrendiğim bir şey şu: Sevdiğin kişiyi asla bırakma." dedi. İçimden deli gibi kahkaha atmak geliyordu ama sadece "Ama beni bıraktın, her şeyden çok sevdiğim kişisin dedin ama yine de beni bıraktın" dedim ve dersi dinlemeye başladım. Percy bana dönüp acıyla baktı ve "Ben bunu senin sayende öğrendim de ondan" dedi. Ardından montunun şapkasını çekip kafasını masaya koydu. Gözümü ondan alamıyordum ama bu kadar çabuk pes edemem. 1 ay boyunca ben resmen ölü gibiydim ve bunu ödeyecekti. Duymamış gibi yaptım ama ne kadar gerçekçiydi bilmiyorum. Zilin çalmasıyla kafamı ona çevirdim ama o çoktan gitmişti.

Bizimkiler bankta oturuyorlardı ama çok komik oturuyorlardı. Luke masada, Thalia onun önünde masada bağdaş kurmuştu. Luke'un yanında Chris, Chris'in önünde de masaya oturan bir Clarisse vardı. Nico, Luke'un karşısına oturmuştu, Nico'nun önünde de masaya oturan bir Reyna vardı. Thomas onların yanında oturmuş, arada konuşmaya katılıyordu ama genelde onları dinliyordu. Yanlarına gelince Thalia "Hayırdır ne bu sırıtış?" dedi. "Aşk olsun Thalia, gülemez miyim yani? O kadar tatlı oturuyorsunuz ki hayran kaldım. " dedim. Thomas bana bakıp "Derste seni rahatsız etmedi değil mi? Luke ile halledebiliriz." dedi. Gülümseyip "Hayır, oldukça sıradan bir dersti." dedim. Şimdi bir şey dersem bir de bulaşırlar falan. Yani doğal olarak vampirleri dövmeleri imkansızdı. Thomas kenarı kayınca onun yanına oturdum. Etrafa bakınca Percy'yi gördüm, yanında çok güzel bir kız gördüm. Onu dikkatli inceleyince vampir olduğunu anladım. Bembeyaz ten, siyah ve yeşil arasında kalan gözler, sarı uzun saçlar, Percy ile samimiyeti... Percy okula geldiğinden beri bizimkilerle ya da ailesiyle takılıyordu. İnsan olmadığı kesindi, Percy bir şeyler anlatıyor o da sürekli gülüyordu. Zil çalınca bir süre bakıştılar sonra Percy bir şeyler dedi ve kız onu yanağından öpüp gitti. O an içimden bir şeylerin koptuğunu hissettim. Percy benim ona baktığımı fark edince gülümsedi. Sinirle kalkıp derse yetişmek için koştum. Dersim Piper ile aynıydı, yani kızı sorabilirdim. Beni görünce sanırım bakışımdan anladı ve kaşını kaldırdı. Olabildiğince umursamaz bir şekilde "Az önce Percy'yi sizin gibi olan biriyle gördüm" dedim. Gülümsedi ve " O Teresa, Percy'nin eski bir arkadaşı. Bizden biri adaya giderse veya yeni vampir olursa Percy onun yanına giderdi. Oldukça iyi dostlar, ama sadece dostlar. Seni anlıyorum Annabeth, Percy canını yaktı ve onu bu kadar çabuk affetmek istemiyorsun. Sana bir sır vereyim, her vampirin bir zayıf noktası vardır. Percy'nin ki sevdiklerine olan sadakati. Onun için en önemli şey sevdiği kişilerdir. Sana zarar verdiğini anladı ve kaçtı, belki onu unutup mutlu olursun sandı. Biraz geç de olsa sensiz yapamadığını anladı ve geri döndü" dedi. Ben bir şey demedim çünkü ne diyeceğim hakkımda en ufak bir fikrim yok. Dersi dinlemeye çalıştım ama ne kadar dinleyebildim o şüpheli.

Lanet olsun, kafam çok karışık! Percy bi yandan, Thomas bi yandan, sınavlar bi yandan... Offf ilk önce şu Percy meselesini halletmem lazım. Tam kafamı toplamya çalışırken neden kimse beni rahat bırakmıyor ki? Bu sefer gelen Thomas'tı, onu severdim ama şu an ona hiç katlanacak havam yoktu. "Naber Annabeth?" dedi, banka otururken. "İyi, kafamı toplamaya çalışıyorum" dedim, gitmesini umarak. Ama o bunun yerine bana daha da yaklaştı ve "Annabeth bak ben her zaman yanındayım. O salak herif kafanı karıştırıyor anlıyorum ama o şerefsiz seni sevmiyor" dedi. İstemsizce güldüm ve "Yanılıyorsun Thomas, o beni çok seviyor, belki de herkesten çok seviyor " dedim. Thomas bana şaşkın bir şekilde baktı ve "Ona hala aşıksın değil mi? " diye sordu. "Evet ama bu sevip sevmemekle alakalı değil. Bu beni bırakması ile alakalı, yoksa şu an onun yanında olurdum" dedim. Kafası karışmış gibi bana baktı, tam bir şey söyleyecekken sustu. Kafamı çevirince Percy'yi gördüm, sinirli bir şekilde telefonla konuşuyordu. Sonunda telefonu kapattı ve yumruğunu sıktı, sakinleşmeye çalışıyordu. Hızla arabasına yürüdü, arkasından Jason'nın geldiğini gördüm. O da arabaya binince Percy gaza bastı ve hızla okuldan çıktılar. Gerçekten neden hiç sıradan ve normal olamıyorlar? Ben bunları düşünürken zil çaldı, yanıma bakınca Thomas'ın da gitmiş olduğunu fark ettim. Dersim biyolojiydi, normalde pek sevmem ama sanırım bugün en konsatre olduğum dersti.

Sonunda okul bitti ve ben de eve doğru yola çıktım. Eve varınca annem bana tuhaf tuhaf bakıyordu. "Duyduğum kadarıyla Percy geri gelmiş, bu konu hakkında ne düşünüyorsun?" diye merakla sordu. "Aslında pek bir şey düşünmüyorum anne" dedim. "Annabeth lütfen aynı hatayı bir daha yapma, o çocuktan uzak dur" dedi. Sadece omuz silkip odama çıktım. Girmemle nerdeyse çığlık atıyordum. Percy karşımda dikilmiş bana gülümsüyordu. Onu itekleyip kapıyı kapattım ve sinirli gözlerle ona baktım. Gülümseyip "Hadi ama Annabeth, beni özlediğini biliyorum" dedi. "Evet özledim ama benim özlediğim kişi sen değilsin. Benim özlediğim kişi beni asla bırakmayacak olan yosun kafamdı. Sen beni bırakıp gittin Percy, o bir ay ben ne yaptım haberin var mı? Hele ilk hafta resmen ölü gibiydim. İkinci hafta mutlu rolü yaptım. Üçüncü haftada yeni yeni toplanmaya başladım. Dördüncü hafta da düzelmek üzereydim ama sen gelip bunu gene berbat ediyorsun" dedim, sinirle. Gözlerine baktım, simsiyahtı ve belli ki uzun süredir hiç avlanmamıştı. Ama yine de ben bunları söyleyince yüzündeki acıyı gördüm. "Bilmediğimi mi sanıyorsun? Yanlış biliyorsun Annabeth Chase her hafta gelip seni ve bizimkileri izledim. Buraya dönme sebebim de son gelişim de Piper'a yakalanmam. Bana öyle şeyler söyledi ki dayanamadım, tabi bir de şu Thomas var. Bana kırgın olmanı anlıyorum ama o salak seni seviyor" dedi ve ben bir şey diyemeden gitti. Yatağıma oturup bir süre bunları düşündüm. Vücudum bu kadar aksiyonu kaldıramayıp uykuya yenik düştü.

Vampir YediliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin