20. Bölüm

323 18 4
                                    

- Percy -

Kafam darma dağın ne yapıp ne yapmamam gerektiğini bilmiyorum. Onu seviyorum ve kaybetmek istemiyorum ama ona zarar veriyorum. Aslında kararımı vermiştim ama yine de onu bırakıp gitmek... Artık zamanı geldi gidip ona bunu söylemem gerek. Evden dışarı çıkıp koşmaya başladım koşabildiğim son hız koşmaya başladım. Koşmak... ne kadar hızlı koşarsam o kadar hızlı unutucakmışım gibiydi. Ve ben de koştum, sadece onun evini değil belki de New York'u geçmiştim. Sonunda durdum ve etrafıma baktım, sesleri dinledim. Sakinleşip onun evine doğru koşmaya başladım.

Yavaşça kapıyı çaldım, kapıyı Bayan Chase açtı. Gülümseyip "Merhaba Bayan Chase eğer izniniz olursa Annabeth ile 5 dakika konuşabilir miyim? " diye kibarca sordum. "Elbette Percy sonuçta sevgilin" deyip gülümsedi. İçeri girmemle Annabeth boynuma atladı. "Heeey, biraz yürüyüş yapmaya ne dersin? " diye olabildiğince kibar bir şekilde sordum.

- Annabeth -

Percy'nin içeri girmesiyle boynuna atladım. Evet ondan ayrılalı çok olmadı ama bir daha gelmeyecek sanmıştım. Kibarca "Heeey, biraz yürüyüş yapmaya ne dersin? " diye sordu. Ben sadece kafa sallayıp elini tuttum. Central Park yürüyüş için idealdi, hem evime yakın hem de güzel bir yerdi. Uzun bir süre sessizce yürüdük. En sonunda bu sessizliği ben bozdum ve "Percy, bir sorun mu var? Çok tuhaf davranıyorsun" dedim. Beni bir banka otutturdu ve karşıma geçti. "Annabeth, lütfen bana karşı çıkma ve beni dinle. Hayatına girdiğimden beri sana sadece zarar veriyorum. Ailenle aran bozuldu, arkadaşlarından uzaklaştın, notların düştü veee... hayatın tehlikeye girdi. Ve bunun sebebi bendim, sorun çıkardım. Onlara bulaşınca acı çekmemi istediler ve seni buldular. Sadece seni de değil tüm dostlarını, aileni herkesi. Kendi ailemi bile tehlikeye attım. Biraz buralardan uzaklaşmam lazım. Senden, evden, herkesten uzaklaşmam gerek. Yani ilişkimize biraz ara vermemiz gerek. Bu zamanda lütfen başka insanlarla tanış ve onları... onları sev. Seni seviyorum Annabeth. Herkesten ve her şeyden çok ama sana çevreme zarar veriyorum. Bu yüzden buna mecburum sevgilim. Görüşürüz bilmiş kız" dedi ve dudağıma bir öpücük kondurdu. Sonrada koşarak gitti yani öyle umuyorum çünkü bulunduğu yerde hafif bir toz kütlesi vardı. Söylediği şeyler... gerçek olamazdı değil mi? Beni, bilmiş kızını bırakmış olamaz, bırakamaz o.

Hayatımda canımın hiç bu kadar yandığını hatırlamıyorum. Sanki biri tüm gücüyle kalbimi sıkıyor. Evet belki beni değiştirdi ama o buna değerdi. Vay be bunları düşünen ben miyim? Annabeth Chase? Ailemle aram er ya da geç düzelir, Thalia zaten her zaman beni savunur ve hemen beni affeder. Notlarım zaten istediğim üniversiteye girebilmem için yeterli yani biraz düşse bir şey olmazdı. Hayatım, hayatlarımız... buna sebep olan tek kişi o değildi. Ama tabi ki o bunu kabullenmeyecekti.

Ne kadar uzun süredir orada oturduğumun farkında değildim. Havaya baktığımda havanın çoktan kararmış olduğunu fark ettim. Yani bunları düşünürken tam 2 saat geçmişti. Olabildiğince yavaş bir şekilde eve doğru yürümeye başladım. Kalbimin sanki yarısı yokmuş gibi hissediyorum. Eve girince ne annemin ne de babamın suratına baktım. Hızla yukarı çıktım ve yatağımın üstüne atladım. Küçük bir çıtırtı sesiyle cama doğru döndüm. Gördüğüm kişi beni oldukça şaşırttı. Suratı ne kadar karanlık olsa da kumral uzun saçların tüyle toplanışı, hangi renk olduğu anlaşılmayan gözler. Bu kişi kesinlikle Piper'dı. Yavaşça içeri girdi ve bana tatlı bir şekilde gülümsedi.

"Merhaba Annabeth, biliyorum beni beklemiyordun. Ben nasıl olduğunu merak ettim ve Percy için senden özür dilerim." dedi ama cümlenin sonunda sesi kısıldı ve gözlerini kaçırdı. "Piper, neden bunu yapıyor? Sadece o değil herkes acı çekecek. Ben, sen, sizinliler... yaptığı şey herkesten çok ona zarar veriyor ama onun umurunda değil. Ben boşuna yosun kafa demiyorum değil mi? Kafası sadece yosundan ibaret." dedim, bıkkınlıkla. Yavaşça koltuğa oturdu ve gülüp "Sana en başında söylemiştik Annabeth, Percy kendini düşünmez. Sevdikleri mutlu olsun, eğlensin bu ona yeter. Her ne kadar bu huyunu değiştirmeye çalıştık ama yok beyfendi hep kendi istediğini yapacak. " dedi, sinirle. İstemsizce güldüm, Piper gerçekten kafa dengiydi. "Piper sana bir şey soracağım acaba Percy'nin hiç sevgilisi oldu mu, yani vampirken? " diye merakla sordum. Piper bir kahkaha attı ve "Percy bir süre Calypso ile çıktı ama sonra ayrıldılar. Bu yüzden Percy için Calypso'nun, Calypso için de Percy'nin değeri büyüktür." dedi. Kaşlarımı çatıp "Neden ayrıldılar? " diye sordum. "Percy, Calypso'yu sevmediğini fark etti ve onu kandırmak istemedi. " dedi. Şaşkınlıkla kafamı salladım sonra aklıma Calypso'nun okulun ilk günkü davranışı geldi. Onu önemsediği belli oluyordu. "İstersen sen uyu, ben de birazdan giderim" dedi ve gülümsedi. Gözlerimi kapadım ve uyumayı denedim. Daha sonra bundan çok pişman oldum.

Rüyamda daha doğrusu kâbusumda Percy başka bir kızla birlikteydi ve çok mutluydu. Yakından bakınca bunun Calypso olduğunu fark ettim. Percy beni görünce gülüp Calypso'yu öptü. Yerimden sıçrayarak uyandım ve böyle bir şey düşündüğüm için kendime kızdım. Calypso'nun sevgilisi vardı ve onu sevdiği belli oluyordu. Percy zaten beni seviyordu ve böyle bir şey yapmazdı. Biraz korkarak tekrar yattım. Bu sefer huzurlu bir uyku çekebildim.

Vampir YediliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin