~16. Bölüm
"Tanrım, resmen delirmiştin!" Agus ona gözlerini kısarak baktı. "Buna öfke patlaması diyorlar."
Yoongi sırtını sıvazladı. "Rahatladıysan sıkıntı yok." Omzu silkti kız. Pek rahatladığı söylenemezdi. Zaten kafası oldukça doluyken bir de bunun yaşanması iyice delirtmişti kendisini.
"Şimdi nereye gidiyoruz?" Agus dudak büzüp etrafa baktı. "Annemlerin yanına gitmeyi açıkçası istemiyorum Yoongi. Ama-"
Yoongi sözünü kesti. "Ben gitmek istemiyorum." Agus'un mecbur kalmasını istemediği için söylemişti. O da anlamıştı zaten.
"Eh, o zaman yapacak bir şey yok," Yoongi bir yer biliyordu aslında. "Burada sauna falan yok mu? Kore'de hep olurdu.." Bu onun da aklıma gelmişti ama Türkiye de öyle bir yer olduğunu sanmıyordu. "Yok."
"O zaman ormana gidelim, sabahlarız falan.." Agus'a orman denilince kriz geçiriyordu. O olanlardan sonra bir daha orman görmek istemiyordu.
"Egh, korkma bu sefer bir şey olmaz. Hem, Sena'yla kavga etmeseydin, onlarda kalabilirdik, şimdiye kafamız rahat-"
"Bir yürüyüş yolu vardı. Oraya gidelim." Yoongi gülerek peşine takıldı. "Yiyecek bir şeyler alalım. Ben tam yiyemedim."
Agus iç geçirerek onayladı onu. Markete girip abur cubur aldılar, ki bunu Agus istemişti. Yoongi tatları konusunda endişelense de Agus güvence vermişti.
Her şey yolunaydı, şimdilik. İkisinin de içinde sıkıntı vardı ama bunu yok sayarak gülüyorlardı işte.
Geldikleri yer piknik alanıydı. Akşam vakti olduğu için çok kişi olmasa da yine de insanlar vardı.
Masalardan birine oturup Yoongi'nin ısrarıyla aldıkları bardak noodleları çıkardı. Markette termos alarak, kasaptaki adamdan sıcak su istemişlerdi.
Agus o zaman Yoongi'ye kızsada bu soğukta sıcak bir şeyler yemek iyi gelecekti.
İştahlı bir hâlde bitirince doymayıp ikincileri de hazırlayarak yemişlerdi.
Hoseok onlara Japonya'da bir yer ayarladığını ve uçağın da yarın sabah kalktığını söylemişti.
"Anlaşılan yarın yine yolculuk var." Agus sıkıntıyla nefes verdi.
"Bıktım Yoongi.. Ben böyle yaşamak istemiyorum."
Yoongi yüzüne bakarak ne düşündüğünü anlamaya çalıştı. Fazla durgundu zaten. Oturduğu yerden kalkıp üstünü sirkeledi. Elini uzatarak Agus'u kaldırdı hemen ardından. "Gel biraz yürüyüş yapalım."
Kabul etti. İyi gelebilirdi..
Patika yolda yürürken etrafını inceliyordu Yoongi. Yeni geldiği bir yerdi ve doğru dürüst inceleyememişti bile.
Agus'un aklında açıkçası bir soru vardı. Orada üstüne baskı yapılırken merak etmeye başlamıştı bunu.
"Yoongi, biz arkadaşız değil mi?" Yoongi çatık kaşlarıyla kıza baktı. "Ne demek o şimdi?"
"Biz ilk zamanlar mecburen yanyana duruyorduk.."
Yoongi şahit oldukları için ayrılmayacaklarını söylemişti. "Şimdi de öyle mi? Mecburen mi yanyanayız? Yoksa gerçekten arkadaş olarak yanımda mısın?"