Yazmadığım ve bilmediğim bir ortam.. Araştırma yaptım ama ne kadar doğru bilemiyorum.. Ve gerçekte olmayan bir kaç şey ekledim kurgu gereği. Kusurlarımı affedin ~~
~
20. Bölüm
"Suçu, Jungkook'un hasta olmasına bağlayın. Jungkook sana çok saplantılı ve Sechs ile çıkmana sinirlendi. Bu yüzüden iftira atıyor. Anlaşıldı mı?"
Agus tereddütle Yoongi'ye baktı. Yoongi başını sallayarak sessizce onaylamıştı. "Çok güzel. Ben geri kalan savunmayı halledeceğim. Ama sizi çıkartamama durumum kat kat daha yüksek. Herkes suçlayacak birini arıyor. En fazla, cezayı azaltabilirim.. Fikriniz nedir?" Başlarını salladılar.
Avukat birkaç şey daha deyip gitmişti. Açıkçası ikisi de birazdan ayrılacaklarını biliyorlardı. Ve bu zor gelmişti.
"Hazır mısınız? Kalkın hadi." Takım elbise içindeki Hoseok kapının oradan konuşmuştu. Mahkemenin başlamasına çok bir şey kalmamıştı.
Yoongi ceketini düzelterek ayağa kalktı. Fazla durgundu. Ne de olsa az sonra bilmem kaç yıl yiyecekti.
"Mutlu olacağınız bir şey diyeceğim." İkisi de boş bakışlarla Hoseok'a baktı. Pek heyecanlandırmamıştı.
"Bir cezaevi var. Kadın ve erkek için. Havalandırma zamanında ortak bir yerde toplanılıyor, demek istediğim, sizi aynı cezaevine aldıracağım. Günde bir kere de olsa birbirinizi görebilirsiniz. Bu ikinize de iyi gelecektir. En azından katlanabilirsiniz belki."
Yoongi hafifçe gülümsedi. Bu onu elbette mutlu etmişti. Ama birazdan yaşayacaklarının gerçeğini kavramış olarak çok da iyi değildi.
Agus istiyordu. Suçlu bulunursa, ve belki cezasını çekerse, içindeki vicdan azabı dinebilirdi. Yoongi'nin şimdi yanında olacak olması rüya gibi hissettirmişti.
Tek problemi hayatıydı. 10 yıl gibi bir süre sonra, kariyerine devam edebilecek miydi? Bankadaki para Yoongi ve kendisinin 10 yıl ve fazlası, hapishane masrafalarını karşılamaya yeterdi elbet. Ama sonra ne olacaktı?
Hiçkimse işe almayacaktı ve Hoseok'un şirketine geçip, onu batıracak kadar da bencil değildi. Yine de rahatlamaya çalıştı. Yoongi yanında olacaktı. Başka ne isteyebilirdi ki?
"Sevinmediniz mi?" Hoseok sormuştu. Agus gülerek göz devirdi. "Duyduğum en güzel haber olabilir. Sadece olacaklar korkutuyor."
Yoongi başıyla onaylayıp elini kıza uzattı. "Yine de bunlara birlikte dayanacak olmamız iyi. Yanımda olursan katlanabilirim."
"Flörtünüze katlanamayacağım. Gidiyorum. Polisler gelince şey yapıp gelirsiniz." Hoseok onlara gözlerini kısarak bakarken, geri adımlarla odadan çıktı.
"Güzelim," Korkuyla Yoongi'ye baktı. "Kötü çocuk havasına falan mı girmeye çalışıyorsun?" Yoongi alayla gülerek omuz silkti. "Bebeğim ben gerçek kötü adamım." Agus onun diş etlerini gösterdi. "Bu gülümsemeyle mi?"
Yoongi gülmesini toparlamaya çalıştı. "Öhm. Gülmesem gayet sert bir erkeğim." Agus 'tabii' temalı bakışlarını atıyordu. "Gülünce de ponçik bir pirinç topuna benziyorsun."
"nE?"
Kız kahkaha atarak güldü. Yoongi ona kaşlarını çatarak başka tarafa bakmıştı. Agus kendisini istediği şeyler dışında her şeye benzetiyordu. Mantı, pirinç topu, kedi yavrusu, yüzünü slime denen salak şeye bile benzetmişti. Hem kedi yavrusu da neydi?! "Alınmasana!"