--
33. Bölüm
~6 ay sonra~
"Sechs?" Kafasını kaldırarak gelen Maria'ya baktı. "Efendim?" Gülümseyerek yatağına oturdu. "Aç değil misin? Yemek de yemedin."
Omzu silkti. "Canım istemiyor." Maria göz devirerek onun saçlarını karıştırdı. "Canı istemiyormuş. Gel hadi yemek yiyelim. Ben acıktım." Yine omuz silkerek eliyle saçlarını düzeltti. Fazla durgundu.
"Sechs kendine gel artık lütfen. Böyle nereye kadar gideceksin? Ömür boyu onun yasını mı tutacaksın? Kendine odaklan. Mesleğin elinden gitti. Kariyerin bitti. Bunları düşün ve kendine gel. Onun için üzülmeyi bırak artık. İstemediyse istemesin. Kızım sana başkası mı yok?!"
Gülümsedi. "6 aydır bu hâldesin. Sechs lütfen yapma böyle. Belki o gayet mutlu ve hayatını yaşıyor. 5 ay sonra da çıkacak zaten. Sen daha bir yıl buradasın. Tanrı aşkına aileni haklı çıkartmak mı istiyorsun?!" Başını eğdi. "İstemiyorum."
"O zaman en azından sağlığına dikkat et. Kalk hadi yemek yiyelim.. Agus lütfen!" Öfleyerek ayağa kalktı. "Bana Agus deme. İsmim Sechs."
O kadar sıkılmıştı ki. Artık buradan çıkmasının bile bir önemi yok gibiydi. Seodaemun'dan çıkmıştı. Hoeryong'a geri dönmüştü.
Yoongi adını bile bilmediği başka bir cezaevine geçmişti. En azından artık güvende olduğunu biliyordu.
Bay Kang ipleri koparmıştı. Ve destek olacak kimse de kalmamıştı.
En beteri olmuştu. Çıkan skandallar veya.. Jimin onun yerine geçmişti ama başaramamıştı. Jung Holding batmıştı.
Hisselerin hemen hemen yarısı Agus'a aitti ve bu yüzden evi satılamadan haciz gelmişti. Jimin ise kendi malına gelecek olan hacizden korkarak, Agus'un bankadaki paralarından kullanmıştı. Zaten kendi adınaydı.
Yine olan her şey onun başına patlamıştı işte.
Jimin gelip özür dilemişti. Ve Agus'da kızamamıştı ona. Parası iyice suyunu çekmişti sonuç olarak.
Hoseok ne hâldeydi bilmiyordu ve açıkcası umursamıyordu da. Hastanedeki o kaba davranışlarını unutabileceğini sanmıyordu.
Yoongi'nin 5 ayı kalmıştı. Onun için sevinse de kendisi için üzülüyordu. Çıkınca nereye gideceğini çok merak ediyordu mesela. Hoseok ona bir iş de ayarlayamazdı çünkü kendisinin de artık ciddi bir geliri yoktu.
Burada her şey yolundaydı. Kimse karışmıyor, üstüne iyi davranıyordu. Maria ona bu zamanda elinden geldiğince destek olmuştu. İki günde bir zorla yemek yediriyordu.
"Buraya gelin!" Aise oturduğu masadan el salladığında ikisi geçerek yerlerine oturdular. "Sen otur, ben senin tabağını da alırım." Maria yemekler için gitmişti.
Hep öyle olurdu zaten. İşler dibe batardı sonra yine düzelirdi. Ne hep düzgün giderdi, ne de hep kötü. Bunu bildiği için sabrediyordu.
Maria tepsisini önüne bıraktığında teşekkür ederek aldı. Herkes garipsiyordu onu. Burada kıyamet koparmıştı bir zamanlar çünkü.
Yine de çoğu olanları bir şekilde öğrenmişti ve bir kısmı kötüydü kendisine karşı.
Ama ilk başta burayı birbirine katarken ki hallerini hatıradıklarından, ki gardiyan olayı ve Daniel'i de duymuşlardı, gardiyana bunu yapan bize ne yapmaz temalı uzak duruyorlardı. Geri kalan gerçekleri bildiği için yargılamamışlar, iyi davranmışlardı.