--
42. Bölüm
~6 ay sonra~
Elindeki kalemi fırlatarak arkasına yaslandı. "Çek şu siktiğimin dosyasını önümden."Chi Won, onun sinirlenmesi yüzünden telaşla masadaki dosyayı kapatarak aldı.
Son zamanlarda Yoongi çekilmez biri olmuştu.
Sürekli herkese bağırıp çağırıyordu. Ki bunda davaların da sıkıntısı vardı tabii. Üstesinden gelemiyordu hiçbir şekilde.
Agus gerçekten canını çok sıkıyordu.
İnternetten onu takip ediyordu ve kız günden güne kurduğu şirketi büyütüyordu.
Eskisinden de iyi bir hâldeydi. Bunun için elbette mutlu olsa da Agus kendisini unutmuş gibiydi.
Öte yandan Sora vardı. Aileler düğün hazırlıklarına başlamıştı bile. Ki, Agus kendisini istemediği için atamıyordu da nişanı.
Jungkook ile birkaç kez görüşmüştü. O ve Jimin birlikte, Taehyung'un evinde yaşamaya başlamıştı. Üçü iyi anlaşıp yakın arkadaş olmuşlardı ve arada Taesun da onlara katılıyordu.
Hoseok ile arası hâlâ iyiydi. Bulup bulabileceği en iyi dost oydu. Güvenebiliyordu..
Bir yandan da.. Namjoon ve Jin durumları iyice düzeldiği için Seoul'e taşınmıştı.
Her şey yolundaydı. Gibi gibi.
"Geç!" Sesin geldiği tarafa dönerek baktı. Birkaç tutuklu zorla karakola itekleniyordu. "Bunların zoru ne?" Öfleyerek önüne döndü.
"Ölen Laurence senin adamındı değil mi?" Yoongi o tarafa baktı tekrar. Laurence denilince o olayı hatırlamıştı ve ardından Agus'u..
Yine Agus kafasını hızla doldurken öfleyerek sandalyeyi çekti ve oturdu.
"Sevgilim? Ne oldu?" Yanına gelen Sora'ya kısa bir bakış atarak tekrar laptopuna döndü. "Yok bir şey. Ne oldu? Bir sorun mu var?"
Sora omuz silkerek masaya oturdu. "Annem hazırlıkların tamam olduğunu söyledi. Artık halledin düğün işini diyor. Bu ay yapalım diyorum ben. Ne dersin?"
Yoongi öfleyerek boynunu çıtlattı. Bu iş canını sıkmaya başlamıştı. "İstemiyor gibi davranıyorsun." Sora'nın sitemle sorduğu soruya bıkkınlıkla cevap verdi. "Sadece erken olduğunu düşünüyorum."
"Bir buçuk yıl oldu Suga. Saçmalama!" Sıkılmıştı fazlaca. "Biraz ara verelim."
"Ne?! Sen delirdin mi?!"
"Delirme falan yok. Ben senden bile emin değilken-" Lafını keserek sustu. Kalbini kırmak istememişti. "Emin değilsin? Benden? Süpermiş bu ya. Ben senin için onca fırsatı tepeyim sen emin değilim de!"
"Ne fırsatıymış o?" Sinirle dökülmeye başladığını fark edince peşinden gitti.
"Baş komiser bana defalarca yemek teklif etti ama ben senin için onları yok saydım! Beni pişman ettirme!" Bu ona fazla komik gelmişti.
"Ben seninle evlenmekten vazgeçersem, teklifini kabul etmedin diye pişman olacaksın yani? Ne büyük bir sadakat. Siktir et. Ara da vermeyelim. Ayrılalım."
Sora'nın şaşkınlıktan dudakları aralamıştı. Yoongi ise beklemeden çıkmıştı zaten. "Seninle evlenmeyi düşünen aklıma sıçayım ben." Koridorda söylenerek yürüyordu. O kadar sinirliydi ki. Kız resmen kariyerini yükseltmek için birini arıyordu.