--24. Bölüm
Tellerin hemen kenarındaydılar. Yoongi sırtını duvara dayamış, Agus hemen önünde bağdaş kurarak oturmuştu yere.
Agus Hoeryong'ta neler yaptığını anlatıyor, Yoongi de gülüp duruyordu.
İnsanlar sessizce onları izliyordu ama karışmıyorlardı. Agus'un adı, o kız ile birleşmiş, korkulan isimlerin arasına girmişti. Daniel de revirdeydi zaten.
"Sonra çıktım masanın üzerine, Chae'nin boğazına dayadım bıçağı. Dedim ya Seodaemun ya bu." Gülerek gülmekten akan gözyaşının sildi Yoongi. "Ne oldu sonra?"
"Müdire kendi canı derde girmediği için takmadı tabii. Arkadan yaklaşıp indirdiler. Kafama vurdular, çok acıdı!" Yoongi gülen gözleriyle dudak büzdü. "Ooyh kıyamam, hahahahhah!"
Agus onun gülmesine sırıttı. "Orada çok popülerdin. Herkese resimlerini gösterdim, hepsini korkuttum!" Yoongi hızlı hızlı konuşmasını gülerek izliyordu.
"Ama işte ne yaparsın, beyin her şeyden önemli.- Ah! Vurma! Yoongi! Dursana be! Ahahah!" Yerlerinden fırlayıp koşmaya başladıklarında ikisi de Namjoonların evinin oradaki yolu hatırlamıştı.
Etrafta saçma bir şekilde oyun oynarken kahkahaları havada yankılanıyordu.
"Ne ara bu kadar hızlandın sen?!" Yoongi yorularak dizlerinin üzerine çöktüğünde Agus hemen dizlerinin önünde durmuş, söylenmişti.
"Ugh, yaşlı bunak."
Yoongi duyduğu şeyle ileri atılmış, kolundan yakalamıştı.
"Dur! Tamam özür dilerim!" Agus yerinde gülerek onun ellerini iterken Yoongi yorularak durmuştu. Agus nefes nefese tekrar konuştu. "Tamam dedik moruk ne uzattın- Yoongi! Tanrı çarpsın özür dilerim!"
Yine saçma koşuşturma başladığında Yoongi hırs yaparak yakalamıştı. "Sen, bugün öldün. Hem, yaşlı değilim ben olgunum!"
"Hıhı.. 30-"
"Terbiyesiz!" Yoongi durarak hakaret etti ona ve Agus'tan cevap gecikmedi.
"Ahlaksız!"
"Seviyorum seni."
"Ben-. Oyuna getirdin!" Yoongi gülerek geri çekildi ve dizine vurdu. "Tam ucundaydı ama be! İtiraf ediyordun!"
Agus dudaklarını birbirine bastırdı. "Söylemem." Yoongi gülerek kendini yanına attı. Durgunluk oluşmuştu. Ki bunu Agus bozdu .
"Buraya demin geldim. Ve görüyorsun. Hepsi çok güzel. Yanlarında kendimi, şey hissettim, bilirsin." Yoongi elini omzuna atarak kendine çekti. Başı hemen göğsündeydi. "Yani?"
"Senin biriyle tanışmış olabileceğini düşündüm.. Bu çok acıttı Yoongi. Tahmin bile edemezsin. Geldiğimde seni bir kızla gülerken bulurum diye o kadar korktum ki."
"Başkaları için sevdikleri her şeyleridir, canlarıdır.. Sen benim için Jungkook demeksin."
Agus kaşlarını çattı. Neden ona benzetmişti ki?
"Biliyorsun. Hâlâ ona karşı bir özlem var içimde. Şimdi gelip özür dilese saniyesine affederim onu. Ve bu hep böyle olacak. Sen de benim için Jungkook'sun işte. Bu yüzden endişelenme."