14.bölüm 《 Eh, kocan olduğuma göre seni soymak benim görevim!》

85.5K 3.6K 232
                                    

Bu bölümü yanlışlıkla yayınladım ama geri çekmek istemedim. Bunu hatırlatmaktan inanın nefret ediyorum ama lütfen yıldızı parlatalım arkadaşlar. 😍😍

Güne gözlerimi aralarken hala uykum vardı. Sebebi açık ve netti. Kocamın ailesinin karşısında gövde gösterisi yapmak için beni acımadan harcamasıydı. Nasıl bakacaktım ben o insanların yüzüne? Sinirle tüm gece gözüme gram uyku girmezken Fırtına'nın gamsız ve huzurlu uykusunu çeşitli sabotajlarla bozmak istedim ama ne yazık ki kıyamadım. Yatakta doğrulmaya çalışırken sanki kaçacakmışım gibi beni kolları arasına hapseden ve bir bacağını her iki bacağımın üstüne atarak beni kıskacı altına alan kocama dönmeye çalıştım. Kaşları yine çatık, dudakları küçük bir çocuk gibi büzüşmüştü. Gayette huzurlu uyuyordu. Elimi uzatıp gevşeyen yüzünde parmak uçlarımı gezdirdim. Kemikli keskin hatlarını sevgiyle okşadım. Yüzünün her bir santimini ağır ağır, hafızama kazımak ister gibi inceledim. Burnu, kaşları, gözleri, ten rengi ve dudakları o kadar kusursuz ve yakışıklıydı ki. Benim olması sanki bir mucize gibi geliyordu. O benim kocamdı. Uzanıp yanağına küçük ve tüy hafifliğinde bir öpücük kondururken, "ımm, daha iyisi olabilirdi."diye homurdandı. Bu adam uyumuyormuydu yahu?

Kendimi geriye savurup yataktan çıkmaya çalışırken yine kaçtığım adamın kolları arasına hızla çekildim. Dün gece imalı laflarının aksine odamıza çıktığımız gibi beni yatağa savurmuş, bir de bedenini ağırlaşmış bir külçe gibi yanıma devirmiş ve sanki hiç birşey olmamış gibi beni sıkıca kollarıyla sarmalarken, sadece "Uyu Karadeniz"demişti. Ona kızgındım ve bunu belli etmekten kaçınmayacaktım.

"Bırak!"deyip kızgınca dudaklarımı büzdüm. "Seninle küsüm ben."

Gözleri kapalı bir şekilde kıkırdadı.

"Yoksa dün gece söylediklerimi yapmadığım için mi öfkelisin Karadeniz?"

Gözlerim kocaman açıldı. Allahım bu adam beni utandırmaktan bıkmayacakmıydı? Yumruk yaptığım elimi hiç etkilenmeyeceğini bilmesem de hızla omzuna geçirdim.

"Pis, arsız adam!" Kolları arasında debelenirken nihayet bedenimi yataktan dışarıya attım. Üstümü başımı düzeltirken o da yatakta doğrulup başlığa yaslandı.

Gülümseyerek eğlenen bir sesle,"Hayırdır hatun tersinden mi kalktın."diye mırıldandı. Banyo kapısını aralayıp içeriye girdiğim gibi arkamı döndüm ve küçük bir kız çocuğu gibi dil çıkardım.

Hırladı. "Senin o dilene.."diye fısıldarken yatakta hışımla doğruldu. "Şimdi neler yapacağım, en ufak bir fikrin yok güzelim." Panikle lavaboya kaçıp kapıyı kilitledim.

"Ulan Karadeniz, ulan. Bu yaştaki adamı getirdiğin hale bak!"diye gürledi. Sonra anlamlandıramadığım bi'şekilde huysuzca söylenmesine devam etti. "Oğlum lan sende ergenliğe ilk adımını atan delikanlılar gibi ne dikildin sabah sabah havaya!"

Söylediklerini bir filtre akıl süzgecimden geçirirken elektrik çarpmışa döndüm. Bu adam kesinlikle arsızdı. Bahsettiği şey..tövbe tövbe! Yeni yeni keşfettiğim olay ise dönüp dolaşıp belden aşağı vuran sözleriydi. Buna alışmayı diledim. Uzanıp, suyu açmadan önce Fırtınanın ıslık çalarak keyifli bir ritim tutturduğunu ve daha sonra o enfes sesiyle ilk defa şarkı söylediğini işittim.

Şu tirabzon dağlari,

Hiç kalmayi dumansuz,

Ellerun yari geldi,

Nerde benum imansuz.

Kıkırdayarak elimi yüzümü yıkadım ve kurulayıp odaya geri döndüm. Fırtına üzerini giyinmişti. Koyu mavi takım elbise içinde nefes kesici görünüyordu. Saçlarına eliyle şekil vermiş, hiç bir zırvalık umrumda değil dercesine yana doğru yatırmıştı. Parmaklarımı arasından geçirmek isterdim. Bana doğru ağır adımlarla yaklaşırken sanki onu yeterince izlemem için zaman tanıyor gibiydi. Sarsılmaz ifadesiyle tam önümde durdu ve alnıma şefkatli bir öpücük kondurdu. Gülümsedi. Ben yine ve her zaman ki gibi öylece gamzesine asılı kalırken banyoya girdi. Bu adamın ilgili hallerini de görecekmiydim? Allahım konuyu biliyorsun, Aminnn!

kurban olduğum karadeniz (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin