10.bölüm 《Öpmesem günah, öpsem alev alev tutku!"

81.9K 3.5K 209
                                    

Evet arkadaşlar söz verdiğim gibi bölüm yayınlıyorum. Bu bölümü yazarken kaç kere silip, tekrar yazdığımı tahmin dahi edemezsiniz.

Ve size bir haberim daha var!

Uzun zamandır yazdığım fakat yayınlamaya cesaret edemediğim doludizgin bir aşk hikayesi vardı ve nihayet karar verdim. Eğer olur da okumak isterseniz sizi "KARAN'lığın RÜYA'sı kitabıma da beklerim. Bu kitapta Fırtına ve Deniz'de yer verdim. Hayırlısı diyorum. Bir sonraki bölüme kadar hoşcakalın.. 😚😍

Fırtına'nın söylemlerinin ardından hayatımdaki herşey ani bir frenle durmuş gibiydi.

"Ne söylemeye çalışıyorsun Fırtına?"

Omuzlarımdaki elleri beni yatağa doğru indirirken kendisi de yanıma uzanarak dirseğinin üstünde doğruldu. Dudaklarını dişleri arasına alırken yüzünde sıkıntılı bir ifade vardı. "Bu yola çıkarken olayların buralara kadar geleceğini hiç tahmin etmemiştim." Gülümsüyordu fakat biraz da rahatsız olmuş gibiydi.

"Yani..pişmanmısın?"

"Hayır!"diye soludu bir anda. "Sadece.. herşey oldukça hızlı gelişti ve ben engel olamadım. Bak Deniz"dedi ve gözlerini sıkıca yumdu. Konuşmakta zorluk çekiyormuş gibi bir hali vardı ama daha çok kararsız gibiydi. "Biz resmi nikaha diğer insanlar gibi itibar etmeyiz, bizim için önemli olan dini nikahtır ve biz bu yola bir anlaşma üzerine çıktık. Resmi nikâh sorun değildi ama imam nikahının sahtesi olmaz!"

Ne yani gitmemi mi istiyordu? Düşüncesi bile şaşırtacak kadar acı vericiydi.

"Ayrılmak mı istiyorsun?"diye fısıldadım. Kahretsin, sesim titremişti.

Ağzı sert bir çizgiye dönüştü. "Saçmalama Deniz! Bunu istemek için geç kaldığımın farkında değilmisin?"

"Ne yani evli olmasaydık, gitmemi mi isteyecektin?"

"Belki de."diyerek gözlerime yoğun bir şekilde baktı. "Yani ben.. gerçek bir evlilik düşünmediğim bir anda ani bir kararla seninle evlendim. Pişman mıyım? Pekâlâ değilim ama bu demek değil ki bu evlilik sahte olarak kalacak."

Şaşkınlıkla, "anlamadım"diye mırıldandım.

"Deniz, bu evlilik artık gerçek olmak zorunda!" Sesi boğuktu ve beni şüpheyle süzüyordu. Bu davetsiz düşünceyle kıpkırmızı kesildim. Ne yani benden kocalık haklarını istiyordu?

"Ama Fırtına biz.. yani daha birbirimizi tanımıyoruz bile.."

Usulca bana yaklaştı. Dudakları alnıma dokunurken heyecan karışımı adrenalin bedenimin her noktasına saçılıyordu. Yeşil gözleriyle kurduğumuz o nadir iletişim, kuvvetli bir hal aldı.

"Birbirimize bir şans verelim!"

Yumurtaya can veren rabbim, kulaklarım yanlış mı duyuyordu?

Hipnotize olmuş gibi gözlerimi ondan alamıyordum. O an hissettiğim, şaşkınlık, afallama ve işime yaramayan heyecanla sadece başımı salladım.

Kız evi naz evi değilmiydi?

Bu ne kabullenmeydi böyle?

Ne yaptığımı idrak ettiğimde gözlerimi iri iri açarak, "Zamana bırakmakta fayda var bence"diye çabucak konuştum.

Başını salladı. "Haklısın."Uzanıp saçlarımı okşarken düşünceli bir sesle, "ikimizin de oldukça zamana ihtiyacı var"diye mırıldandı ve kendini yastığa doğru bıraktı. "Kocan olduğuma göre burada yatmamda bir sakınca görmüyorum." Sesindeki muzip tını gülümsetmişti.

kurban olduğum karadeniz (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin