25.bölüm 《Gel kollarıma Karadeniz'im. 》

65.7K 2.8K 322
                                    


😚😚dreamesali

Genzime dolan rutubet ve iğrenç kokuyla gözlerimi araladım. Oldukça rahatsız bir koltukta uzanırken her yerim tutulmuş vaziyetteydi. Odanın içinde göz gezdirirken burada yalnız olduğumu anlamam uzun sürmedi. İsli, yıpranmış duvarlar kenarda derme çatma eski bir şömine, yerlerde yıpranmış halılar, klasikleşmiş, avangart iki koltuk ve küçücük camı olan bir odada tek başımaydım. Parmaklarımı iç içe geçirip ısınmak için ağzıma getirdim. Soğuktu, çok soğuk. Oldukça ürpermeme sebep olan bu ucube odada olmak, korkuma korku eklerken burada ne işim olduğunu düşünmeye çalıştım. En son Elif'in beni sürüklediğini ve Samet ile konuştuğunu anımsıyordum. Titredim. Elif'in bu kadarına cesaret edebileceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Kaldı ki Samet ile iş birliği yaparak beni evimden kaçırmasına yardımcı olmuştu. Yavaşça uzandığım koltuktan kalkıp camın önüne geçtim. Burası dağın başı, Allahın unuttuğu diye tabir edebileceğim bir yer olmasıyla birlikte yakınlarda bir tane bile evin olmaması umudumu kırıyordu. Oldukça geniş bir arazinin ortasında kurulan bu küçücük ev ve karşımda bulutların sarmaladığı dağlık bir yamaçtan başka hiç birşey yoktu. Dikkatle etrafa bakarken gözüme çarpan bir kaç tane takım elbiseli adamla sertçe yutkundum. Düşündüğüm gibi burada tek başıma değildim ve muhtemelen kaçmaya çalışmam başarısızlıkla sonuçlanırdı ki nerede olduğumu dahi bilmezken, böyle birşeye girişmek hiç akıl kârı değildi. Çaresizce az önce kalktığım koltuğa çöktüm. Gözlerim dolarken sevdiğim adamın kokusunu duyumsadım. Onu şimdiden çok özlemiştim...

Kendimi asla güvende hissetmiyor olmam, korkumu yenmeye çalışmamı engelliyordu. Halbuki ki kavramakta güçlük çektiğim saatler önce kocamın yanında o kadar güvende hissediyordum ki. Fırtına'nın yanında her bir duyguyu doruklarda yaşarken şuan bir sonra ki adımımda başıma neyin geleceğini bilmeden burada beklemek ruhumu daraltıyordu. Huzursuzdum, korkuyordum ve en son yanında olmak istediğim adamın vicdanına kalmış bir şekilde fazlasıyla çaresizdim.

Olduğum odanın kapısı iç gıcıklatıcı bir ses çıkararak açıldı. Hemen oraya dönüp ayağa fırladım. Samet, siyah bir kazak giymiş kucağına doldurduğu odunlarla birlikte çıldırtıcı bir sakinlik ve iğrenç bir gülüş takınarak şömineye doğru ilerledi.

"Uyanmışsın."

"Benden ne istiyorsun?"diye fısıldadım. Beni duymamış gibi hareket ederken odunları şömineye özenle dizdi ve püsküllü ip yumağına benzeyen birşeyi çakmakla yakıp dizdiği odunların arasına bıraktı. Alevler hiddetle yükselerek şömine de büyük bir ateş oluşturmuştu. Ayağa kalktı ve ağır ağır bana döndü. Onun yüzünü görmek bile tüylerimi diken diken ediyordu.

Alaylı bir gülümsemeyle başını omzuna yatırdı ve ellerini pantolonunun ceplerine soktu.

"Sadece seni.."diye mırıldandı. "Tek istediğim sensin Deniz!"

Ellerimle bedenimi sararken titreyen göz kapaklarımla ona bakmaya devam ettim.

"Ben seni istemiyorum ama Samet."dedim fısıltıyla. "Ben kocamı istiyorum. Onu seviyorum! Yalvarırım bırak beni"

Kaşları çatılırken karanlık gözleri daha derin bir hal aldı. Dişlerini sıktığında kasılan çenesiyle korkunç görünüyordu. "Sus!"diye tısladı. "Seni asla bırakmayacağım Deniz, sen benimsin! O sadece seni benden almaya çalıştı ama bak başaramadı. Yine benim yanımdasın bebeğim!"

Burnumun direği sızlarken gözlerime dolan yaşlarımı serbest bıraktım. O kadar kararlı ve vahşi bir tutum içerisindeydi ki huyuna gitmekten başka çaremin olmadığını biliyordum.

"Ben onunla evlendim Samet. Senin yanında olmam Fırtına'nın karısı olduğum gerçeğini değiştirmiyor. Lütfen...yalvarırım vazgeç benden...ben onu deli gibi seviyorum."

kurban olduğum karadeniz (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin