Resim Almira:) ( Şarkı var:) KEYİFLİ OKUMALAR
" Sen..." Hala gözlerime inanamıyordum.
" Beni tanıyor gibi görünüyorsun?" Kadının sesi o kadar tanıdık gelmişti ki şaşkınlığımı üstümden atamadım.
" Seni bazen o adamın gözünden görüyordum. Bir yerden kaçıyordunuz." Sözlerin ağzımdan nasıl döküldüğünü bilmiyordum.
" Bu yeni hayat senin için doğru bir seçim mi? Kızın bedenini çalmak seni suçlu hissettirmiyor mu?" Kadın beline kadar dökülen sarı saçlarıyla ve o sert duruşuyla beni etkilemişti. Gözlerindeki yeşillik insanı derin bir kuyuya çekiyordu. Yüzü bebek gibiydi.Ne çok yaşlı ne çok gençti.Onun o derin yeşil gözlerinden gözlerimi ayırabildiğimde pencereden dışarıya doğru bakmıştım.
" Bunun doğru olup olmadığını söyleyemem. Herkes biraz bencil değil midir hayatında? Ne suçlu hissediyorum ne de suçsuz." sesim benim bile inanamayacağım şekilde sakin çıkmıştı.Ona doğru bir adım attım. Kadın benim yaklaşmamdan rahatsız olmuş gibi " Bana fazla yaklaşma. Seni arıyoruz. Seni bulmak zorundayız. Şu an görüntüm sadece sana yansıyor. Küçük bir dengesizlik bunu bozabilir. "Dedi. O sadece bir görüntü müydü?Hala güçlerimi kullanabiliyor muydum?
"Beni neden arıyorsunuz? " sorumu bitirdiğimde tekrar odamın kapısı açılmıştı.
" Almira hanım eğer kendinizi iyi hissediyorsanız aşağıda bekleniyorsunuz." Minyon tipli bir hizmetçi beni çağırıyordu.
Tekrar başımı kadına döndürdüğümde o çoktan gitmişti.
" Kahretsin!" Sesimi yükselttiğimde hizmetçi korkuyla hemen odadan ayrılmıştı.Daha ona sormak istediğim bir sürü soru varken ortalıktan kaybolmuştu.O hizmetçi kız tam geleceği vakti bulmuştu.Canım sıkkın bir şekilde odamdan çıktığımda etrafıma bakındım. Evin çok büyük olduğu koridorundan belliydi. Ne taraftan gidecektim? Bir anda biliyormuşçasına vücudum beni yönlendirmeye başlamıştı. Ve kendimi ona bırakmıştım. Gerçek Almira'yla ne zaman uyum sağlayacağımı bilmiyordum ama bazen kontrolleri onun eline vermek daha iyi olacaktı.Bir bedende şu an iki kişi yaşıyormuş gibiydik.
Kendimi dışarıya açılan bahçe kapısından çıkarken bulmuştum. Havada bugün güneş vardı ve gözlerimi kamaştırıyordu. Tenimde garip bir sıcaklık hissetmek beni ürpertmişti. Önceden dünyaya geldiğimde bunları merak ederdim. Şimdi yavaş yavaş her şeyden tattıkça çok farklı geldiğini keşfettim. Bahçede büyük bir masa kurulmuş herkes masanın etrafında oturuyordu.
Egemen el sallayıp yanına oturmam için işaret veriyordu.Üstümdeki kıyafetlere bakmıştım. Garip beyaz renkte uzun kollu bir gecelik vardı. Üstüm inceydi.Biraz üşümüştüm.Oraya doğru yürürken kalbimin hızla attığını sanki kulaklarımda net bir şekilde duyuyordum. Onların arasına girmek sanki yeni bir sürünün arasına katılmak kadar yabancıydı ve heyecanlıydı. Egemen'in yanına oturduğumda ellerimin titremesini durduramıyordum.
" Kızım iyi misin?" diyen ve şu an karşımda oturan Bahri babanın nazik tavırları karşısında ne yapmalıydım? Sadece başımı aşağı yukarı hafifçe sallayıp iyi olduğumu belirtmiştim.Hepsi beni görebiliyordu. Onlarla konuşabiliyordum.Tarif edilemez bir duyguydu.
" Kızım aslında seninle konuşmak istediğimiz bir şey var. Biz bu hastalığın yüzünden tam olarak ne yapacağımızı bilmiyoruz.Liseyi bitirmen için son senen kaldı ama okulu bırakmanı istiyorum. Tamemen. Sana her imkanı sağlayabilirim ve sadece iyi, mutlu ve sağlıklı bir hayat sürdürmeni istiyorum.Senin için endişeleniyorum. Belki bundan sonra sevdiğin şeyleri yapıp..." Bahri baba çok samimi bir şekilde konuşuyordu. Kızı için endişelendiğini anlamak zor değildi.