Resim Almira:) (şarkı var:)
Siyahları üstüme giyerken Kan arkasını dönmüş giyinmemi bekliyordu.Kan'ın zevki siyahtı daha farklı ne bekleyebilirdim ki?
" Bu böyle olmaz. Senin yanında giyinip soyunamam. " şikayetlerimden Kan'ın bıktığını iç çekişinden anlamıştım.
" Seni orada bırakmalıydım." derken eline siyah bir kalem alıp duvara bir şeyler karalamaya başladı.
" Bu arada ben buradaysam oradaki ailem beni arayacak..." Sesim yavaşça kısılırken üstümü düzelttim. İşim bitmişti.Kan'ın bakmamasına şaşırmıştım.
" Bir kişi ayarlayıp ona Almira görüntüsünü verebiliriz. " Kan kendinden emin konuşuyordu. Peki gerçekten bunu yapabilme ihtimalimiz ne kadardı?Oraya geri dönmem gerektiğini biliyordum aslında. Bir anda karar değiştirip kendi kafama göre bir şeyler yapamazdım.
" Birini bulup görüntümü vermek mi? Bunu yapabileceğimizden emin misin? Daha önce hiç böyle bir şey duymadım."Merakla kaşlarımı kaldırıp onun yanına ilerledim. Kan kalemiyle v şekli çizip üstüne külaha bir dondurma koyar gibi daire çizmişti.
" Sadece küçük bir öneri. Olup olmayacağını bilmiyorum. Sonuçta her şey bir tahmin.Dış dünyayı yeni yeni tanıyoruz." Konuşurken yedi gezegen çizip ikinci gezenin üstüne bir işaret koydu. Yanına ok çıkarırken kaşları hafifçe bir şeyi çözmeye çalışırmış gibi kalktı.
'Başlangıç' yazıp duraksadı.
Kollarımı yavaşça birbirine kavuşturup gözlerimi onun çizdiği şeylerden ayırmadım.
" Bizi bulamayacaklarına emin misin? " ben soru sorarken yüzüme bakmaması beni sinirlendiriyordu. Başını onaylarcasına hafifçe salladı.Küçük Deka beni aradığında bulacağına inanıyordum. O güçlü bir varlıktı. Bundan Kan'a bahsetmeye niyetli değildim. Dediği gibi oyunu kuralsız oynayacaktım. Her şeyi ona anlatmak zorunda değildim. Elimdeki kozları biriktirmeliydim.Şimdi sakin kalıp onun planına uyuyormuş gibi davranmalıydım.Kan bana doğru dönüp üstümde şöyle bir göz gezdirdi.
" İyi olmuş. " düz bir ses tonu vardı. Yüzündeki ifade de bana inatmış gibi hiçbir belirti yoktu.Karnımdan garip sesler gelirken ellerimi karnımın üstüne yerleştirip zorla gülümsedim. Kan başını iki yana bıkkın bir şekilde hafifçe sallayıp gözleri devirdi.
" Bakıma ihtiyacı olan bir bebek gibisin." Elindeki kalemi masanın üstüne hızlı bir şekilde fırlatıp yanımdan sinirle geçip gitmişti. Kan'ın asla zayıflara tahammülü yoktu. O her zaman en iyisini ve en itaatkar olanını isterdi.
Küçükken bile bir şeyleri yönetme ruhu içinde vardı. Soğukkanlı ve bencil oluşu da bunlara eklenince içindeki sevgiyi köreltiyordu. Bir şeylerle dalga geçerek bu sert duruşunu yumşatmaya çalışıyordu. İşte bu davranışları ve onun bende bıraktığı bu izlenimler onu sevmemi engelliyordu. Onu hiçbir zaman tam olarak çözememiştim.Çözmek de istemiyordum bazen.
" Geliyor musun?" Kapının eşiğinde durmuş kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. Nereye sürükleneceğimi bilmeden artık kendimi akıntının kollarına bırakmıştım. Yapacak daha iyi bir şey yoktu sanırım şimdilik.
-&-
Saatlerce ürkütücü ve kasvetli bu ormanın içinde bir av arıyorduk. O avın ne olduğunu bilmesemde Kan'ın peşine takılmıştım bir kere. Ayağımın altındaki çalılar çatırdarken sessizliğin içindeki bu orman, benim yüzümden şimdi güzel bir ses şöleni yaşıyordu. Balta girmemiş ormanı hatırlatıyordu burası bana.Her tarafıma değen yapraklar , çalılıklar ve böcekler sinirlerimi bozuyordu. Kan ağzına layık avına yaklaşan sinsi bir kaplan gibiydi. Hafifçe eğilmiş, bir eli önde diğeri arkada aynı şekilde ayakları da bu duruşuna uyum sağlacak şekilde duruyordu.