Resim Egemen:)
Çakal'ın tam kolundan tutmuştum ki kapım tıklatılmıştı. Çakalla hızla göz göze gelmemizle birlikte onu yere ittirip kapıya koşman bir olmuştu. Çakal'ı herkes evdeyken nasıl buradan çıkartacaktım. Kapımı açıp hızla odamdan dışarı çıktım ve arkamdan kapıyı Çakal görünmesin diye kapatmıştım. Babam şaşkın şaşkın bana bakarken ona gülümsemeye çalıştım.
" Yiğit burda değil. Çoktan odasına gitti baba." Hızlı bir şekilde konuşurken babam şüpheli gözlerle beni süzmeye başlamıştı. Sakin sakin nefes almalıydım.
" Biliyorum. Hepimiz kahvaltıya indik ama sen gelmedin diye sana bakmaya geldim. Bir de söylemek istediğim şeyler vardı." Babam takım elbisesinin kravatını düzeltirken hala gözlerimin içine bakıyordu.
" Ne konuda baba?" Babam gözlerinde bir anlık öfke gördüm ama onu bastırmaya çalıştı.
" Sabah odana girdiğimde ve seni öyle gördüğümde beynimden vurulmuşa döndüm." Neyi kastettiğini anlamam uzun sürmemişti. Yiğit ve ben.
" Bana neden onu sevdiğini söylemedin? " babam benle nasıl konuşacağını tam olarak bilemiyordu sanki. Kendine gelmesi için biraz nefes alması gerekiyordu sanırım.El kol hareketleri sürekli değişiyordu. O pozisyonda kim bizi görse yanlış anlardı. Açıklama yapacak bir nedenim yoktu. Ne açıklama yaparsam yapayım aklında hep bir soru işareti kalacaktı. Sadece onun iyi olması için ona sarılmıştım.Babamın diğer şeylerden haberi yoktu.
" Ne yapmayı düşünüyorsun baba?" Sakinliğimi korusamda kalbim biraz korkuyla atıyordu.Ben değil Almira korkuyordu.
Babam ellerini saçlarına sokup " Bu durumda ne yapılır hiçbir fikrim yok! Ama benim kızım gelip bunu bana söyleyebilen birisi olmalıydı. Oturup bunu benle konuşmalıydın.Siz kavga ediyordunuz.Yani aranız iyi değildi bu nasıl oldu birden. " derken sesini biraz daha yükseltmişti.
" Yiğit'e güvenmiştim. Oda bana hiçbir şey söylemedi. " hayal kırıklığına uğramış sesi beni üzmüştü.Babam şimdi ikimizinde sakladığını düşünecekti.Aramızda herhangi bir şey yoktu.Sadece enerji alışverişi yapmıştık. Biraz sarılarak beraber uyumuştuk.
" Yiğit'in bir suçu yok baba. Düşündüğün gibi değil desemde sen aynı şekilde düşünmeye devam edeceksin. Sadece hastaydı ve başında beklerken uyuyakalmışım. Farkında olmadan öyle bir pozisyona gelmiş olabiliriz." Biraz yalan biraz doğru şeyler söylerken babamın üzüntüyle omuzları çökmüştü.
Sonra ellerini kaldırıp omuzlarıma yerleştirdi. Gözlerimin içine bakarken " Aşk yeni doğmuş bir bebek gibidir. Bir annenin yeni doğmuş bebeğini ilk kucağına alışı gibi heyecanlı. Bebeğin annesine ihtiyaç duyması kadar bağımlı.Ona dokunduğunda incinecek kadar kırılgan ve hassastır. " dediğinde bu sözleri gerçekten anlam yüklüydü.Babam bir şair miydi yoksa ben bu kısmı kaçırmış mıydım?
" Sana ne yapman gerektiğini söyleyemem. Çünkü bende o dönemlerden geçtim. O duyguları bir anda silip atamıyorsun ama sadece pişman olacağın şeyler yapmanı istemiyorum. Anlıyorsun değil mi beni?" Beni kendine çekip sıkıca sarılmıştı.
Saçlarımı okşarken " Baba olmak gerçekten zor. Ve sen benim tek kızımsın. Seni çok seviyorum. Hayatında her şeyin en güzelini hak ediyorsun. Benim sevgim yeterli değil senin için belki ama ileride hayatında olacak adam seni tüm kalbiyle sevmeli. Ben anneni öyle seviyorum. Şimdilik mesafeni korumanı istiyorum.Anlıyor musun beni?" Dedi ve konuşmasını sonlandırdığını anlamıştım. Bence aramızda gayet iyi bir mesafe vardı. Yiğit'e karşı bir şeyler hissetmiyordum ve Almira'nın duygularını bastırabilirdim.