Bölüm 19

27K 1.5K 116
                                    

Resim var:)

İyice kuruduktan sonra ayağı kalktım. Kan beni merak edecekti. Artık gitmem gerekiyordu ama Küçük Deka hiç keyfini bozmamış  bacaklarını kendine çekmiş derin derin düşünüyordu. Benim kalktığımın farkında bile değildi. 

" Gitmem gerekiyor." Ona seslendiğimde beni duymamıştı.Buraya geldiğinden beri canı bir şeye sıkkındı. Ama benden saklıyordu. 

" Sorun mu var?" Diye sorduğumda yine ses vermemişti. Sadece önüne bakıyordu.

Sonra bana dönüp " Şu tamamlanma işini çabuk hallet. Zamanın kısıtlı." demin sorduğum soruların hiçbirinin cevabı bu değildi.

 " Bu arada Çakal 'ın biraz daha dünyada kalması gerekiyor. Sana Kızıl'ı bulmanı söylememi istedi." Oda ayağa kalkıp üstünü düzeltmişti. Bir sürü olay yüzünden Kızıl tamamen aklımdan çıkmıştı. Acaba şimdi neredeydi ve iyi miydi? Eğer başkanın elindeyse şu an oraya gücümü toparlamadan gidemezdim.

Vücudumun yorgun olduğunu hissediyordum. Küçük Deka kaybolur kaybolmaz yanan ateşi de beraberinde götürmüştü.Mağara kapkaranlık kalmıştı. Suyun sesini dinleyip buradan çıkabilirdim. Mağaranın oyukları parlamaya başlamıştı. Sanki üstüne sim dökmüşler gibi bütün mağaranın yüzeyi hoş bir parıltıyla süslendi. Bu görüntü büyüleyici ve bir o kadar huzur vericiydi. Gözüm bir anlık kollarıma kaydığında v şekillerimin de parlamaya başladığını görmüştüm. Bunların hala ne işe yaradığını öğrenememiştim.Ne zamandır bu şekilleri görmüyordum.

Etrafıma tekrar bakındığımda uzakta kalan şelalenin çıkışını seçebilmiştim. O tarafa yürüken içimde hoş bir karıncalanma hissettim. Şelalenin ağzına vardığımda kenarından biraz ıslanarak çıktım. Tekrar ormandan geçip saklandığımız ağaca geri döndüm. İçeriye girerken içerden garip sesler geliyordu. Daha çok ilerlediğimde Kan'la gerçek Almira'nın dövüştüğünü görünce şaşkınlıkla gözlerim açılmıştı.

Gerçek Almira benim bedenimin güçlerini rahatlıkla kullanabiliyordu. Benden daha iyi kullandığını Kan'a yumruk atarken fark etmiştim. Gerçek Almira bir kaç adım geri çekilip hızlıca Kan'a doğru koştu. İki eliyle Kan'ın omuzlarından destek alıp amuda kalkar gibi onun omuzlarında ters bir şekilde durdu. Kendini onun arkasına bırakırken ayaklarını Kan'ın dizlerindeki eklem yerlerine geçirince Kan dizlerinin üstüne çöküvermişti. Güzel hareketti.

Kan'ın yüz hatları sinirden iyice gelirmiş çevik bir hareketle ayağa kalkmıştı. Öyle hızlı hareket etmişti ki onu gözlerimle bile takip edememiştim. Şu an Kan gerçek Almira'nın üstüne oturmuş gülümsüyordu. 

" Çabuk öğreniyorsun." Kan'ın soluk alış verişleri hızlıydı.Gerçek Almira'ya şöyle bir baktığımda benim bedenimin gücünden sanki hoşlandığını gördüm.

" Gerçekten farklı ve iyi hissediyorum. Bu beden harika." Dediği an yüzümü buruşturdum. İşte bu ses tonunda bencillik sezmiştim.Kan ona doğru eğilirken şaşırdım. Yüzlerini birbirine yaklaştırdı. 

" Bu beden Turtama ait güzelim. Ama sende de hiç fena durmuyor." Kan ne kadar ciddi konuşsada ona sanki benmişim gibi bakıyordu ya da bu benim düşüncemdi. 

" Bence turtan halinden gayet memnun. Bende bunu sevmeye başladım. Ama erkeklerden hoşlanmam pek. Çekil üstümden." Yiğit Almira'nın kendisine erkekleri yaklaştırmaz dediğini bir anda hatırlamıştım. Acaba kötü bir anısı falan mı vardı? Aslında haklıydı gerçek Almira. Bu bedenden memnundum. Bu bedenden çıkamazdım. Çıkarsam beden ölürdü ve durumlar şimdi eşitlenmiş gibi görünüyordu.

Kan onun çenesini kavrayıp hızla dudaklarına uzanıp öpmeye başladığında şaşkınlıktan bir an nefessiz kalmıştım. Yutkunurken tükürüğüm bozağıma kaçmış deli gibi öksürmeye başlamıştım. Beni öpüyormuş gibi hissetmiştim bir an. Hızla ona doğru gidip onu ittirdim. 

IŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin