Resim Almira
" Bırak beni!" Sesimi yükseltmemeye çalışsamda sonunda onu ittirip odadan çıkabilmiştim. Nefes nefese kaldığımda kalbimin neden bu kadar hızlı attığını merak ediyordum. Odama hızlı adımlarla yürürken sersemlemiş gibi başımı iki yana salladım. Odama girdiğimde Çakal'ı yatağımda uzanırken bulmuştum.Elini karnına koymuş gözlerini tavana doğru dikmiş öylece uzanıyordu.Benim geldiğimi anladığında başını bana çevirmişti.
" Demin babana yakalanıyordum." dudakları hareket ediyordu ama ben onu anlamıyordum. Boş bakışlarımı bir kaç dakika boyunca Çakal'ın yüzünde gezdirdim.Hala Yiğit'le olan yakınlaşmamızı düşünüyordum.Omzumdaki dudaklarını ve onun bana verdiği o hissi.
" Ben kimim? Peki o kim?" kendi kendime mırıldanmıştım.Çakal ne dediğimi anlamamış gibi yattığı yerden doğrulmuştu. Kendine gel Almira diye içimden geçirdim. O sadece Kan Çakal gibi biriydi.Seni etkilemesine izin vermemeliydin. Bu Almira'nın düşünceleriydi.Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım.
" Çakal seni buradan çıkaralım önce." hızla odamdaki pencereye doğru yürüyüp aşağı baktım. Aşağı inmek için tutunacak yerler vardı ve buradan Çakal kolaylıkla inebilirdi.
" Aşağıda bekliyorum. Buradan inebilirsin Çakal." ben konuşurken birden omzumda onun elini hissetmiştim.Bu dokunuş beni ürkütmüştü.
" İyi değilsin.Çok düşüncelisin." Evet iyi değildim.Yıllar önceki o çocuk şimdi karşıma o kadar farklı biri olarak çıkmıştı ki bu beni korkutuyordu. Hislerim duygularım karmakarışıktı.Ona iyi hisler beslemeye çalışıyordum ama bir yandan ona güvenemiyordum. Yaptığı her hareket şüpheli geliyordu.Ona ne kadar inanmalıydım bunu bilmiyordum. Sonuçta onun yılları içinde neler yaşadığını bilmiyordum. O şu an kesinlikle bir küçük çocuktan daha fazlasıydı.
"İyiyim. Aşağıya iniyorum çabuk ol.Seni şuradan bir çıkaralım." Onun soru sormasından kaçmak için hemen odamdan çıkmış ve hızla aşağı inmiştim.
Ögeday'ı Egemen'in elinden kurtarıp onun gitmesi gerektiğini söylemiştim.Egemen babamın beni aradığını söylesede onu umursamadan Ögeday'ı dışarı çıkartmıştım.Öncelikle kafamdaki şu yükten kurtulmalıydım. Çakal'ın bu kadar çabuk aşağıda olmasını beklemiyordum. Onu üstündeki tozları temizlerken görünce şaşırmıştım.
" Bu senin arkadaşın değil mi? Bir dakika bu nasıl..." Ögeday hemen Çakal'ın kolunu tutup sıkmıştı. Bir şeyi anlamaya çalışıyordu Küçük Deka.
" Sen ne yaptın?" kaşlarını çatmış bir yandan bana bakıyordu. Omuz silkip bilmediğimi ima edercesine kaşlarımı kaldırdım.Küçük Deka böyle konularda gerçekten ciddileşiyordu.
" Çakal onunla kalıyorsun. Kim olduğunu kendi açıklasın şu an gerçekten kafam oldukça dolu. Neyle uğraşacağımı şaşırdım. " Ögeday'la Çakal ellerini aynı anda farklı omuzlarıma koymuştu. İkisi birbirine gözlerini kısıp bakarken kendimi gülmemek için zor tutmuştum.İkiside birbirinin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.Ellerimi kaldırıp ikisininde saçlarını karıştırarak " Evet haylazlar beni biraz yalnız bırakın bakalım. Birbirinizle iyi geçinin." Demiştim.
Oradan ayrılmak için bir adım attığımda ikisi birbiriyle çoktan atışmaya başlamıştı. Bunun çok da tatlı bir atışma olduğu söylenemezdi.Onları kendi hallerine bırakmak en iyisi olacaktı. Eve tekrar hızlı adımlarla giderken babamla çarpıştım. Hayat ne garipti. Ne arıyordum burada ne bulmuştum. Tam bir kaosun içine düşmüştüm.
" Nerdesin seni arıyorum kızım!"ssesi endişeli ve bir o kadar sinirliydi.
" Sadece hava almak için dışarı çıkmıştım baba." Babamın yanından geçmek istediğimde önüme geçerek beni durdurmuştu.