Bartu

770 4 0
                                    

''Bir dakika, bir dakika yavaş ol,'' diye yakındı Bartu. Ama Robert Reed oralı bile olmadı. Elindeki haberi Bartu'ya uzattı ve okuması için işaret yaptı. Çocuk gözlerini buruşmuş kâğıt tomarına çevirdi ve belli belirsiz bir başlık gözüne çarptı. Yazının yarısı silinmiş şekilde ''Süleyman Tapınağı Dönemine Ait Hiç Görülmemiş İbranice Yazılar Bulundu!'' yazıyordu.

Haberi okumayı bitirdikten sonra ''Bunun benimle ne alakası var?'' diye sormadan edemedi Bartu. Robert sessizdi, yazıların Kara Lahdi işaret ettiğini açıklamaya vakti yoktu. Sarmoung Kardeşliği'nin soyundan gelen birisini böyle tasavvur etmemişti anlaşılan. ''Kara Lahit,'' dedi direk konuya girerek. Bartu hiçbir şey anlamamıştı.

''Mısır'ın kuzeyinde yer alan İskenderiye kentinde devam eden arkeolojik kazılar sonucunda, granit mermerinden yapılmış siyah ve oldukça büyük ve içinde ne olduğu bilinmeyen dev bir Kara Lahit bulunmuştu. Uzmanlar uzun süre içini açamadıkları için bu lahit birden dünya gündemine geldi,'' dedi Robert. ''Bundan haberin var mı?'' diye sordu ardından. Bartu ''Hayır,'' dercesine başını sallamakla yetindi.

Robert başka bir gazete kupürünü çocuğa uzattı. Bartu yine de bunların hiçbirisine bir anlam yükleyememişti. ''Lahit geçenlerde açıldı,'' diye bir itirafta bulundu Robert ve birden Bartu'nun gözlerine yaklaştı gözleri. Yüzleri arasındaki mesafe bir santim kadardı. ''Kader ağlarını ördü Bartu! Ve artık sen de bu oyunun bir parçasısın!'' diyerek kıkırdadı Robert.

Bartu ''Ben ne yapabilirim ki?'' diye bir şey ciyakladı. Hayatı yeterince karmaşıktı zaten, bir de üstüne karşısına çıkan değişik tipli bir adam eklenince tam oluyordu. ''Çok şey,'' dedi Robert kocaman bir iç çekerek ama Bartu'nun bunu başarıp başaramayacağı konusunda derin şüpheleri vardı.

''Bak!'' dedi Bartu'yu silkeleyerek. ''Her şeyi öğreneceksin ama herkesten önce bizim Kara Lahit'e ulaşmamız gerekiyor!'' diye yakındı eski polis. ''Kimden kaçıyoruz?'' diye sordu Bartu ama sorusu yanıtsız kaldı.

Uzun süren bir sessizliğin ardından ''Kara Lahit'in içinde üç ayrı altın levha üzerine oyulmuş üç çizim bulundu. Bir resimde bir yılan var. Yılan Antik Mısır'da yaygın bir imgeydi ve bazen tanrıça İsis ile özdeşleştiriliyordu. Lahit üzerinde yürütülen araştırmaya dâhil olmayan bir uzman çizimlerden birisinin bir mabet içerisine konmuş afyon çiçeği tohumunu betimliyor olabileceğini ifade etti. Uzmanın belirttiğine göre bu gizemli çizimin ne anlama geldiği henüz açıklığa kavuşturulmuş değil,'' dedi Robert ve Bartu onun sözünü kesmeye yeltendi ama başarılı olamadı.

''Mantıklı bir açıklamaydı çünkü afyon yaklaşık iki bin yıl önce Mısır'da oldukça yaygındı. Yine bu soruyu o adama sormak isterdik,'' diye ekledi Robert. Bartu o adama ne olduğunu sormak istemedi, başına iyi şeylerin gelmediği belliydi.

Robert de açıklama gereği duymadı zaten. ''Lahit'in içinde ayrıca üç iskelet ve bir kırıktan içeri sızmış kanalizasyon suyuna rastlandı. Lahit'in kaç yıllık olduğu bilinmiyor ancak arkeologlar Büyük İskender'in komutanlarından birisinin soyundan gelenlerin Mısır'a hükmettiği bir döneme tarihleneceğini düşünüyor,'' dedi Robert ama fikrini eklemeden de bitirmedi konuşmasını: ''Bence yanılıyorlar çünkü Kara Lahit sizi işaret ediyor!''

Bartu öksürdü, bu kadar bilgi bir gün için fazlaydı ama Robert onu kollarından sıkıca kavradı. Bir daha onu kaçırmayı göze alamazdı. ''Çizimlerin ne olduğu veya ne anlama geldiği kimse tarafından bilinmiyordu, o yüzden herkes mezarın içindekilere odaklandı,'' diyerek başka bir gazete kupürünü uzattı Bartu'ya ve ardından ekledi: ''Ama biz Lahit'in içinde bulunan altın levhalara oyulmuş çizimlerin neyi gösterdiğini ve ne anlama geldiklerini sormak için araştırmaya dâhil olmayan bazı uzmanlarla iletişime geçtik.''

Gül Yangını | Azer'in YükselişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin