İrem

673 4 0
                                    

Jenny Greenteeth'in elini öptü. İngiltere'nin farklı bölgelerinde Ginny, Jinny, Jeannie veya Jenny olarak bilinirdi bu cadı. Jenny Greenteeth, çocukları ya da yaşlıları sırf eğlenmek maksadıyla kasıtlı olarak boğan bir nehir cadısıydı. Çocukları ve yaşlıları ayartan, bazılarında ise kurbanlarının çektiği acıdan zevk alan bir sadistti. Sıklıkla yeşil bir cilde, upuzun saçlara ve ustura gibi keskin dişlere sahip bir varlıktı ama şekil değiştirdiği de olurdu. Farklı ülkelerde farklı isimlerle anılsa da aynı kişiydi.

Altıncı cadı ise diğerlerinden biraz farklıydı. Chedipe... Bir tür cadı ve vampir karışımı... Herkes nasıl vampire dönüştüğünü bilir ama bu konuda asla konuşmazlardı.

Ay ışığında bir kaplan sırtında seyahat ederdi. Bir evin kilitli kapılarını sihirle açar ve çıplak halde içeri girdiğinde hiçbir ruh uyanmaz ya da onu fark etmezdi çünkü ev sakinlerini büyü yaparak derin bir uykuya sokardı. Daha sonra erkeklerin kanını ayak başparmağından emer ve hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolurdu. Bazı gelenekler, onun evin en güçlü erkeğini seçtiğini söylerdi, bazıları ise yalnızca hoşlanmadığı erkekleri hedef aldığını... Kurban sabah uyandığında Chedipe'nin ziyaretine ilişkin hiçbir şey hatırlamazdı. Tedavi görmezse Chedipe onun için geri gelirdi.

Tuhaf Kızkardeşler'in tahtı... Sarmoung Kardeşliği'nin mihenk taşları Tuhaf Kız Kardeşler denen üç cadıydı. Onların yeri şu anda boştu çünkü İrem, Beyza ve Kara Şaman bu makamı temsil edecekti. Cadılar önceden hazırlık yapmıştı.

Buradaki tuhaf kelimesi onları tanımlamak için yetersiz kalıyordu çünkü onlar aslında kader ile oynayan varlıklar dolayısıyla Kaderin Kız Kardeşleri de denebilirdi. Birer imha aracı gibi hareket ediyorlar ve sadece Dünya'yı yozlaşma ve paranoyaya sürüklemekle kalmıyor; Sarmoung Kardeşliği'nin tamamını, tek bir adamı iktidardan uzaklaştırmak için savaşa yolluyorlardı. Yani Nasri'yi amaçlarına alet ediyorlardı. Son derece kötücül...

İrem'in tahtının yanında ise hemen Bell Cadısı yer alıyordu. Kendi tahtına oturmadan önce diğer cadıların onayını almak zorundaydı. Bu cadı; eski dilde konuşabilir, fiziksel çevreyi etkileyebilir, nesnelerin formunu değiştirebilir, aynı anda birden fazla yerde bulunabilir, mesafeleri çok hızlı kat edebilir ve kehanetlerde bulunabilirdi.

Hecate... Antik Yunan büyü tanrıçası... Aynı zamanda cadıların, büyücülüğün, zehirli bitkilerin tanrıçası ve bir dizi başka ilginç özellikler taşıyordu. Ay ve Gecenin Tanrıçası olduğu kadar ölüler ve yeraltı ile de ilişkiliydi. Titan Perses ile Asteria'nın kızı... Zeus dünyayı; kendisi gökyüzünü, kardeşi Poseidon denizleri, Hades ise yeraltını alacak şekilde paylaştırdığında, Tanrıça Hekate'ye bu üç bölgede de etkin olma yetkisi vermişti. Büyücülük tümüyle onun alanına girdiğinden, kötü iblislerin ve ruhların gazabını önlemek için adına tapınaklar inşa edilmişti. Peki, onu bu kadar korkunç yapan neydi? O büyücülerin tanrıçasıydı ve ortada oturuyordu. Meclisin başkanıydı. İrem onun önünde saygıyla eğildi. Ana Kraliçe ''Hazır mısın?'' diye sordu. İrem cevap vermeye çekindi çünkü neye hazır olup olmadığını bile bilmiyordu... Hecate tekrardan sordu. İrem ''Evet,'' dedi ister istemez. Ne de olsa Ana Sahibe'ye ''Hayır,'' diyemezdi.

''O zaman...'' dedi Hecate ve gittikçe kelimeler anlaşılmaz bir hal almaya başladı. ''Yeni kral oturdu tahtına, Mu Kıtası'nda... Emir... Onu bul,'' dedi.

Gül Yangını | Azer'in YükselişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin