1. Bölüm : Eli silah yüreği gül tutan adam❄️

45.2K 1.1K 77
                                    


Düzenlendi❄️

Karmate-Kara Duman

Geldi bi kara duman
Dağlarun arasina
Kaderum da benziyor
Dumanun karasina

Göresledum yarumi
Hasret yureği dağlar
Gözden yaş akmaz ama
Kalbum oturmiş ağlar

Sensuz bu yaylalarda
Gülum zaman geçer mi
Sen çikmazsan yaylaya
Dağlar çiçek açar mi

Sevduğum sigarani
Ne of çeker içersun
Al beni da yanuna
Ne hasretluk çekersun

-> 25.12.21 tarihinden itibaren düzenlenmeye alındık 🙈 elimden geldiğince sizlere yaraşır satırlar yazmaya özen göstericem.

-> Bana ulaşmak isteyenler için instagram hesabım:

kizil.guzellikhikayeler

❄️

Genç kadın her sabah olduğu gibi bu sabahta işine gitmek için hazırlanıyordu. Elindeki cep telefonunu pantolunun arka cebine yerleştirip pencerenin önünde tekerlekli sandalyesinde oturan annesinin yanına vardı. Fani yaşantısında en kıymetlim dediği iki kişiden birisiydi annesi. Onu dünyaya getiren varlığına sebeb tüm hayatından vazgeçen. Yanaklarına koca koca öpücükler koyup gülümsedi.

"Nuray sultan yememişsin mandalinini"

Nuray hanım herzamanki gibi kızına cevap vermedi. Onun yerine az ileride masanın üstünde duran resmen baktı manidar manidar.

"Anne yapma böyle nolur bak ben hasret kaldım sesine başımı okşayan eline annem dayanmam için bir sebeb ver bana "

Geçirdiği hastalık sebebiyle Nuray hanım Diyar'ın liseyi kazandığı günden beri konuşmuyordu. Kendince kızını bir yerlere getirmiş artık dış dünyayla bağlantısını kesmiş demişti doktorlar ama o gün ne olduğunu kimse bilmiyordu. Günlerce bu sandalyede oturur kimse kalk demese kalkamazdı tek aktivitesi siyah beyaz resimden ibaret olan sevdiğine bakmaktı. Aşık olduğu adamın resmine bakmaktı tek yapabildiği. Zamanında gözleri bir tek onu görmüştü ya o yüzden olsa gerek şimdi de bir an bile gözlerini ayırmayışı. Diyar babasının resmine baktı dolu gözleriyle insan kendi babasına düşman olabilir miydi ? Diyar tanımadığı babasına düşmandı ! Çünkü babası genç kızdan annesini almıştı ! Almaya devam ediyordu.

"Keşke anne onu sevdiğin kadar kendini sevseydin."

Annesinden cevap alamayacağını anlamış olsa gerek dolu gözlerini silip oturduğu yerden kalktı. Kapının ağzında onu yolcu etmek için bekleyen kadının yanına vardı.

"Aman Fadik abla dikkat et Berrin odada uyuyor annem kahvaltısını yeni yaptı yerse meyvesini verirsin benim gitmem lazım sağlık ocağına."

"Tamam Diyar kızım sen merak etmeyesun herşeyu hallederum ben "

Merak ettiğinden değil de aklı hep onlardan uzaktayken kızında ve annesinde kalıyordu. Diyar portmantodaki kabanını ve çantasını alıp üstüne giydi. Ayakkabılarını ayağına giyip sağlık ocağına doğru yürümeye başladı. Yaşadıkları aklına bir bir dolarken geldiği konuma binlerce şükür etti. Annesiyle babasının gayrimeşru çocuğuydu o insanların veledi zina diye dışladığı kızdı o ... Yıllarca önce dayısı sonrada dayısının oğlu Poyraz ağabeyi sayesinde kaçmıştı o gözlerden o sözlerden liseyi Edirne'de okumuş üniversiteyi İzmir'de ilk görev yeriyse burasıydı Trabzon-Maçka buraya ilk geldikleri geceyi hatırlıyordu taze mezun hemşireydi köyün sağlık ocağına atanmıştı . Poyraz ağabeyi kendi elleriyle tutmuştu bu evi kendi elleriyle döşemişti. Hayatının çoğunu o adama borçluydu. Yerleşmek için son valizle geldikleri gece gene böyle kar yağıyordu Altındere köyüne o günden sonra hayatı bir annesi bir Berrin birde burası olmuştu onlar için yaşamıştı birde uzaktan uzağa varlığından haberi dahi olmayan ablası için... Kabanının yakalarını çekiştirip başını iyice gömdü. Keskin kar soğuğu onu derin düşüncelerinden çekip çıkarmıştı. Kışın belli zamanları üç beş kez yağan kar en fazla iki hafta kalırdı sonra bir yağmur yağar kar falan kalmazdı ama ayazı fenaydı buraların insanın alnının çatından girerdi. Bu seneki karakış için Berrin'e yeni bir mont almayı aklına not etti. Havası soğuktu belki ama insanları bir başkaydı buranın, Karadeniz'in azgın dalgalarına inat gibi insanı sıcacıktı, göğsüne basmışlardı hem Diyar'ı hem ufak ailesini. Sağlık ocağının kapısını açıp içeri girdiğinde yüzüne çarpan sıcak havayla gülümsedi. Buranın emektarı Veli bey erkenciydi her zaman olduğu gibi. Harıl harıl yanan sobayla uğraşan adama içtenlikle gülümsedi sağlık ocağından içeri girince.

Yüreğimdeki Kan İzi ❄️ #wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin