Bazı kadınlar vardır bu hayatta bir gece de yirmi yaş birden büyüyen kadınlar gücünü kadın olmasından iki ayağından mangal gibi yüreğinden alan kadınlar ve siz o kadınlara ne vaadederseniz edin onları karakteriniz dışında hiçbir şeyle etkileyemez v...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yeni kapağımıza merhaba diyin😅 kızkardeşimin ellerinden 🥰
Elinde dumanı tüten kahvesini yudumlayıp görümcesini dinlemeye devam etti. Merve yüzünde eksilmeden artan gülümsesiyle gemide yaşananlardan tutta Batum'da geçen her anı atlamadan Diyar'a anlatıyordu. Diyar Merve'nin bunu dünyanın sekizinci harikası gibi anlatışına şaşırmadan dinliyordu. Doğu'nun ona olan bakışlarını gördükten sonra bu sonucun gecikmeyeceğini adı Diyar kadar biliyordu. Fakat bu demek değildi ki görümcesiyle uğraşmayacak kavisli kaşlarını alayla kaldırıp kıkırdadı.
"Seni şikayet etsem mi diye düşünüyorum hem bende evdeyim bana arkadaş olursun."
"Bak ya ne yapsaydım gitmesine izin mi verseydim ? "
Merve'nin masanın üzerindeki elini sıkıp güven verircesine gülümsedi.
"Birinizin yürekli olması lazımdı bu da sendin. "
"Düşünmedim Diyar eğer yaptığım şeyi düşünsem emin ol bende bu kadar yürekli olamazdım. Onun öylece kaçıp gitmesini unutabilir miyim bilmiyorum."
"Doğu içinde kolay değil Merve hislerini kabul etmesi bile büyük bir adımken sana gelmesi o kadar kolay olmazdı. Ağabeyinle aralarındaki bağı biliyorsun. Teyze çocuğu olduğunuzu söylemiyorum bile . Hem bu gidiş ona da ders olmuşa benziyor baksana kalkar kalkmaz ağabeyini görmeye geldiğine göre."
"Umarım canımız sıkılmaz Diyar. Tepkileri ne olur tahmin bile edemiyorum."
Diyar'ın diyebilecek bişeyi yoktu. Kısa zamanda hayatının içine meteor gibi düşen adamın tepkisi ne olurdu kestiremiyordu kocası dahi olsa.
Merve yanılmıyordu canları sıkılacaktı heleki bu sabah gelen zarf onlardan önce davranmışken. Birkaç adım ötesinde atölyede kopacaktı o kıyamet , hem de çok değil kısa zaman sonra. Alparslan kararan gözleriyle titreyen elindeki resimlere bakıyordu. Her saniye siniri kat be kat artıyordu. Sakinleşmek istiyor burun deliklerini kocaman bir mağara gibi açıp soluyordu. Hızla arkasını dönüp elindeki resim tomarlarını Doğu'nun gülen yüzüne fırlattı.
"Şerefsiz !"
Aynı hızla Doğu'nun yakasına yapışmıştı. Attığı yumrukla geriye savrulan Doğu duvar boyu tezgahla beraber düşerken Alparslan onu tekrar kavramış yere düşmesine izin vermemişti. Tezgah değil o dağıtmalıydı Doğu'nun ona pişkince gülen yüzünü. Ufacık atölye aniden çarşamba pazarına dönerken terastaki Diyar ve Merve gürültüyle sıçramışlardı. Merve hızla ayağa kalkarken korku dolu gözlerle Diyar'a baktı.
"Bişey oldu."
Diyar Merve'nin aksine sakince oturduğu koltuktan kalktı .
"Tamam ben giderken bakarım."
"Diyar bişey oldu ağabeyim bağırdı."
"Merve sakin olur musun? Bekle burda beni bakıp geliyorum şimdi ."
