20. Bölüm : Hayat şarkısı

12.3K 1K 231
                                    

Bölüm şarkımız : Sezen Aksu: Masum değiliz...

Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer her gece
Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna
Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık herşeye
Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan

İçimizdeki çocuğa sarılmak dileğiyle 🌸

***

Adaletin olmadığı yerde kantarın topuzu şaşıp kalmıştı. Kumdan kaleler dizmişti oysaki sahilin dalga görmeyen en dip kenarına. Küçücük beyniyle düşünüp ince ince işlemişti her şeyi , ilmek ilmek örmüştü kaderinin iplerini. Şimdi ne olmuştu da elini attığı her kale tek tek yıkılıyordu? Nasıl oluyordu da böylesine çaresiz koyabiliyordu ufacık bir not onu.

Zangır zangır titreyen elindeki kağıdı defalarca kez okudu. Başkası vardı küçük sırrını bilen başka birileri vardı. Üstelik bildikleri sadece bununla sınırlı değildi. Diyar ne yapacağını bilmez halde elindeki notla bakışırken omzuna dokunan el onu yerinde sıçratmıştı.

"Tarık bey! Böyle sessiz sessiz yaklaşmayın! Korkutuyorsunuz beni!"

Tarık çoğu kadını kalbinden vuracak güce sahip gülümsemesiyle bakıyordu ışıl ışıl genç kıza.

"Seslendim ama duymadın ne yapıyorsun burda duvar dibinde."

"Hi..hi..hiç bişey ."

Elindeki ambalajı açılmamış sandviçi Diyar'a uzatırken sordu.

"Yemek yedin mi sen bakalım ?"

Diyar Tarık'ın her zamanki sevecen hallerini biliyordu kalp kırmak istemese de kendine engel olamadan tısladı. Derdi boyunu geçmişken burada öylece gönül eyleyemiyordu.

"Bana sokulmaktan vazgeçin Tarık bey !"

Tarık ellerini teslim olur gibi hava kaldırırken yüzünü düşürmeden şakayla güldü.

"Hey hey tamam sakin ol . Gününde değilsin heralde."

"Afiyet olsun Tarık bey ."

Diyar avcundaki not kağıdını buruşturup çantasına atarken ilerde koltuklarda oturan Nihal'in yanına doğru yürüdü.

"Nihal biraz konuşabilir miyiz ?"

Nihal yeni arkadaşına karşısındaki koltuğu oturması için işaret etti.

"Dinliyorum ."

"Benim acilen çıkmam lazım. Biliyorum yemekten sonra mesain bitiyor ama benim için kalabilir misin yani yerime , bende senin Pazar nöbetini alırım olmaz mı ?"

Nihal Diyar'ın çaresizliğini hissetmişcesine onu reddetmedi.

"Git nereye gitceksen ben kalırım yerine nöbetimi falan da almana gerek Yok Harika ablaya gözük kaybol ortalıktan."

Diyar Nihal'in bu kibar tavrı karşısında elini minnettarca sıkıp baş hemşireye durumu izah edip hastaneden çıkmıştı.
Kapıdaki korumalar şaşkınca ona bakıyolardı, kaldırımın kenarındaki arabanın kapısını açıp içeri binerken konuştu .

"Eve gidiyoruz Kürşad Ağabey."

***

"Yıllar ne çabuk geçti değil mi ?"

Hastane odasına konulmuş plastik sandalyeyi çekip hasta yatağında yatan solgun yüzü izledi.

"Oysa en çok saçlarını severdim senin ... Kesmişler doktorlar bakımın kolay oluyor diye. Ellerini severdim ya ben senin incecik uzun parmaklarını. Gözleri severdim bana bakınca... Affet beni desem affeder misin kadınım ? Yaptıklarım için korkaklığım için affeder misin ? Kalk desem benim yüzümden düştüğün bu yataktan kalkar mısın ? Hadi gidelim desem yıllar öncesi gibi ölüme meydan okuyup ellerimi tutar mısın?
Bana derdin ya hayat Aşık Veysel'in sazının sözlerindeki gibi dünya iki kapılı bir han diye ben birinden girdim kadınım çıkışı bulamıyorum neresinden tutsam azabım içimde avı...
Sen nasıl dayandın ? Günlerce haftalarca aylarca yıllarca nasıl dayandın?
Sana anne diye ağlayan evladım bana korkuyla bakıyor biliyor musun ? Kocaman kadın olmuş ama aynı sen varada kafa tutuyor yoğada. Senin gibi boyundan büyük işlere kalkışıyor çabalıyor savaşıyor... Sen de onun için savaşmalısın delalim ..."

Yüreğimdeki Kan İzi ❄️ #wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin