54. BÖLÜM: Final( Part-3)

10.7K 850 148
                                    

Gelincik'in son sözleri;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Gelincik'in son sözleri;

Biliyordum ki bu hayatta başımıza ne geldiyse, çektiğimiz her cefanın arkasında bize yaradan tarafından sunulan bir ödül vardı. Ben çok çekmiştim. Bunu ne kendime acımak için söylüyordum ne de başkalarından bir tebrik beklediğim için söylüyordum. İçimde en derinimde yatan yarım çocuğu ben biliyordum. Annesiyle beraber yanından geçtiği meyve tezgahlarının üzerinde dizili bir kilo kirazda gözü kalan kız çocuğunu çok iyi tanıyordum. İlk sapakta onu yalnız bırakacak çocukluk arkadaşlarıyla mahallede oynarken akşam olmasın diye dua ettiğini de ben bilirdim. Ne saçmalık... akşam olunca babaları gelecek birer birer gidecekti arkadaşları. Oysa o kimsesizdi... annesi dışında kimsesi yoktu o kız çocuğunun. Bayramlardan nefret edilir mi ? İçimdeki yavrucak hep nefret etmişti bayramlardan. Gidip elini öpeceği bir babası olmadığı için. Hani annelerimizi kızdırırdık ya onlar da artık canına tak edince akşam gelsin babana diyeceğim seni derdi. Çoğunuzun içine korku salan o cümle o ufacık kız çocuğunun yarasıydı çünkü akşam olduğunda eve gelen bir baba annesini kızdırdığı için de edilecek şikayet yoktu onların evinde.
Annemin babama olan sevgisinden yıllarca nefret ederken damarlarımda en derinimde sakladığım sevme sevilme arzusu ona aitti. Şimdilerde çok değil bir sene öncesine döndüğümde karşıma çıkan bu adamın kaderim olacağını nerden bilebilirdim ki ? İçimdeki eksikleri yapboz parçaları gibi tamamlayacağını da bilemezdim değil mi ? Korkuyla kaçışım geliyor da aklıma Altındere'den aslında kaçmamıştım kaderime koşarak yaklaşmıştım. Kanlar içinde hayatıma giren kara gözlü dev her kanayan yarama bir gelincik ekmişti. Kanla dolu tenimdeki çukurlara kan çiçekleri ekmişti.Ben onun gelinciği olmuştum sonra... Mutlulukla kahkahalar saçan kızımı da beni de o kara gözlü dev var etmişti. İlk gerçekten karşılaşmamızda bileğimi dürüp elimden aldığı bir bıçak değil benim kör inadımdı esasen. En çok o üzmüştü belki de beni bilemiyorum ama en çokta o sevmişti o korumuştu.
Huzuru kana kana içmiştim ben onun ellerinde tuttuğu tastan. Alparslan Kandemir benim koca yürekli sevgilim... ablamı vermişti bana yaşamam için imrenilecek bir hayat uğruna öleceğim bir aşk vermişti bana. Başım hızla ilerleyen arabanın camında bazen sekerken kafamı dolduran düşünceler bunlardı. Kucağımda duran elimi boştaki eliyle tutarken ben yavaşça ona döndüm. Bu sabah ablama veda etmiştim. Düğün için Trabzon'a dönmemiz lazımdı. Benim boynu bükük halime kıyamayan sevgilim tekrar geleceğimizin sözünü vermişti. Biliyordum gelecektik gene, o verdiği sözleri hep tutardı. Uğruna can alıp can vereceğim gözleri gözlerimi bulurken avucumu dudaklarına götürüp içine bir buse koydu.

"Sessizsin yavrum neyin var ?"

Her şeyi de bil emi. Her halimi kitap satırlarını okur gibi oku sen hep. Omuzlarımı silkip yorgun bir gülümseme  bahşettim ona.

"Hiç düşünüyordum öyle."

"Ne düşünüyor benim gelinciğim ?"

Gözlerimi zor da olsa silüetinden çekip arkada tatlı bir horultuyla uyuyan kızıma baktım ve onu daha fazla bekletmeyip yanıtladım.

Yüreğimdeki Kan İzi ❄️ #wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin