21. Bölüm: Can yakan gerçekler

13.4K 1K 200
                                    






Bölüm şarkımız: Meryem dizisi - Hasret

Ocak ayı 1990 Trabzon Maçka

Genç adam aldığı alkol sebebiyle sallanan bedenini dizginleyip kapısını açan adamının omzuna vurdu.

"Binmicem biraz yürücem."

Hava her zamankisinden soğuktu bu gece kar havası vardı tenha sokakta. Bu kışın sert geçeceği belliydi. Trabzon böylesine soğuksa memleketi nasıldı acaba ? Anası kışlıkları hazırlatmıştı muhakkak konaktakilere. Büyük avluya sobalar kurulmuş muydu gene ? Babası hiç sevmezdi taş duvarlar arasını . Yaz kış demeden çardağa soba kurdurtur vaktinin çoğunu orda geçirirdi. Kızı büyümüş müydü ? En son kundaktayken görmüştü onu ... Karısının ona olan nefreti halen daha taze miydi ? Peki Nuray ? Otuzundan ve bir çocuktan sonra yüreğine sevdayı koyan kadın ... her şeye herkese inat yaşamayı başarmış mıydı ? En son o tepede görmüştü onu. Urfa'nın görüp görebileceği en büyük yangını yakmıştı içinde . Hamileyim demişti kara gözleri dolu dolu . Ne yapacağız Adar ? demişti ağlamaktan sararan yüzüyle. Acaba kız mıydı erkek miydi ? Ağabeyi olacak tutup kaçırmıştı elinden sevdiğini ... Asırlar önce dedelerinin işlediği günahlar neden onların omzundaydı ? Kan davası demişti babası o kızı sana yar etmezler bırak kan davasını çocuklu bir adama kızlarını göz bebeklerini kapatma vermezler demişti ama sevdaya kanun olur muydu ? Adet töre olur muydu ? Olmazdı elbet gençliğin verdiği delilikle düşmüştü Nuray'ın peşine Adana Mersin Hatay nereye gittiyse bulmuştu. En son onu yenemeyeceklerini anlamıştı ağabeyi tutup kolundan Nevşehir'e yanına getirmişti . Haberini alır almaz arkalarından Nevşehir'e gittiğinde aralarında çatışma çıkmış Nuray'la arasındaki tüm bağları kopacak o hatayı yapıp ağabeyini öldürmüştü. O hapise girdikten sonra aşiret olanları duymuştu ortalık ateş kazanı gibi kaynarken biliyordu ne Nuray'ı ne de karnındaki evladını sağ koymazlardı. Haber almak için uğraşa girdiği bir gün koğuşun tuvaletinde sıkıştırmıştı onu Bozovalı'ların adamları "Ağamdan selam getirdik " diyip ellerindeki şişleri vücuduna saplamışlardı.
Gözünü açtığında buradaydı Trabzon'da hapishanede edindiği tek dostu Atıf Özalp Adar Yurtsever'i öldürmüş Hilmi Özalp'i doğurmuştu tek gecede . Herkes onu öldü bilirken Atıf'ın ondan kurtardığı canına karşılık  tek istediği sanki kardeşi   gibi yerine geçmesiydi. Kimse Adar'ı tanımayacak bilmeyecekti. Atıf başına geleceklerden haberdardı içerde onu ne devlet beslerdi ne de iş yaptığı adamlar sağ koyardı. Adar hayatında ilk kez kendini düşünüp evet dedi bu teklife belki Nuray'ı bulabilirdi de ...

Kafasına tonlarca ağırlık yapan düşüncelerini bir kenara bırakıp kaldırımın en karanlık köşesinden yürümeye devam etti. Esen sert rüzgar onu kendine getiriyordu. Kabanın yakalarını kaldırıp yoluna devam etti.

"Yürü git lan velet !"

Tenha sokakta yankılanan erkek sesiyle algıları anında açılırken karşı kaldırımda tartaklanan çocuğa ve başındaki adama baktı. Kendisinden pek farkı olmayan sarhoş adam çocuğu tek eliyle itelemiş elindeki bira şişesiyle uzaklaşmaya başlamıştı. Çocuk arkasındaki apartman binasına sırtını yaslamış ağlamaya başlamıştı. Her azılı suçlunun bile içinde azıcık merhamet olurdu ya kuytu köşelerde unuttuğu bu çocuk o merhameti gün yüzüne çıkarmıştı akıttığı gözyaşlarıyla. Adımlarını karşı kaldırıma atıp çocuğun yanında durdu. Çocuk demeye bin şahit isterdi gerçi yavrucağın üzerindeki yazlık penye çoğu yerinden yıpranıp yırtılmış yer yer siyah lekelerle bezenmişti. Paçaları yırtık pantolonunun gizleyemediği çıplak ayakları mosmordu. Sarıya çalan kumral saçları koyun gibi kırpılmıştı. Hıçkırıkları arasında belli belirsiz 'annem iyi değil baba ' diyordu .

Yüreğimdeki Kan İzi ❄️ #wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin