ÖZEL BÖLÜM: Anası Bana Bir Oğlancık Doğurdu

7.9K 718 98
                                    

Bir sevda vermişti Allah ona , bir aile vermişti yalnızlığını unutturacak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






Bir sevda vermişti Allah ona , bir aile vermişti yalnızlığını unutturacak. Çevresini saran ağzından çıkan ricayı emir sayıp o dakika yerine getirecek kocaman bir aile. Yoksunluğunu hissettiği hiç bişey yoktu. Bazen annesini özlüyor o zamanlardada soluğu kabristanda alıyordu. Onunla saatlerce konuşuyordu Diyar. Onsuz geçen günleri anlatıyor toprağının üstünde türeyen yabani otları alıyor mezarın üstüne ektiği ortancaları suluyordu. Hamileliğinin altı ayını kocasıyla beraber adeta bir prenses gibi geçirmişti. Şimdi ise doğuma bir ay kalmıştı ve Alparslan iki aydır yanında değildi.
      Bahçede oturmuş kucağındaki erikleri tuza banarak yiyordu o gece. Ayakları kocasının kucağında duruyor Alparslan onu rahatlatmak için bileklerine masaj yapıyordu ufak ufak. Tuzdan şişmiş dudaklarını şapırdatarak karnının üzerindeki erik kasesini hemen önünde duran masaya bıraktı. Kocasının sert çehresini yan profilden izlerken erikten çok iştahını kabartan şey onun kalın dudaklarıydı. Oturumuna gelip aniden Alparslan'ı tuttu ve dudaklarına bir öpücük koydu. Genç adam şaşkınca karısına bakakaldı.

"Hayırdır gelincik ?"

Diyar ondan ayrılmak yerine alnını onun alnına yasladı ve sakallarını sevdi.

"Seni özledim."

"Gün boyu yanımdan bir karış öteye gitmezken nasıl oldu bu bana da anlatmak ister misin yavrum ?"

Tutku genç kadının nefesini keserken kocasının dudaklarına bakarak konuştu.

"Öyle değil...seninle olmayı özledim."

Onun aksine Alparslan gayet açık bir dille sordu.

"Sevişmek mi istiyorsun ?"

Karnında ona ait bir çocukta taşısa bedeni binlerce kez ona aitte olsa bu utanma hissi hiç gitmeyecekti. Taze bir genç kız gibi utanıp hemen kocasından ayrıldı ve ayaklarını yere indirdi.

"Tamam bişey demedim. Bişey istemiyorum."

Alparslan onun bu haline eşsiz bir kahkaha attığında karanlık bahçede sesi yankılanmıştı. Bir elini karısının dizleri altına diğerini de sırtına koyup onu kucağına aldı ve ayağa kalktı. 

"Alparslan napıyorsun ?"

Diyar'ın tiz sesini bastıracak bir sessizlikle kadının kulağına dudaklarını yasladı. Az önce içindeki tutkuyu kabartan dudaklar şimdi o konuşurken kulağına değiyordu.

"İyi bir koca olup güzel karımın isteklerini yerine getiriyorum."

Alparslan kucağındaki kadınla beraber bahçeyi arşınlayıp bir an önce eve girmek niyetinde olsa da bir diğer sevdası ona engel olmuştu. Nazmi hemen arkalarında belirmiş gözleri yerde Alparslan'a seslenmişti.

"Ağabey! Banu hanım geldi seni bekliyor."

İşte böyleydi Diyar'ın kaderi. Diğer kadınlar gibi kocasını başkalarıyla değil vurgunu olduğu al bayrakla paylaşmak zorundaydı. Banu hanım buraya geldiğine göre kocasının da gitme zamanı gelmişti. Diyar tahmin ettiği ihtimali Alparslan Banu hanımla konuşana kadar es geçmeyi seçti. Alparslan onu evin merdivenlerinde indirdi.

Yüreğimdeki Kan İzi ❄️ #wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin