10. Bölüm: Gökyüzünün yıldızları

12.2K 940 54
                                    

Bölüm şarkımız: Candan Erçetin -Annem

Annem annem
Sen üzülme
Sözlerin hep
Yüreğimde
Annem annem
Gel üzülme
Bu gönül hala dizlerinde
Annem annem
Sen Üzülme
Sözlerin hep Yüreğimde

Annem annemSen üzülmeSözlerin hepYüreğimdeAnnem annemGel üzülmeBu gönül hala dizlerindeAnnem annemSen ÜzülmeSözlerin hep Yüreğimde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeni kapağımıza ve bölümümüze bol bol yorum ve vote istiyorum cancazlarım seviyorum hepinizi ayrı ayrı❤️🎈

***

02-02-2013: Trabzon-Maçka

Diyar hıçkırarak çıktı doktorun odasından. Altı yıldır gitmedikleri doktor rehabilitasyon merkezi kalmamıştı fakat annesi tedaviye asla yanıt vermiyordu. Koridoru boş gözlerle izleyen annesinin sandalyesinin önüne oturdu. Ellerini annesinin dizlerine koyarken ağlayarak konuştu.

"Hiç mi kıymetim yok yanında ? Bana bunu neden yapıyorsun anne? Babamı sevdiğinin çeyreği kadarda mı sevmedin beni ? Dayanamıyorum anne dayanamıyorum bişey de kız bağır tokatla ama bişey yap yeterki bişey de bana! Bana eskisi gibi bak ! Dayanmam için yaşamam için bir sebeb ver!"

Poyraz yere çökmüş ağlayan Diyar'a sarıldı ve yerden kaldırdı. Diyar ağabeyinin bu davetini kabul edip sinesine sığınırken Poyraz yavaş yavaş sırtını okşuyordu.

"Ağabeyinin güzeli güzel gözlü bacım benim bir bak hele bana ."

Diyar hıçkırıkları arasında başını kaldırıp baktı Poyraz'a

"Burda kalmak zorunda değilsiniz ağabeycim Ürgüp'e gidiyoruz orda benim hastanede çalışırsın halama bir hemşire doktor bişeyler ayarlarım ben hiç bir şeyi kendi başına yüklenmek zorunda değilsin."

"Ne değişicek ki ağabey ? Duydun doktoru beyni kendine izin vermeden yaşadığı tramvayı atlatmadan asla eskisi gibi olamaz dedi . "

"Peki tamam gidelim en azından bakımını birisi üstlensin sen zorlanırsın."

"Onun kızı benim ağabey başkası değil!"

"Diyar senin kızı olduğundan bir haber dibinde dünya yıkılsa kalkıp burda ne oluyor demez bile."

"Ama ben onun annem olduğunu biliyorum bu yeter bana ağabey bizi evimize götür."

Merkezden köye gelene kadar kış günlerinin kısa olmasıyla hava hemen kararmıştı. Poyraz arabayı tek katlı müstakil evin önüne park ettiğinde Diyar önden indi kapıyı açmak için. İkindi üzeri kar yeniden yağmaya başlamış olmalıki kapının önünü kapatmıştı bileğindeki kara bata çıka evin kapısına geldiğinde geceyi bıçak gibi kesen ağlama sesiyle çevresine bakındı. Olduğu yerde istemsizce sıçramış eli ağzına gitmişti. Çıktığı iki basamağı inip evin bahçesine sesin geldiği yöne doğru yöneldi. Dilinden duasını eksik etmezken az ilerisinde karların üstünde pembe bir kundağın içinde bir bebek ağlıyordu. Morarmış suratı ağlamaktan kısılmış sesiyle ellerini çırpıyordu soğuk kara . Diyar koşup aldı bebeği kucağına. Bebeğin ağlaması daha da şiddetlenirken vücud ısısını ölçtü el yordamıyla.

Yüreğimdeki Kan İzi ❄️ #wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin