14. Bölüm : Katran karası

12.5K 1K 54
                                    

Bölüm sarkımız : Selda Bağcan- Yürüyorum dikenlerin üstünde



Karanlık bir gece yol görünmüyor,

Yürüyorum dikenlerin üstünde.

Kara çalı bana aman vermiyor,

Yürüyorum dikenlerin üstünde.

Güneş erken doğup şafak sökmüyor,

Gökteki dumanı silip atmıyor,

Ay karardı yıldız ışık tutmuyor,

Yürüyorum dikenlerin üstünde.

Sonlanmadı menzil ile durağım,

Belki çok yakınım belki ırağım,

Yaralandı parça parça ayağım,

Yürüyorum dikenlerin üstünde

.Yavaşa yavaş ilerlerken kaplani,

Benim ile yola çıkanlar hani?

Geri dönsem taşa tutar dost beni,

Yürüyorum dikenlerin üstünde.


***

Diyar avucunun içindeki eli kapının önüne çıkar çıkmaz itekledi. Elini kot pantolonun baldır kısmına silip sinirle Alparslan'ın kucağından aldı Berrin'i

"Bu iş burda bitti ! Ne senden ne çevrendeki akbabalardan korkmuyorum benden ve kızımdan uzak dur! Kanlı ellerini sakınbize uzatma !"

Çamurlu avluda pantufuna bulaşan çamuru ayaklarına sinsice giren ıslaklığı umursamadı. Hızla byük bahçeyi geçip demirbkapıya ulaştığında takım elbiseli adamlar  ona değil arkasındaki kara gölgeye bakıyorlardı. Alparslan başını olumsuz yönde sallayıp çıkmasına izin vermezken Berrin'in ağlamaları netlik kazanıyordu. Islak yüzünü annesinin boynuna gömmüş güven bulduğu tek limana sığınmıştı.

"Kapıyı aç! "

Karşısında beton gibi sert ve yıkılmaz duran adamın burnunun dibine kadar girdi.

"Size kapıyı açın dedim!"

Adamın gözleri gözlerine bir kez olsun devam etmezken başıyerde net bir sesle cevapladı onu koruma.

"Biz ağabeyden başkasından emir almayız yenge çıkmak istiyorsan önce ondan izin al."

Kanında kaynayan katran karası öfkeyi her damarında sicim sicim hissediyordu. Kim oluyordu ki o adam gitmek için ondan izin alacaktı ? Allah'tan başkasına eyvallahı yoktu onun madem kudurmuştu o öfke bir kere madem sonbaharın ilk fırtınası gibi kime saldıracağını bilmiyordu karşısındaki koca oğlana gününü gösterebilirdi. Gözleri adamın kalın deri kemerini incelerken istediğini adamın belinin sağ kenarında buldu. Kızını sırtına yükleyip kollarını boğazına bacaklarını kendi beline sardı.

"Sıkı tutun annecim."

Berrin annesinin ne yapmaya çalıştığını anlamasa dadediğini koşulsuz yerine getirdi.  Diyar dizini büküp dizkapağını adamın hayalarına geçirdi. Adamın acı bağrışı ortalığa bomba gibi düşerken diğer korumalar silahlarına davranmadan o iki büklüm olmuş adamın belinden silahını çekti.Arkasını demir kapıya yaslarken ona uzatılan silahlarla yüzleşti.Gözleri az ilerisindeki hayatının celladıyla buluştu. Alparslan karşısındaki manzarayı küçük bir gösteri izler gibi izledi.Adamlarına eliyle işaret verip silahlarını indirmelerini söylerken sakin adımlarla karşısındaki kıza yaklaşmayabaşladı.

Yüreğimdeki Kan İzi ❄️ #wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin