Bölüm şarkımız : Dert çekmeye mi geldik bu dünyayaBana o güzel yorumlar yapıp iyi dileklerde bulunan siz Wattpad aileme çok teşekkür ederim☺️ derslerim için hayallerim için onlarca kalpten onlarca temiz dualar alıyorum ya nasıl mutluyum bir bilseniz ❤️ hepinize tek tek dönemesem de sizlere teşekkürü bir borç bilirim yanımda olduğunuz için ,her konuda🤍
Kendi kendime boş vakit bulunca yazdım da yazdım 🙈 dedim ki onlar bana kıymet vermiş istemiş okumuş yorum yapmış en güzel teşekkür bir bölümle olur 🙈 hepinize iyi okumalar hatalarım olduysa affola çünkü çoğu attığım bölümü tekrar okuma şansım pek olmuyor 🙈 neyse çok konuştum gene ben hepinize iyi okumalar kuzular ❤️🤍***
Elindeki portegünün yardımıyla son dikişini atıp makasla kesti. Az ilerisinde kendisini asiste eden hemşireye dönüp yorgunca sordu.
"Geçire hanım pansumanımızı tamamlar mısınız ?"
Genç hemşire Tarık'ın bıraktığı yerden işine başlarken. Genç adam oturduğu tekerlekli taburenden kayarak kalkmıştı. Ellerindeki kanlı eldivenleri çıkarıp triyaj odasındaki lavaboda ellerini düzgünce yıkadı ve kuruladı. Öyle çok yorgundu ki bu hafta üçüncü nöbetiydi bu. Sabaha karşı kendini dinlenme odalarından birine atmıştı en sonunda dayanamayıp. Eve gitmek istemiyordu. Yalnız kalmak istemiyordu. Kalırsa hayaletlerinin başına üşüşeceğini biliyordu. Diyar'ın yokluğunda veli nimet gibi sarıldığı içki şişeleri artık yetmiyordu sayıları bir bir artarken içtiği şişelerin nefret ettiği gerçek babasından bir farkı olmayan alkolik olup çıkacaktı. Ağır adımlarla odasına ilerledi hastaya bakmayacak olsa bile dinlenmek istiyordu. Kapının soğuk kolunu kavrayıp açtı. İçeri girdiğinde masasının önünde oturan yüzü görmesiyle refleks olarak boş koridora bakıp kapıyı hızla arkasından kapattı.
"Senin ne işin var burda ?"
Hilmi Özalp sanki aylardır sırra kıdem basmamış gibi karşısında duruyordu.
"Babanı böyle mi karşılıyorsun evlat ?"
"Babam ?"
Öyle dargındı ki kaderine yaşadıklarına bu adama, hatta bu adamın toprak olup giden kızına.
"Tarık bak evlat ikimizde zor zamanlar yaşadık ama saçlamalamayı kes. Geç karşıma konuşmamış lazım."
"Konuşmamız lazım ? Konuşacaktık madem iki aydır nerdeydin ? Senin kızını kaçırdılar kızını ! Nerdeydin ? Eli kolu bağlı kurşunladılar! Nerdeydin sen ? Hepsini geçtim ona bir mezarı çok gördüler sen nerdeydin ! Ben kahroldum ulan sen nerdeydin ? Namı büyük Hilmi Bey sen nerdeydin ?"
Her cümlesinde Hilmi yerine kendi yıkılıyor. Küçülüyordu. O kan çanağı gözler yeniden doluyordu. Hilmi bu zamana kadar kimseye göstermediği merhameti göstere oturduğu yerden kalktı. Kollarını açıp Tarık'a sarıldı.
"Konuşmamız lazım evlat. Üzme artık kendini hepsi geçti."
"Geçmiyor baba...içimdeki yangın da çektiğim acılarda geçmiyor..."
Ufacık oğlan çocuğuydu gene. Gene kış günüydü. Gene ayyaş babasının arkasından ağlıyordu o kaldırım kenarında. Gene sığındığı sığınacağı tek beden Hilmi'ydi. Tarık'ı az ilerisindeki koltuğa oturttu. Onun taze hayat kokan avuçlarını kendi avuçlarının içine aldı.
"Hiç bir şey sandığın gibi değil."
Anlamayan gözlerlerle karşısındaki adama bakıyordu Tarık. Neydi sandığı gibi olmayan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğimdeki Kan İzi ❄️ #wattys2020
AcciónBazı kadınlar vardır bu hayatta bir gece de yirmi yaş birden büyüyen kadınlar gücünü kadın olmasından iki ayağından mangal gibi yüreğinden alan kadınlar ve siz o kadınlara ne vaadederseniz edin onları karakteriniz dışında hiçbir şeyle etkileyemez v...