Her gece sabaha ulaştırdı hani? Hani her karanlığın bir sabahı vardı ? Onun gecesinin hiç mi gündüzü olmayacaktı? Doğduğundan beri devam eden çilesi hiç mi bitmezdi ? Bitmiyordu... gözlerini sevdiğinin koynunda kapatıp gene sevdiğinin koynunda açmayı umarken onların mabedine yabancı eller uzanmıştı. Daha köyün horozları ötüp şafak sökmeden peşine düşen Hilmi Özalp geldiği yeri sığınacağı tek limanı bulmuştu. Bulduğu gibi yerle bir etmeye yemin etmişti.
Huzurlu uykusundan dürtülen omzu ile uyandı. Titrek göz kapakları yavaşça açılırken kuş uykusu karanlığın içinde gördüğü bedenle aniden açılmıştı. Çığlık atmak için ağzını açtığında ağzına kocaman bir avuç kapanmıştı. Ölüm kokan..."Sakın. Sakın böyle bir aptallık yapma."
Diyar kurtulmak için çabalayacağı esnada yorganın altındaki çıplak bedeni ona engeldi. Yanında yüz üstü yatan Alparslan'a baktı. Onun kocası olacak adam ne zamandan beri böyle kül gibi yatıyordu ne zamandan beri böylesine derin uykuları vardı ? Diyar bizzat Hilmi Özalp tarafından etkisiz hale getirilirken Tarık elinde tuttuğu şırıngayı Alparslan'ın ensesine saplamıştı. Daha sonra ilacı dağıtmak için derisini okşayıp tasdik bekler gibi Hilmi Özalp'e bakmıştı.
"Uyandığında bişey hatırlamayacağından eminsin değil mi ?"
"Eminim baba."
Diyar olan biteni korku dolu gözlerle izliyordu. Ağzının üstündeki el yarım nefeslerine de engel olurken ciğerleri oksijensizlikle kıvranıyordu. Yüzü kırmızıya çalarken Tarık yatağın çevresini dolanıp Hilmi'nin onun tepesine çökmüş bedenini itekledi.
"Öldürmek mi istiyorsun zaten solunum zorluğu çekiyor !"
Diyar öksürükler içinde kalırken üzerindeki yorganı bedenine siper edip oturumuna geldi. Tarık yatağın dibinde diz çöküp onun kızaran yüzünü ortaya çıkarmak istercesine saçlarını kenara çekti. Ufacık yüzü avuçları arasında kaybolurken endişeyle sordu.
"İyi misin ?"
Diyar sırtını soğuk yatak başlığına yaslayana kadar geri çekilip tiksinerek baktı ona.
"Ne verdin ona ! Ne vardı o şırıngada ?"
Eli yanında ölü gibi yatan Alparslan'ın çıplak omzuna dokundu şiddetle sarstı onu.
"Alparslan ! Alparslan ! Bana cevap ver !"
Hilmi Özalp daha fazla bu manzaraya seyirci kalamazdı sinirle kızının elini çekip kemiklerini kıracak hırsla sıktı.
"Üzerini giyin gidiyoruz burdan !"
"Gitmem !"
Sabrının son demlerinde gezen adam belimdeki silahı çıkarıp Alparslan'a nişan aldı.
"Kalkıp giyinir benimle mi gelirsin yoksa burda kalıp sabah onun cenazesine mi kalırsın ?"
"Ne istiyorsun bizden ? Niye bunu yapıyorsun bize ? Yetmedi mi ? "
"Karar ver!" Yapacaklarının teminatı gibi elindeki silahın emniyetini indirmişti.
"Tamam!"
Hilmi Özalp emin olmak ister gibi kızının gözlerine baktığında Diyar sözünü tekrarladı.
"Tamam ne isterseniz yapıcam ona dokunmayın yeter."
Elindeki silahı geriye çekip yanındaki Tarık'a döndü.
"Kapıda bekle. Üzerini giyindikten sonra bu herifi de giydir arabadayım." Adeta tiksinir gibi tükürür gibi söylemişti bu sözleri.
"Baba." Tarık'ın itiraz eden sesine kindar gözlerle bakmıştı Hilmi Özalp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğimdeki Kan İzi ❄️ #wattys2020
AcciónBazı kadınlar vardır bu hayatta bir gece de yirmi yaş birden büyüyen kadınlar gücünü kadın olmasından iki ayağından mangal gibi yüreğinden alan kadınlar ve siz o kadınlara ne vaadederseniz edin onları karakteriniz dışında hiçbir şeyle etkileyemez v...