-5-

3.3K 161 8
                                    

Hürrem ninenin yanına koşup ne olduğunu sordum :

''Hürrem Sultan. Ne oldu ? Neden ağlıyorsun böyle ? ''

Bana içini çekip baktıktan sonra konuşmaya başladı :

''Neden ağlayacağım kızım tabi ki şu aşk filminden. Şu ar namus kalmamış meymenetsiz adam güzelim kadını bıraktı babasının baskısıyla başka bir kızla evlendi. Ee kızda kaldı mı yapayalnız. Ahanda şu meymenetsiz için ailesini bırakmıştı güzelim kızcağız. Kızda ne yapsın kederinden intihar ettin. Şimdi de bu hayvan oğlu geçmiş kızın mezarına süslü püslü laflarla konuşuyor. Ah kızım ah iş işten geçti. Olan bizim kıza oldu. Ama yok suç bu adamda da değil. Bu adamın angut babasında. Yaşlı bunak oğlunun mutlu olmasına dayanamıyor. Tutturdu şirket için o kızla evlenmelisin diye. Gencecik kızın ölüme yol açtı manyak herif. Oğlu da zaten kızın ölüsüne dayanamadı o da attı kendini. Eh ne kaldı geriye. Alsın şimdi koysun paracıkları bir yerlerine. Abdestli abdestli konuşturuyorlar beni.  ''

Belli ki Hürrem Sultan bu film işini çok ciddiye almıştı ve bu yüzden de ağlıyordu.  Gülmemi bastırmaya çalışıp Hürrem Sultan'a sordum :

''Peki Sultanım sonra ne oldu ? ''

''Ne olacak ? Dangalak adam paralarıyla ortada kalıverdi.  Oğlu ve aşık olduğu kızın anısına yaptıkları her şeyi roman yaptırdı. Geçti barut pazarı be Doğay'ım.  Kız ölmüş çocuk ölmüş roman ne işe yarayacak. Anca onlar öteki dünya da beraberler diye vicdanını rahatlatıyor paragöz adam.  Bir ayağa çukurdu yaptığı işlere bak kızım. Sen ne diye böyle bir şey yapıyorsun ? Evlendir gitsin işte şu sevenleri aa nankör adam.  Yüzsüz. ''

Hürrem Sultan'a gülerek cevap verdim :

''Haklısın Sultanım. Yüzsüz adam birde vicdanını rahatlatmaya çalışıyor ama sen merak etme çeker cezasını bu adam. ''

''Çeker yavrum çeker. Allah görüyor bu şer adamı.  ''

Hürrem nine ile biraz daha film ile ilgili yorumlar yaptıktan sonra odama çıktım. Bilgisayarımı şarjına taktıktan sonra sabahtan beri kapalı olan telefonumu açtım. Görüntü aynıydı.  27 tane cevapsız arama ve 6 tane de mesaj.  Cevapsız aramalar üçe ayrılıyordu. Feza, annem ve babam. Mesajlarda ikiye ayrılıyordu. Annemden ve Feza'dan gelen mesajlar. İlk önce Feza'dan gelen mesajları açtım.

Doğay ben sabredemiyorum artık ne olur çık gel.

Seni merak ediyorum. Hürrem Sultanı'da arayamıyorum. Ararsam bir şeylerden işkillenebilir.

Annen harap oldu. Ara onu.

Ayrıca babanda çok üzgün. Adamın gözleri kızarmış. Şu keçi inadını bir kenara bırak ve onların bu gece rahat uyumalarını sağla. Çünkü inan sen gittiğin zamandan beri bir gıdım uyumadılar.

Doğay sen yapacağını biliyorsun.

Sıra annemin telefonundan atılan mesaja gelmişti.

Doğay kızım her neredeysen umarım güvendesindir. Sen akıllı kızsın başının çaresine bakacağını biliyorum ama anne yüreği seni sağ salim karşımda gülümserken görmeyince dayanamıyorum. Babanda yanımda o da en az benim kadar üzgün bir o kadarda yaptıklarından pişman. Biliyorum bana ve babana çok kızgınsın. Senden milyonlarca defa özür dileriz. Seni kendi evinde bekliyoruz. Saat kaçta olursa olsun bizi ara ve evine geri dön. Yurt dışı işini aklına getirme bile. Seni bekliyoruz.

Bu mesajdan sonra Feza'nın dönmemde neden bu kadar ısrar ettiğini çok iyi anlamıştım.  Her ne kadar ailemin beni bu kadar çok merak ettiğine şaşırsam da artık bu saatten sonra saklanamazdım.  Elime tuşlara gittiğinde ne yazacağımı bir süre düşündüm ve aklıma gelen en sade mesajı yazdım.

HACKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin