-11-

2.2K 126 13
                                    

''Nasıl yani sen şimdi tanıyor musun ? ''

''Fare salak mısın ? Kaç defa anlatacağım daha ? Tanıyorum diyorum. Hatta bir ara konuşmuştum onunla. İyi bir çocuğa benziyor. ''

''Darroll Allah kahretmesin ki seni çok seviyorum. İnanamıyorum ya hala inanamıyorum. ''

''Biliyorum fare. ''

''Peki ya adı ? Adı ne ? ''

''Adını senin gibi salako için hatırlamak isterdim ama maalesef hatırlamıyorum. Sanırım baş harfi D. Onun iyi bir hacker olmasından başka onunla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Gizlenmeyi iyi biliyordu. ''

Olay aynen şöyle olmuştu. Ben Darroll'a naçizane hakaretlerimden biri olan piçorellayı dedikten sonra Darroll bana asıl olayı anlattı. Meğersem bizi çişli Darroll'un bir zamanlar hackerlığa karşı bir ilgisi varmış. Bizim çişli yavaş yavaş hacker olma yolunda ilerlerken çok sevgili uzman hackerım bu asalağa yardım etmiş. Bir süre sonra çok yakın olmasalar da arkadaş olmuşlar. Hacker , Darroll'a benden bahsetmiş. Darroll ilk başta hackerın bahsettiği Doğay'ın ben olduğumdan tam olarak emin olamasa da içinden bir ses bu Doğay'ın ben olduğumu söylemiş. Şimdi de şansını denemek için bana ' Hackerla işler nasıl ? ' deyince ve bende 'Sen nereden biliyorsun lan ' diye bir tepki gösterince hackerın anlattığı kişinin ben olduğunu çok net anlamış.

Açıkçası Darroll'dan başka bir ipucu alamadığım için üzgündüm çünkü o da sadece baş harfini hatırlıyordu. Baş harfinin D olduğunu bende çok iyi biliyordum bana isminin tamamı lazımdı.

Hackerın odak noktası olduğu bir uçuştan sonra nihayet Türkiye'ye gelmiştik. Darroll ile beraber benim evime geldik. Karnımız acıktığı için dolapta ne varsa önümüze döktük ve çokta güzel karnımızı doyurduk. Darroll kendini bir koltuğa attıktan sonra bana uyuyacağını söyledi. Bende ona bir yere gidip geleceğimi ve önemli bir işim olduğunu söyledim. Bizim sidikli beni nedense anlayışla karşıladı ve gitmeme hiçbir şey demedi. Bende hemen evden dışarıya çıkıp Fezaların evine yol almaya başladım. Sonunda Fezaların evine vardığım da kapıyı Feza'nın annesi Hayriye teyze açtı.

''Merhaba Hayriye teyze. Feza nerede acaba ? ''

Hayriye teyze bana gülümseyerek cevap verdi :

''Merhaba Doğaycım. Feza sevgilisiyle buluşmaya gitti. Birkaç saate kalmaz gelir herhalde. İstersen içeri geç onu bekle. ''

''Ihm.. Yok teşekkürler. Ben daha sonra gelirim... Yani sanırım. ''

Hayriye teyzeye zordan gülümsedikten sonra kendimi evden dışarıya zor attım. Kendimi şu an o kadar kötü hissediyordum ki. Boşlukta gibiydim. Kendimi değersiz, beş para etmeyen birisi gibi hissediyordum. Sırtımdan bıçaklanmış gibiydim ve bu bıçak yarası çok acıtıyordu. Bu hayata gelirken biz hiçbir şeyi seçemeyiz. Sadece arkadaşlarımızı seçebiliriz. Güvendiğimiz insanlar olur bu kişiler. Ben şu an Feza'ya güvendiğimi hissetmiyordum. Bir sevgilisi vardı ve bunu bana söylememişti evet ama asıl sorun bu değildi. Ben orada üzüntüden kendimi kahrederken o beni bir an bile düşünmemişti ve sevgilisiyle o köşe senin bu köşe benim geziniyordu. Ben buraya sırf onun için gelmek için Fransalarda çırpınırken onun bu yaptığı beni çok incitmişti. Gözümden düşen bir damla yaşı elimle sildim. Evet bazen en hüzünlü anlarda ağlamayabilirdim tam bir beton gibi olabilirdim. Ama söz konusu arkadaşım dediğim en yakın kişiyse ağlak bir bebekten farksız oluyordum.

Ve şu an tamda ağlak bir bebekten farkım yoktu. Dışarıda yürümeye devam ederken ağlamam biraz daha artmıştı. Gerçekten, gerçekten Feza bana bunu nasıl yapmıştı. Böyle bir şeyi kendimden beklerdim evet, ama Feza'dan asla beklemezdim. Beni bu kadar mı çabuk unutmuştu ? Bu kadar mı çok önemsiz biriydim ben ? Kendimi düşündüklerimde daha da kötü hissederken bir an önce eve gitmek istiyordum.

Ağlayarak eve giderken bir anda gözüme bir kafe takıldı. Feza kahkahalar atıyor. Onun yanında ki çocuk ise ona bakarak gülümsüyor ve arkası dönük olan bir çocuk daha. Bilmiyorum kaç dakika onları kaldırımın ortasında öylece izledim. Belki 5 belki 10 belki de 20 dakika. En sonunda ailemden biri olarak gördüğüm kız ile göz göze geldim. Önce onu gördüğümden beri yüzünden düşmeyen gülümsemesi yavaşça soldu. Daha sonra bana dikkatli bir şekilde bakmaya başladı ve ağzından benim ismim döküldü. Her ne kadar onu duyamasam da dudaklarından benim ismimin çıktığını anlamıştım. Feza'nın bu yaptığı ile yanında ki çocukta başını bana çevirmiş bakıyordu. Arkası dönük olan çocuğun umurunda bile olmamış olacağım ki bana bakma zahmetini bile göstermedi. Bu sırada yerinden kalkmış bana doğru gelen Feza'yı beklemeden yaşlı gözlerimle yoluma devam ettim. Arkamdan adımı seslenen Feza'yı umursamadan yürümeye devam ettim. Bütün yaşadıklarımızı arkamda bırakarak yürümeye devam ettim. Hak etmeyen biri için ağlamaya devam ettim.

Bir süre sonra Feza'nın sesi kesilmişti. Bende yoluma olduğumdan daha hızlı devam etmeye başladım. Eve geldiğim de Darroll bir koltuğa kıvrılmış uyuyordu. Bende karşı koltuğa uzandım ve gözlerimi kapattım.

Uyandığımda Darroll yeni aldığım bilgisayarın başında pizza yiyordu.

''Ne yapıyorsun sen benim bilgisayarımda ? ''

''Hiç.''

''Ne demek hiç ? ''

''Hiç işte. Hem sen beni sorguya çekeceğine kendine bak. Ne bu gözlerinin hali ? Yüzün falan. ''

''İnsan kazık yiyince böyle oluyormuş temalı bir hayat cilvesi. ''

''Unuttun sanırım ben Fransızım her dediğini anlayamıyorum. ''

''Her neyse boş ver çok da önemli bir şey değil. ''

Darroll bilgisayardan kalkıp tuvalete gittiğinde bende onun yokluğunda bilgisayarı aldım. Birkaç yere baktıktan sonra keyfim olmadığı için kapatmaya karar verdim.

''Feza'yı üzme. ''

Aniden bilgisayardan duyduğum sesle ödüm koptu.

''Ebenin. Sende kimsin ? Bilgisayarımda ne işin var ? Bu ne ya yol geçen halı gibi bütün hackerlar benim bilgisayarlarımı mı buluyor. ''

''Senin boş konuşmalarını dinlemeyeceğim. Sadece birkaç şey söyleyip seni ve bilgisayarını rahat bırakacağım. Ben Feza'nın sevgilisiyim ve sen onu üzersen bende seni üze... ''

Bir anda bilgisayar da konuşan ses yok oldu.

''Ne oldu ? Çarpıldın mı ? ''

Bilgisayarıma boş boş bakarken bir anda aklıma gelen gerçekle oturduğum yerde donup kaldım. Ne elim ne de kolum hiçbir yerim tutmuyordu. Sanki kısmi felç geçirir gibiyim. Bu hacker Feza'nın nasıl sevgilisi olabilirdi ki ? Feza'nın bilgisayarı bile yoktu o sadece benim bilgisayarımı kullanırdı. Bu da demek oluyordu ki Feza benim hackerımı tanıyordu.

onY���� 

HACKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin