-14-

2.2K 127 34
                                    

Sevgi abla elimden tutup beni koltuğa oturturdu ve hemen yanıma o oturdu. Darroll ise diğer tarafımdaydı ve bana destek olmak adına elini bacağımın üzerine koymuştu.

''Bazen insanlar kendilerini güçsüz hissederler. Birileri onları yarı yolda bıraktığı için, tek başlarına kaldıkları için ya da birisi onlara ''Sen güçsüzsün'' dediği için ama tatlım asıl güç insanın içindedir. En derinliklerinde. Birisinin sana ''Güçsüz'' demesiyle sen güçsüz olmazsın. Yaşadığımız sürece bu hayatta herkes bize farklı ithamlarda bulunur tatlım. Kimisi seni över kimisi de tam tersine söver. Ağızı olan konuşur işte be kızım, anla. Ne demiş büyüklerimiz boş teneke çok ses çıkartır. Yürüdüğün her adımda farklı tenekeler farklı şeyler söyler. Onları dinler, hayatının akışını onlara göre devam ettirirsen ohoo yandın. Sen beni dinle başkalarının sözüyle orayı burayı yıkıp atma. Hem yılanım Ahmet'te senin bu yaptığının çok saçma olduğunu düşünüyor. Şimdi güzel kızım. Bağırdın, çağırdın eyvallah. Orayı burayı da döktün. O koca götünü derhal kaldırıyorsun ve bütün dağıttıklarını, kırdıklarını topluyorsun. Burası Amerika mı eşekoğlu eşşek ? Kalk topla. ''

Sevgi ablanın bu başlarda gayet iyi giden ama sonunda bana hakaret ettiği konuşması beni ve Darroll'ı güldürdü. Sevgi abla gibi içten ve sempatik birisini tanıdığım için çok mutluydum. İyi ki hayatımda onun gibi manyak birisi vardı.

Sevgi ablaya gülümseyip sarıldıktan sonra paşa paşa dağıttıklarımı topladım. Yerde ki kırıkları temizledim. Bu sırada Sevgi abla ve Darroll'da koltukta oturup beni izlediler. Tam da tahmin ettiğim gibi vicdansız Türkler bana yardım etmediler. Sevgi abla yılanını boynuna dolayıp Darroll ile bir şeylerden konuşup kıkırdadı. Arada bir Darroll'da yılana alışmak için iki-üç defa ona dokunmaya çalıştı. Bir ara yılana pisi pisi diyen ve Sevgi abladan şamar yiyen Darroll'ı gördüm. Sevgi abla ona :

''Yılana pisi pisi denir mi dangalak ? ''

Diye bağırınca. Darroll'da :

''Ne diyeyim Sevgi abla. Tıs tıs mı diyeyim ? Ne olurdu yani sende diğer Sevgi ablalar gibi normal birisi olsan. Ne olur yani halı falan yıkasan .''

Deyince Sevgi abla Darroll'a bir tokat daha attı. Aslında Darroll haklıydı. İçimden sen Sevgi ablasın kendine gel demek gelse de şu an Sevgi abla gibi kaslı birisinden tokat yemek hiçte istemiyordum. O yüzden sustum ve yerde ki eşyaları toplamaya devam ettim.

Benim ortalığı yıkıp dökmemden sonra tam bir hafta geçmişti. O günden sonra sürekli kendi odamda vakit geçirdim ve kabuğuma sığındım. Sanki karmakarışık duygular içinde ölüyor gibiyim. Feza'yı özlüyorum, onun yanına gitmek istiyorum ama sanki ayaklarım gitmek istemiyor gibi. Bütün kötülükleri burada bırakıp Darroll ile Fransa'ya dönmek istiyorum ama dönemiyorum gibi. Hacker ile konuşup bir şeylere açıklık getirmek istiyorum ama sanki yüzünü bile görmek istemiyorum gibi. Hackerı özlüyorum ama neden özlediğimi bilmiyorum gibi. Gibi, gibi ve gibi. Çok boktan bir durumdayım ve ne yapacağımı bilemiyorum. Sadece yatağımda sırt üstü yatmış tavana bakıyorum.

Bu durumumdan sıkılıp yerimden fırladım. Artık dışarı çıkmamın zamanı gelmişti. Üzerimde ki eşofmanlarımı çıkarıp bileğime kadar gelen beyaz elbisemi giydim ve üzerime de ince hırkamı alıp evden çıktım. İstikamet Meyra'nın yanıydı.

Günler önce geldiğim yetiştirme yurdunun önünde durdum. İlk önce yüzüme saçma bir gülücük kondurdum ve sonra güçlü adımlarla yoluma devam ettim. Binaya girdiğimde yetkililerden Meyra ile görüşmek için izin istedim. Biraz zor olsa da sonunda başarmıştım. Miniğim koşar adımlarla bana doğru geliyordu. Kollarımı sonuna kadar açıp onun gelmesini bekledim ve o geldiğinde var gücümle sarıldım. Bu kızı çok seviyordum ve fazlasıyla özlemiştim. Ayakta öpüşüp koklaşma seansımızı tamamladıktan sonra binanın ortak alanında ki koltuklara gidip oturduk. Az önce koşarken ne giydiğini dikkat edemesem de şimdi giydiklerini gayet iyi görebiliyordum. Minnağım pembe tüllü elbisesini giymiş altına da her ne kadar uymasa da mor çorabını geçirmişti. Saçında ise mavi renkte tokalar vardı. Ayakkabısı elbisesinin renginde pembe babetlerdi.

HACKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin