Beklenmedik çıkışımdan ötürü yüzüme dönen bakışlar utanmama neden olmuştu.
" Afedersiniz" dedim mahcubiyetle.
" Zaten sizleri beklettiğim için mahcup hissediyorum, lütfen buyurun toplantıya başlayalım." Sözlerimin ardından bakışlarımı utançla önümdeki dosyaya çevirdim.Bu sırada ukala sesi bir kez daha odaya doldu. " Evet, neyse ki Afra hanım yaptığı ayıbın farkında, bunun tekrarlanmamasını umuyorum. İş söz konusu olduğunda fazla katı olabiliyorum ve emin olun o yönümü görmek istemezsiniz."
Aman ne güzel, zaten bizim de tek eksiğimiz aşırı kuralcı bir patrondu. Tarık amcayı mumla arayacağımızın sinyallerini daha ilk dakikada anlamış olduk. Bu adamla kesinlikle işimiz vardı.
" Her neyse toplantıya geçmeden önce çok kısa kendimi tanıtmak istiyorum . Adımı bilmeyeniniz yoktur diye düşünüyorum. Ancak nezaket gereği tekrar kendimi tanıtayım. Adım Ayaz... Ayaz Karahan. Bildiğiniz gibi Karahan holdingin tek varisiyim .Babamın geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yurt dışındaki şirketi devredip Türkiye ' ye kesin dönüş yaptım ve artık holdingin başında olacağım.
Babamın uzunca bir süre dinlenmeye ihtiyacı olacak. O nedenle bundan sonra birlikteyiz. Sizlerden onun zamanında olduğu gibi özverili bir şekilde çalışmanızı ve tabi ki kurallara uymanızı bekliyorum. Çünkü kurallar benim için önemlidir." Son cümlelerini gözlerimin içine bakarak söylemişti. Bu adam kendini ne sanıyordu ki...Egoist buz kütlesi! Aklınca bana laf dokunduruyordu. Konuşurken o kadar soğuk ve ifadesizdi ki mimiklerinin olmadığını düşünmeye başlamıştım. Ayaz ismi ona nasıl da yakışmıştı. Daha ilk dakikadan adı gibi soğuk rüzgarlar estirmeye başlamıştı. Bir anda hiç olmadığım kadar gerilmiştim. Bu adamla nasıl çalışacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Proje mühendisi olduğum için malesef onunla sık sık muhatap olmak zorunda kalacağımı biliyordum.
" Bu arada Selçuk bey, benim kişisel avukatım, aynı zamanda artık holdingin de avukatlarından biri " diyerek hemen sol yanında oturan genç adamı tanıttı. Ardından arkasına yaslandı ve " evet arkadaşlar şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Gerekli durumlarda tekrar görüşeceğiz. Söylemek istediği bir
şey olan yoksa toplantıyı bitirebiliriz. " dedi. Kimseden ses çıkmayınca " o halde herkese iyi çalışmalar " diyerek eli ile çıkabilirsiniz benzeri bir hareket yaptı. Hep birlikte işlerimizin başına dönmek için ayaklandık. Ancak ben düşündüğüm kadar şanslı değildim." Afra hanım, siz kalın lütfen. Sizinle görüşmemiz gereken şeyler var " diyerek beni engelledi. Başım önde tekrar aynı yerime oturdum. Salon boşaldığında gergin bir şekilde konuşmasını beklemeye başladım. Ancak aradan geçen onca dakikaya rağmen sesi çıkmayınca, sinirlerimi daha fazla bozmamasını umarak, merak dolu bakışlarımı yüzüne çevirdim.
Kafamı kaldırdığım an göz göze geldik. Rahat bir şekilde arkasına yaslanmış beni inceliyordu. Ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım. Soru dolu bakışlarım yüzüne dönünce bir anda yerinde dikleşti ve iğneleyici bir tavırla " işe hep bu saatlerde mi gelirsiniz ?" diye sordu.
Derin bir nefes aldım ve kibarca açıklama yaptım. "Ayaz bey, ilk geldiğimde de söylediğim gibi küçük bir talihsizlik yaşadım. Aksi takdirde her zaman işime vaktinde gelirim.Bir daha tekrarlanmayacak emin olabilirsiniz "
Sonuçta o artık benim patronumdu ve onunla iyi anlaşmak istiyorsam uysal bir kız olmalıydım.
" Umarım tekrarlanmaz Afra hanım, çünkü toplantıda da belirttiğim gibi kurallar benim için çok önemlidir. Ayrıca dün de erken çıkmışsınız. Bu tür durumlarda önceden bilgilendirilmek isterim. Her neyse, biraz işle ilgili konuşalım. Nedenini hala anlamamış olsam da babam ben gelmeden önce tüm sorumluluğu size bırakmış ve gördüğüm kadarıyla da... iyi idare etmişsiniz. Ben dün birkaç inceleme yaptım ancak, kısaca şu an ne durumdayız sizden de dinlemek istiyorum "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~AFRA~
SpiritualBen geldim anne... Kanatları yorgun kelebeğin geldi. Ahh, anne. .. birşey var, tam şuramda, sol göğsümün altında, canımı ölesiye acıtan bir şey... Sanki tüm dünyanın yükü üzerimdeymiş de altında eziliyormuşum gibi. Kaburgalarım sızlıyor anne...Göğ...