Kazanın üzerinden haftalar geçmişti. Omuzumdaki ve sol bacağımdaki çatlağı saymazsak artık daha iyi hissediyordum. Bugün alçılarım çıkacaktı ve hastaneye gitmek için Ayaz 'ı bekliyordum. Haftalardır bütün ailem etrafımda pervane olmuştu. Bu kaza yalnızca Ayaz 'ı değil tüm sevdiklerimi derinden sarsmıştı. Uyandıktan bir gün sonra ısrarlarıma dayanamayan Ayaz yurda gidip Zaid 'i hastaneye yanıma getirmişti. İyi olduğunu biliyordum ama ne kadar korktuğunu ve etkilendiğini tahmin edebiliyordum. O nedenle onu görmek ve iyi olduğumu ona hissettirmek istemiştim. Beni görünce gözlerinde beliren ışıltı herşeye değerdi. Kollarıma atılıp dakikalarca ağlamış ve öldüğümü düşündüğü için ne kadar üzüldüğünü hıçkırarak anlatmıştı. Annesinden sonra onu seven ve sahiplenen birinin daha yokluğu ile sınanmak onun yaşında bir çocuk için fazlasıyla ağırdı. Neyse ki hafta sonları yanımızda kalmaya devam ediyordu. Böylece ayrı kaldığımız zamanı azda olsa telafi etme şansımız oluyordu. İyileşme sürecinde beni ilgiye boğan sevgili kocam ve ailemin bunaltıcı alakasını küçük mavişim sayesinde biraz daha anlayışla karşılayabiliyordum. Sevimli konuşmaları ve cıvıl cıvıl varlığı ile evimize neşe getirmişti. Bu küçük adam ve sevgi dolu güzel ailem sayesinde çabucak toparlanmıştım. Tabi yuvayı bir an önce açabilmek için de iyileşmek adına bir hayli çaba harcamıştım. Tüm bu olanlar yüzünden açılışı neredeyse 1.5 ay ertelemiştik ve ben artık bu durumun bir an önce sona ermesini istiyordum. Yuvamızı ne kadar çabuk hizmete sunabilirsek o kadar çok çocuğun hayatını dokunma şansımız olurdu belki. Kimbilir onlara sunacağımız bu umut ışığını bekleyen kaç tane masum bir yerlerde çaresizce bekliyordu.
Belime dolanan kollarla düşüncelerimden sıyrıldım. Ayaz çenesini omuzuma yaslayıp benim gibi gözlerini pencereye dikti ve şiddetle yağan yağmuru izlemeye başladı. " Ne düşünüyorsun kelebeğim " diye sorduğunda bakışlarımı manzaradan çekmeden ona " Yuvanın açılışını çok geciktirdik. Onu düşünüyordum. Artık iyiyim bir an önce tüm hazırlıkları tamamlayıp hizmete sunalım istiyorum" diye cevap verdim. " Haklısın meleğim ama senin sağlığın herseyden daha önemliydi. Bakalım doktorun bugün neler söyleyecek ona göre bir takvim oluştururuz kendimize" dedi. Kollarının arasında dönüp sağlam olan kolumu boynuna doladım ve o hayranı olduğum boyun girintisine küçük bir öpücük kondurdum. Gözlerimi gece karası gözleri ile buluşturup ona gülümsedim.
" Seni çok seviyorum. İyi ki hayatımdasın " dediğimde dudağı yana kıvrıldı. Dudağımın kenarına küçük bir öpücük bırakıp beni kollarının arasına aldı ve sıkıca sardı. " Asıl sen iyi ki benim hayatımdasın. Varlığınla karanlığıma ışık oldun ve bir ruhu olmayan dünyama hayat verdin. Sayende değiştim, bambaşka bir insan oldum. Sen olmasan belki de hayatım boyunca birilerinin hayatına dokunmak ve onlara yeni bir gelecek sunmak aklımın ucundan bile geçmezdi. Sevgin de şefkatin de bulaşıcı sanki. Dokunduğun her yerde, her yürekte güzel izler bırakıyorsun. İyi ki bana da bu huzuru hissetmeyi ve yaşamayı öğrettin" Alnımı onun alnına yaslayıp gözlerimi kapattım. Sol kolum alçıda olduğu için sağ elimi kaldırıp kalbinin üzerine koydum.
" Ben bir şey yapmadım. Zaten senin burada taşıdığın şefkat dolu kocaman bir yüregin var. Ben sadece ona sahip olduğu duyguları nasıl göstermesi gerektiği konusunda ışık oldum belki. Ben olmasam da yüreğin bir gün doğru yolu kendiliğinden bulurdu eminim. Bu güzel kalbine haksızlık ediyorsun. Bunu yapmanı sevmiyorum. Sen benim tanıdığım en mükemmel adamsın " Yüzümü ellerinin arasına alıp alnıma sıcacık bir öpücük bıraktı. " Bu yüreği güzelleştiren senin varlığın " dedi ve tekrar kollarını belime dolayıp bedenimi sıkıca sardı.Öğleden sonra çıkan alçılarım sayesinde nihayet rahat bir nefes almıştım. Doktorum birkaç gün kolumu çok zorlamamam ve ayağımın üzerine fazla basmamam konusunda uyarılar yaparken Ayaz benden önce davranıp herşeye cevap vermiş ve talimatlara harfi harfine uyacağımız sözünü vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~AFRA~
EspiritualBen geldim anne... Kanatları yorgun kelebeğin geldi. Ahh, anne. .. birşey var, tam şuramda, sol göğsümün altında, canımı ölesiye acıtan bir şey... Sanki tüm dünyanın yükü üzerimdeymiş de altında eziliyormuşum gibi. Kaburgalarım sızlıyor anne...Göğ...