~Kanadı Kırık Kelebek ~
Ben Afra... Annesinin kanadı kırık yaralı kelebeği Afra... Henüz on beşinde annesinin şefkatli kollarından mahrum kalan küçük bir kız çocuğuydum. Kanser denen illete hayattaki tek sığınağı ve yol göstereni olan annesini kurban veren zavallı küçük bir kız çocuğu! Bir çoğu böyle konuşuyordu o zamanlar arkamdan.
Zavallı küçük kız çocuğu!
Babam... Varlığına en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanda annem ve beni kaderimize terk etmişti. Annem acılar içinde yaşam mücadelesi verirken o bir tek parasını ayaklarımızın altına dökmekle yetindi.Oysa annemin sevdiği ve uğruna ömrünü heba ettiği kocasına, benim de sevgisiyle bizi sarıp sarmalayacak o eski babama ihtiyacım vardı. Halbuki ne güzeldi herşey annem bu illete düşmeden önce, annemin etrafında pervane olan o aşık adam, beni gözünden sakınan o şefkatli babam nasıl bu hale gelebilmişti? Çok sonradan öğrenecektim bu değişimin sebebini.
Annem hayatla olan mücadelesini kaybedip beni bu dünyada yapayalnız bıraktığında, neyse ki bir kızı olduğu aklına geldi babamın ve sahip çıktı en ihtiyacı olduğu anda sahipsiz bıraktığı zavallı küçük kızına.
İlk zamanlar herşey çok güzeldi. Eski günlerdeki gibi sevgisini, şefkatini iliklerime kadar hissettiriyor, beni gözünden sakınıyordu. Belki annemin boşluğunu doldurmaya çalışıyor, belki de vicdanını susturmaya çalışıyordu bilmiyordum. Ama beni böyle sahiplenmesi buz tutmuş yüreğimi yeniden ısıtıyordu.Zaman bizim için bir süre bu rutinde akıp gitti. Ama bir gün, bir şey oldu ve büyü yeniden bozuldu. Birileri girdi iki kişilik küçük dünyamıza ve bizi alt üst ettiler varlıklarıyla. Küçücük mutlu yuvamızı cehenneme çevirdiler.
🦋
Bir adam... Henüz on beşimde ateş gibi düştü hayatıma. Bana hayatı zehir eden cehennem bakışlı bir adam! Bana dünyada cehennemi yaşatan, geceye beni düşman eden adam!
Kaçtım o cehennem bakışlardan. Sakındım o kimsesiz küçük kızı onun lanetinden elimden geldiği kadar. Yıllar sürdü onunla olan sessiz mücadelem. Bitti dediğim her anda cehennem kokan ellerini hayatıma uzatmaktan geri durmadı.Çok sonra bir el uzanıp çekti beni hapsolduğum karanlığımdan. Önce adı gibi sert rüzgarlarla kuşattı dört bir yanımı. İliklerime kadar üşüttü rüzgarıyla. Ama sonra güneş oldu, ısıttı buz tutan her bir köşemi sıcaklığıyla, sarıp sarmaladı yaralarımı, kırık kanatlarıma inatla yeniden uçmayı öğretti.
Öylesine parlaktı ki yaydığı ışık göremedim sardığı yaraların daha büyüğünü açacağını. Öylesine sınırsızdı ki şefkati uçmayı öğrettiği kanatlarımı her bir köşesinden tamiri imkansız bir şekilde kırıp parçalayabileceğini bilemedim.
Ben Afra... Cehennem bakışlı bir adamdan kaçarken geceyi kıskandıran bir çift kömür parçasına meftun olan yaralı kadın...
Benim gece gözlü güzel adamım... Dudağımın kenarında ki gülücük olmasını dilerken, kirpiklerinin ucunda asılı kalan gözyaşım oldu.
Hayat bir kez daha acı yüzünü göstermişti bana, o kadar yorgundum ki, bu defa ayağa kalkmayı başarabilecek miydim hiç bilmiyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/171021731-288-k501934.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~AFRA~
EspiritualBen geldim anne... Kanatları yorgun kelebeğin geldi. Ahh, anne. .. birşey var, tam şuramda, sol göğsümün altında, canımı ölesiye acıtan bir şey... Sanki tüm dünyanın yükü üzerimdeymiş de altında eziliyormuşum gibi. Kaburgalarım sızlıyor anne...Göğ...