Ayaz ' ım kara gözlü kahramanım. Biliyorum şimdi içinden eğer kahramanın olsaydım seni yaşadığın bu çıkmazdan kurtarırdım diyorsun. Sakın deme; sen benim hep kahramanım oldun. Ben senin ablandım ama sanki sen benim abim gibiydin hep. Hatırlıyor musun ben lisedeyken çocuğun biri bana askıntı oluyor diye o küçücük boyunla ona nasıl da diklenmiştin. Biliyor musun o çocuk o günden sonra bir daha karşıma çıkmamıştı. Sen bilmesen de gizliden gizliye hep benim kahramanım olmuştun. Kahramanımı başka hayatlara merhem olsun diye bırakıyorum artık. Senden tek bir dileğim var Ayaz ' ım sebep ne olursa olsun hiç bir kadını incitme ve eğer bir gün birini çok seversen onu sakın üzme."
Hıçkırdım. ' Abla' dedim yakarırcasına. 'Onu üzmekten beter ettim. Kalbini deştim ve onu parçalara ayırdım' Titreyen kirpiklerimin arasından birkaç damla süzülüp yanağıma döküldü. Bakışlarım tekrar ablamın içimi yakan satırlarına gömüldü.
"Hayat çok kısa Ayaz 'ım, hayat ummadığın sürprizlerle dolu. Hiç tahmin etmediğin şeyler , hiç ihtimal vermediğin bir noktaya getirebiliyor bazen seni. Benim yaşadıklarım yüzünden sona geldiğim gibi! Kimseye anlatmadım, anlatamadım başıma gelenleri. Ama olurda bir gün buna sebep olanla yollarınız kesişirse diye en azından sen bil istiyorum. Bu satırları okuduğunda sakın bir delilik yapıp elini pisliğe bulama. O zaman seni hiç affetmem bilesin. Sadece omuzlarıma ağır geldiği için paylaşmak istiyorum seninle.
Hani sen Artvin'e dedemlerin yanına gitmiştin ya, işte o zamanlardı. Bir gün holdinge babamı ziyarete gitmiştim. Orada bir kızla tanıştım. Babamın bir arkadaşının kızıymış. Görsen öyle azimli öyle güzel ki, insanın ona bakarken içi akıyor. Küçücük yüreğine tezat kocaman hayalleri var. Babam ileride iyi bir mühendis olmak istediğinden söz etti. Ara sıra okuldan çıkışta holdinge gel sana işin inceliklerini şimdiden öğretelim ,ilerde bizimle çalışırsın demiş ona. Nasıl sevinmiş , gözlerinin içi nasıl parlamış... Babamı dinlerken onun bu azmine hayran kaldım doğrusu. Bulduğu her fırsatta holdinge gelip işi öğrenmeye çalışıyordu. Düşünebiliyor musun henüz 16 yaşında ama öyle azimli ki daha şimdiden işin tüm inceliklerini kapmış gibi görünüyor. Annesini geçen yıl kaybettiğinden söz etti bir defasında. Ona sözü varmış. Üniversiteye gidip çok iyi bir meslek sahibi olacağına dair yemin etmiş annesi ölüm döşeğindeyken. Bu azminin en büyük nedeni de bu zaten. Annesinin onu bir yerlerden gördüğüne inanıyor ve sözünü tutup onu mutlu etmek istiyor. Bir görsen öyle güzel, öyle masum ki , böyle insanı içine çeken masmavi gözleri var. Yüzünü görünce insanın yüzü aydınlanıyor. Birde o kadar masum , o kadar içten ki bana bir abla deyişi var duysan sanki öz ablasına sesleniyor zannedersin.
Uzunca bir zaman holdinge gelmeyi kesmişti. Babam merak edip defalarca babasını aradı ama adam bir sorun olmadığını söyledi. İçim rahat etmedi. Babamla birlikte evlerine gittik. Bizi gördüğünde çok şaşırdı ama hemencecik gözleri bulutlandı, diğerleri görmedi ama ben fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~AFRA~
EspiritualBen geldim anne... Kanatları yorgun kelebeğin geldi. Ahh, anne. .. birşey var, tam şuramda, sol göğsümün altında, canımı ölesiye acıtan bir şey... Sanki tüm dünyanın yükü üzerimdeymiş de altında eziliyormuşum gibi. Kaburgalarım sızlıyor anne...Göğ...