11. Bölüm ~Kıskançlık ~

5K 342 7
                                    

Abdestimi alıp üstümü değiştirdim. Öğleden sonra toplantı olduğu için, lacivert bol paça kumaş bir pantolon ve açık mavi uzun bir tunik giyindim .Üzerine de açık ve koyu mavi tonların hakim olduğu bir eşarp taktım. Son olarak lacivert topuklu ayakkabılarımı da ayağıma geçirdim ve işte sonunda hazırdım. Kapıya yaklaştığım an burnuma mükemmel bir menemen kokusu geldi. İçimden yok artık ! Katar ' da menemen mi ! diye geçirdim ve merakla kapıyı araladım. Odamdan çıktım ve birkaç adım sonra mutfağın önündeydim. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Gördüklerime inanmakta zorluk çekiyordum çünkü Ayaz bey mutfaktaydı, üstelik ocağın başındaydı ve daha da şaşırtıcı olan şu an ikimiz için menemen yapıyordu.

" Orada dikilmeye devam mı edeceksin ? Hadi masaya geç de soğumadan yiyelim " dediği an, gözlerimi ondan çekip masaya doğru ilerledim. Arkasında gözlerimi var, geldiğimi nereden anladı ki diye düşündüm.

" Kokundan " diyen sesini duyduğumda, bakışlarımı yüzüne çevirdim ve " anlamadım " dedim.

" Geldiğini " dedi eşsiz bir tebessümle yüzüme bakarak. " Kokundan anladım "  Kahretsin farkında olmadan sesli düşünmüş olmalıydım. Söylediği şey utanmama neden olmuştu. Hiçbir şey söyleyemeden başımı önüme eğdim ve masadaki yerime oturdum. Kokusu tüm odayı saran menemen saniyeler sonra iki ayrı servis tabağında masaya geldiğinde yüzüne bakmadan yalnızca önüme konulan yemeğimle ilgilenmeye başladım. Daha ilk lokmada gözlerim hazla kapandı.  Gerçekten de hayatım boyunca yediğim en lezzetli menemendi. Onun gibi bir adamın böyle lezzetli yemek yapabilmesi gerçekten şaşırtıcıydı.

" Elinize sağlık çok güzel olmuş " dediğimde bakışlarını yüzüme çevirdi.

" Afiyet olsun, beğenmene sevindim" dedi ve gülümsedi. Ben de ona gülümsedim.

" Aslında sizin gibi bir adamın yemek yapabiliyor olması, hatta böyle lezzetli yemek yapabiliyor olması beni şaşırttı " Bugün açık sözlü olmak konusunda neden bu kadar ısrarcıydım bilmiyorum.

" Benim gibi bir adam derken! " dediğinde kollarını göğsünde bağlamış ve tek kaşı merakla havaya kalkmıştı. Al işte aptal Afra şimdi ne cevap vereceksin acaba " şey, yani sizin gibi yoğun bir iş adamı demek istedim " diye geveledim. Ancak yüzüne yerleşen imalı ifade pek de başarılı olamadığım sinyalini veriyordu. Konuyu uzatacak birşeyler söylemesini beklerken beni şaşırttı ve kısa bir açıklamanın ardından tekrar yemeğine döndü.

" Uzun zaman yurt dışında yalnız yaşadım biliyorsun. Hayatta kalabilecek kadar bir şeyler yapabiliyorum "  O andan sonra ikimizde birşey konuşmadan sessizce kahvaltımızı tamamladık. Kahvaltı bitince masayı topladım ve bulaşıkları çabucak yıkayıp öğlen namazını kılmak için odama geçtim. Namazdan sonra birlikte lobiye indik ve toplantının yapılacağı şirkete gitmek üzere, bize tahsis edilen araca bindik. Selçuk ve Ozan bey de bizimle birlikteydi. Yol boyunca ben camdan dışarı bakıp etrafı seyrettim. Onlar ise yanımda oturan Ayaz beyle genel geçer konular hakkında sohbet ettiler. Aramızdaki mesafeye rağmen onunla bu şekilde yan yana oturmak beni geriyordu. Üstelik hava inanılmaz sıcaktı ve arabada klima olmasına rağmen neredeyse buharlaşıp uçacaktım.

Nihayet devasa bir gökdelenin önünde durduğumuzda, arabadan indik. Kapıda bizi karşılayan Faris beyle birlikte asansöre bindik ve binanın en üst katına çıktık. İçerisi oldukça modern döşenmişti. Duvarlar ülkelerini ve şirketi temsil eden göz alıcı tablolarla doluydu. Toplantı odasına girdiğimizde, Faris bey bize kibarca odada bulunan insanları tanıttı. Dikdörtgen şeklindeki masanın baş köşesinde oturan heybetli adam şirketin sahibi Abdullah bin Abbas' dı. Hemen sağ tarafında ki sandalyede şirket avukatı olarak Faris bey ve diğer yanında Behram oturuyordu. Yönetici asistanı olduğunu öğrendiğim Eflin ise tam karşımdaydı. İlk andan itibaren negatif elektrik aldığım, şu itici tiplerdendi. Ondan hiç hoşlanmamıştım. İçeri girdiğimiz andan beri o utanmaz gözlerini bir an olsun Ayaz beyden çekmemişti. Neredeyse adamın içine düşecekti. Behram 'ın rahatsız edici varlığı yetmiyormuş gibi birde bu kadın , iyice sinirimi bozmuştu. Maşallah Ayaz efendi de kadının sorduğu sorulara pek kibar yanıtlar veriyordu. Kadın resmen bu kadar insanın içinde utanmadan ona kur yapıyordu. Acaba bunu gören bir tek ben miydim?

~AFRA~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin