- MELİS'İN ANLATIMI -
Herşey 3 sene önce oldu. O zamanlar Lise 3'ü bitirmiş ve 3 ay tatilini nerede diye düşünüyordum. Babam özel dedektif olduğundan annem ile birlikte Yurtdışına çıkmışlardı. Çağla ve Toprak'ın ailesi ortak olduklarından onlarda şirketleri için önemli toplantı olduğundan Almanya'ya gitmişlerdi. Bu da bizim için iyiydi çünkü; kızlarla yalnız başımıza tatil yapmak istiyorduk. Karne alındıktan ertesi gün kızlarla her zaman ki cafe de olduğuma dair mesaj atıp buraya gelmelerini söylemiştim. Benim evim cafeye yakın olduğundan ilk ben gelmiştim ve kendime her zaman ki gibi sütlü kahve istemiştim. Kahvem geldiğim de ufak ufak yudumlarken birden karşımda ki sandelye çekilde ve iri bir beden oturdu.Kim olduğuna baktığım da kısa süreli bir şok geçirdim.
Bu adam beni bir aydır takip ediyor, oysa ki biz bir gece sahilde yanlışlıkla çarpışmıştık özür dilememe rağmen peşimi bırakmamıştı. Önceleri tesadüf diyordum fakat ilerleyen zamanla bunun öyle olduğunu anladım. Çağla'ya anlattığım zaman daha önceden neden söylemedim diye kızmıştı. Aslın da kızmakta haklı.. Çağla'nın kızmasının sebebi bana birşey olmasından korkması-ki- haklı bende korkuyorum.. Ben düşüncelere dalmış giderken adam bana adımı ve yaşımı sormuştu, önce cavp vermedim ama o masmavi gözlerle beni sanki uçuruma sürüklüyordu. Zar zor da olsa cevap vermiştim ama kendi adını sorduğum zaman cevap vermemişti sadece gözlerime bakıyordu ve ben bundan çok rahatsız oluyordum. Tam masadan kalkacağım zaman Çağla gelmişti ve bana kızgın gözlerle bakıyordu. yanıma oturduğu zaman kulağını bu adamın o adam olduğunu söylediğim zaman, Çağla çemkirmeye başladı ve adam en sonun da masadan kalkıp gitti. Fakat bir sorun vardı o gözler bana karşı hiçte iyi bakmıyordu. Bunları düşünmeyi bırakıp Çağla'yla nereye gideceğimize dair fikirler üretiyorduk. Bu arada Toprak'ın karnı ağrıdığı için gelememişti. En sonunda Çağla Antalya'ya gidelim diyince kabul ettim ve iki gün için de herşeyi ayarlayıp Antalya'ya gittik. Çağla'nın oteline yarleştiğimiz zaman biraz gezemeye karar verip çıkmıştık. Toprak ise 2 gün sonra gelecekti bazı işleri varmış. Biz tam odadan çıktığımız zaman o adamla tekrar karşılaştık. Nerden baksan 22-25 yaş arasında vardı. Ben donup kaldığım için Çağla kolumu dürtüp;
" Hadi Melis, iki saat ne dikilip duruyorsun orada?" demişti.
"Hıı?.. Şeyyy pardon Çağla dalmışım öyle" deyip geçiştirmeye çalıştım. Eğer Ça ğla'ya bu adam burda dersem kıyamet kopardı. Tam otelden çıkmıştık ki Çağla çantasını unuttuğu fark edip tekrar odaya çıkmıştı bende lobide beklemeye karar vermiştim. Ben lobide beklerden arkamdan iki kol belimi sardı tam çığlık atacakken birisi elini ağmızın üsütüne katıp bunu engelledi.
"Rüzgar" dedi kedifemsi bir ses.. Elinden zar zor kurtulup arkamı döndüğüm zaman bunun o olduğunu anladım
"ne?" demiştim. Gerçekten ne dediğini anlamamıştım.
"Adım, Rüzgar" demişti. İşte o zaman öğrenmiştim adının Rüzgar olduğunu. O zamanlar nerden bilebilirdim ki bana beleyı rüzgar gibi hızla getireceğini. Tam cevap vercekken Çağla yanıma doğru geliyordu.. Ben Çağla'ya bakarken hemen hızla yanımdan ayrılmıştı yanımdan. Çağla yanıma geldiğinde hemen çıkıp etrafı gezmiştik. En sonunda yorulup bir cafe'ye oturduğumuz zaman telefonuma mesaj gelmişti "Az kaldı tamamen benim olacaksın" yazıyordu. işte o zaman gerçekten korkmuştum. Cafede biraz oyalanıp otele dönmeye başladık. Tabi ben ne kadar gitmek istemesem de gitmeye mecburdum.
Ertesi gün Çağla Toprak'ı havaalanından almaya gittiği için otelde yalnızdım. Sıkılıp denize gitmeye karar vermiştim ama yüzmeyecektim sadece biraz oturup kafamı dinleyecektim. Aynen de öyle yaptım yarım saat tek oturduğum zaman yanıma biri oturdu. Rüzgar gelmişti biraz oturup onunla oturup sohbet ettik adı: RÜZGAR KARA'ymış 22 yaşında şirketi varmış. Bende tam kendimden bahsedecektim ki o benden önce davranıp;"Herşeyini biliyorum. Melis DEMİR, 17 yaşındasın Lise 4' geçtin. Üniversite'yi arkadaşlarınla beraber ozel kolej de okuyacaksın. Doktorluk, Hemşirelik ve Mimarlık arasında kaldınız ama sen Mimarlık okuyacaksın. Ailen genellikle yurt dışana çıkar sende arkadaşlarınla kalırsın. Hatta biri bugün geliyor." deyince şok oldum. Bir süre birşey diyememiştim. O da fark etmiş olmalı ki bana yarın akşam için yemek teklifin de bulunmuştu. Önce kabul etmemiştim ama ısrar edince kıramamıştım.
"MEsajı aders olarak atarım, iyi günler" deyip hızla yanımdan ayrılmıştı. Rüzgar gittikten kısa bir süre sonra bende odama geçmiştim. Fakat bir sorun vardı benim numaramı kimden aldığını bilmiyordum. Bunları düşünürken TOprak ve Çağla gelmişti. Biraz onlarla vakit geçirdikten sonra onlara yarın akşam bir işim olduğunu söyleyip onlara katılamayacağımı söylemiştim. Toprak birşey demezken Çağla bir gariplıik olduğunu anlamıştı ama birşey dememişti.Ertesi gün uyandığım da aderes ve saat yazıyordu. 7'de orada olamam lazımmış. Önce kısa bir duş alıp beyaz dizimin hemen üstünde bir elbise, ayakkabı olarak babet giymiştim- boyum ızun olduğundan fazla topuklu giymiyordum- küpe ve şık bir çanta ile kendimi kombinlemiştim. Şaçlarıma da maşa ile hafif dalga vermiştim. Makyaj olarak mascara, göz kalemi ve kırmızı rujumu sürmüştüm. Taksiye binip dediği yere gitmiştim fakat içimde kötü his vardı. Bir an vazgeçmek istedim ama taksicinin "GELDİK ABLA" demesiyle geç kaldığımı fark ettim.
Taksiden inip etrafı süzdüğüm zaman ormanlık yerdeydik. Yerlerde kırmızı mumlar yolu takip edeceğim anlamına geliyorudu. Yolu takip edip Rüzgar'ın yanına gittim beni baştan aşağıya süzdükten sonra"çookkk. .gü..zelll olmuşsun" dedi. Kekelemesi ayrı bir ironydi zaten. Bende hafif bir tebessüm ederek karşılık vermiştim. Hemen arkama geçip sandelyemi çekmişti oturmam için yine hafif bir tebessüm ile oturdum sandelyeye. Kısa yemek fasının ardından müzik çalmaya başladı ve ben daha ne olduğunu anlamadan kendimi Rüzgar'ın kollarında buldum. Bu derece yakınlıktan çok fazla rahatsız olmuştum biraz geriye çıkmaya çalıştım ama tek bir hamlede beni kendine daha da çekti. Müzik bittiğinde ayrılmaya çaılştım ama izin vermedi hemen dudaklarıma yapışmıştı. Ne kadar ittirmeye çalışsam da gücüm yetmemişti. Bir yandan ağlıyorum bir yandan YAPMA diye yalvarıyordum ama beni dinlemedi. Yine tek hamlesinde beni yere yatırıp üstüme çıkmıştı. İşte o zaman hayat benim için bitmişti. 17 yaşımda kadın olmuştum.. Hayatım mahfolmuştu.. Dünyam yıkılmıştı.. Oysa ki benim hayellerim vardı. Bekaretimi sevdiğim adama verecektim. Olmadı, yapamadım bir hiç uğruna bekaretimi kaybetmiştim.. Arkasına bakmadan giderken "ARTIK BENİMSİN.. KİMSE SENİ BENDEN ALMAZ, TOPARLANMAN İÇİN SENİ BİR SÜRE YALNIZ BIRAKIYORUM, BURADAN BİR YERE AYRILMA ÇAĞLA'YI GÖDERECEĞİM" deyip gitmişti. Aradan yarım saat geçmeden Çağla yanıma gelmişti. Beni görünce şok olmuştu ve hemen sağlık ekiplerine haber vermişti. En son hatırladığım Çağla'nın bağırışlarıydı. Gözümü açtığım da yanımda Çağla vardı hemen doktorlara haber verip geri yanıma gelmişti. Toprak'ı sormaya cesaret edemedim. Eğer Toprak bu olayı duyarsa çok üzülürdü ve kendini yıprarıdı. Çağla Toprak'a göre fazla soğukkanlıydı. Eğer Çağla olmasaydı ben toparlanamazdım. İşte benim başıma bunlar geldi ve 3 yıldır benim yanımda sadece Çağla var. Kimseye anlatamıyorum utanıyorum. Babamın yüzüne bakamıyorum, sanki baksam hemen ne olup ne bitmiş anlayacak gibi geliyor. Elbet bu olayları Toprak'a anlatacağız ama doğru zamanı bekliyoruz. Çağla benden gizli Toprak'a birşey diyemez çünkü söz verdi, güveniyorum ben ona. 3 yıldır sevgilim yok, sanki olunca bana o geceyi tekrar hatırlatacaklar gibime geliyor ve korkuyorum... Bekaretini kaybetmiş bir kız olarak yaşamak çok zor.. Heleki TECAVÜZ ise daha da zor.. Ben düşüncelere dalmış giderken telefonuma yine yabancı numaradan mesaj geldi;
"ÇOK AZ KALDI YAKINDA KAVUŞACAĞIZ.. SANA VERDİĞİM SÜRE BİTTİ, EN KISA ZAMAN DA KARŞINDAYIM.!"
İşte mesajların kimin attığını az çok tahmin edebiliyorum çünkü bu zamana kadar kimse bana zaman tanımamaıştı. Bu mesajların sahibi tahmince RÜZGAR KARA.. İnşallah sen değilsindir RÜZGAR KARA, işte o zaman dünyayı sana dar ederim...
ARKADAŞLAR, HİKAYEYİ ÖNERİR MİSİNİZ? EĞER OKUYUCULAR YÜKSELİRSE HER GÜN YENİ BÖLÜM PAYLAŞILACAK VE SİZİ MERAKTA BIRAKMAYACAĞIZ.. ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİZ.. ( Gülan/Asena)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bambaşka Aşk
Romansa18-19 Yaşlarında hayatı kararan bir kız; Melis, Erkeklere güvenmeyen, feminist bir kız; Çağla, Hayatı tozpembe olan bir kız; Toprak. Mafya, ukala, bir o kadar da sert; Rüzgar, Mafya, ukala, sert ve sadist; Emre, Deli dolu, espiri, sıcak kanlı; Poyra...