[32] camp half-blood, hades and apollon

723 24 123
                                    

ship; kiribaku (pjo au)

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Melez Kampı'ndaki her zamanki Bayrak Kapmaca'dan sonra kamp ateşi sohbeti ve diğer tüm gece etkinlikleri sonlandığında tüm yarı tanrılar kulübelerine yönelmiş, ertesi günün getireceklerini düşünmemeye çalışarak yataklarına girmişlerdi.

Yani, çoğu girmişti. Bakugou Katsuki o sırada ona yasaklandığı halde gölge yolculuğu yaptığı için kampın yardımcı müdürü Aizawa-sensei tarafından azarlanmakla meşguldü. Aizawa Shouta ona, yaptığı gölge yolculuğunun zararlarını bir kez daha özet geçerken bunu en iyi Katsuki'nin bildiğinin de farkındaydı; sonuçta o ışınlanma durumunun ardından güçsüz düşerek bayılmanın eşiğine gelen ve sonsuza kadar sürecekmiş hissi veren bir mide bulantısı çeken kendisiydi ve Aizawa emindi ki Katsuki de bunun farkındaydı -yine de yapmaya devam ettiğinden bir azarı hak ediyordu.

Bakugou Katsuki, ölülerin ve yeraltının tanrısı Hades'in şimdiye kadar ortaya çıkan tek oğlu, kamp yöneticilerinin -Aizawa Shouta ve Müdür Nezu'nun- vakit geçirdiği Büyük Ev'den çıkarken her zamanki gibi öfkeli bir ifadeye sahipti. Uykuluydu; kolunda geçenlerde bir furiayla yaptığı savaştan kalma bir yara vardı ve zaten yorgunluktan yere yığılacakmış gibi hissederken bir de kendisine önem dahi vermediğini düşündüğü insanlar tarafından bir saat boyunca laf dinlemek sinir bozucuydu.

"İyi geceler, Kacchan!" dediğini duydu birinin fakat arkasına dönmek yerine adımlarını hızlandırmayı seçti. Midoriya İzuku, Poseidon'un kuyruğu olmayan tek tük oğullarından biriydi ve genellikle bir Demeter melezi olan Uraraka Ochaco ve Athena kulübesinin başkanı Iida Tenya ile takılırdı -tabii, onun Zeus'un oğlu Todoroki Shouto ile olan ilişkisini sayılı birkaç kişi dışında kimse bilmezdi.

Bakugou ise hem bunu öğrendiği güne hem de Midoriya İzuku ile yakın arkadaş olarak görülebilecek kadar dipdibe dolaştıkları zamanlara lanet ediyordu.

Beş yaşından beri tanıdığı çocukluk arkadaşını görmezden gelerek kulübesine ilerledi. Aptal kurukafa desenli tokmağı çevirip kapıyı açarken evinin karanlık mimarisine bir kez daha göz devirmiş, kendisini olabildiğince hızlı bir şekilde içeri atmış ve lacivert pijama takımını üzerine geçirerek yorganın altına yerleşmişti.

Tabii ki, uyuyamadı. Zeus'un şimşekleri adına; Bakugou Katsuki'nin kafasını yastığa koyduğu an uyuyabildiği bir gece, şu ana kadar -on altı yıldır- hiç gerçekleşmemişti.

Sarı saçlı oğlan; tam olarak iki saat elli altı dakika boyunca yatağında bir sağa bir sola döndü, ara sıra ayağa kalkıp bir bardak su içti ya da Aizawa-sensei'den temin ettiği uyku haplarını aradı fakat nafile, tek bir tane bile kalmamıştı elinde. Dolayısıyla güneş doğana kadar uyanık kalmaya mahkumdu.

one-shots 》boku no hero academiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin