[11] the dream that can't ended up

1.2K 47 71
                                    

ship; kiribaku

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kirishima Eijirou, yanındaki iri yarı iki adamla otomatik kapıdan geçerken siyah hırkasının kapüşonunu iyice kafasına çekti ve gözlüklerini düzelterek ilerlemeye devam etti. Bavulun çekçeğini sıkıca tutarken, baş ağrısını geçirmek için olduğu yerde uyuklamak istese de şimdilik yapabileceği tek şeyin yola devam etmek olduğunu biliyordu. Uykusuzdu, kendini bir süredir zorladığından dolayı boğazı her yutkunduğunda acıyordu ve bacaklarının onu taşıyabileceği konusunda endişeliydi.

Jet lag, berbat bir şeydi.

Kırmızı saçlı oğlan, iki görevlinin eşliğiyle bir başka otomatik kapıdan geçerken Japonya'nın soğuk havası onu bir an titretse de yüzünde oluşan gülümsemeye engel değildi.

Ve gülümsemesiyle, yabancı bir sesin çığlık atar gibi ismini söylemesi eş zamanlı gerçekleşti.

"Eijirou!"

15-25 yaş aralığındaki onlarca insan anında havalimanının kapısı önüne koştuğunda iki tane görevlinin yetmeyeceğini anlayan, karşı kaldırımdaki siyah arabada bekleyen iki iri kişiden biri daha kırmızı saçlı oğlanın yanına koştu ve etraflarındaki genç kadın ve erkekler Eijirou'ya ulaşmak için birbirlerini iterken oğlana zar zor yol açtı. Eijirou gözlüğünü çıkarmıyor ya da kapüşonunu indirmiyordu, yine de çevresindekileri selamlamak için -ne kadar yorgun olsa da- kafasını kaldırmış ve onlara bir gülümseme sunmaktan geri kalmamıştı. Etrafındaki insanlar ona bir fotoğraf çekip çekemeyeceklerini soruyor; onu çok sevdiklerini, sonraki albümünü sabırsızlıkla beklediklerini ve konserlerinin muhteşem olduğunu söylüyorlardı.

Eh, her saniye kademe kademe gelişen dünyada yükselen bir yıldız olmak kolay sayılmazdı.

Kırmızı saçlı oğlan, çevresindeki kalabalık yüzünden ancak on dakikada karşı kaldırıma ulaşabildiğinde sürgülü kapısı açık olan arabaya bindi ve gerisinde kalan üç görevliden biri de kapıyı çekip şoför koltuğunun yanındaki koltuğa yerleştiğinde sürücü koltuğundaki adam arabayı çalıştırdı. Geride kalan iki görevli, hayranlar arabanın önüne geçmesin diye onları engellemeye çalışıyordu. Arabayı hareket ettirene kadar Eijirou son enerji kırıntılarıyla kapalı olan camdan dışarıdaki insanlara el salladı; bazıları kendisinden yaşça büyük olmasına rağmen, 16 yaşındaki kızlarla birlikte bir havalimanında beklemeleri garip hissettiriyordu. Annesi bunları görse kesinlikle onu azarlardı.

Tekerlekler dönmeye başladığında ve son hızla sokaktan çıktıklarında, Eijirou yorgunlukla arkasına yaslandı ve gözlüğünü çıkarıp umursamazca yanındaki boşluğa koydu. Kapüşonunu da indirirken eli hırkasının cebindeki telefonuna gitmiş, saate göz atmıştı. Gece yarısı olmak üzereydi.

one-shots 》boku no hero academiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin