[47] tanzaku

808 34 70
                                    

ship; katsudeku

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Katsuki banyodan ilk çıkan olarak ciğerlerinin yaklaşık bir buçuk saattir ihtiyaç duyduğu derin nefesi onlara bağışlarken adımlarını yatak odasına yönlendirmiş, kapı kulbunu indirerek içeri girdikten sonra duvara yaslanan gardıroba doğru ilerlemişti. Çıplak bedeni nemli bir havlunun altında olsa da içinde antik dönemlerdeki insanların tanrıları için hazırladıkları kocaman bir ateş yakılıydı sanki. İzuku'nun cehennem aleviyle yarışacak sıcaklıkta bir su altında banyo yapmasını aklı almıyordu. Kendisi, vücudunun ihtiyacı olan ve olmayan tüm suyu terleyerek ona attıracak kadar sıcakken hava ya da geçtiği yoldaki hiç kimseye belli etmeden kalın montuna sıkı sıkı sarılıp elinden geldiğince büzüşmesine sebep olacak kadar soğukken, yine de ılık suyla duş alırdı -hatta bazen banyodan çıkmadan önce soğuk suyu bile açtığı olurdu, kendisine gelmek için. Su derisinin altından geçip kemiklerinin arasında süzülüyormuş gibi hissettirirken ona yaşadığını hatırlatırdı. Öte yandan, kaynar suyla iki saate yakın bir süre boyunca banyoda kalan o aptalın hâlâ ölmemesi bile mucizeydi.

Dört kapaklı dolabın altındaki iki çekmeceden en alttakini açarak kendisine iç çamaşırı çıkardıktan sonra soldaki kapağın ardındaki raflardan da bir eşofman altı ile tişört aldı Katsuki. Üzerindeki havluyu yeşil bir nevresim takımının sahibi olan yatağın üzerine bırakıp kıyafetlerini giydikten sonra odadan çıkmış, kendisine bir bardak su almak için mutfağa geçmişti. O sırada banyonun kapısının açıldığını duydu, İzuku'nun verdiği derin nefes çıt çıkmayan dairede yankılandı. Katsuki suyunu çoktan içmiş; mutfak masasının üstündeki sigara paketiyle çakmağı alarak balkondaki karşılıklı konulan iki koltuktan rastgele, mavi çizgili olanına geçmişti. Paketten bir sigara alarak karton kutuyu kucağına bıraktı, çakmağı da sigarasını yaktıktan sonra kutuyla aynı yere koydu ve tütünün rahatlatıcı hissini Saikai'nin serin havasıyla değiş tokuş etti.

Kesinlikle, ömründen birkaç yılı çöpe atıyor olsa da, buna değerdi. Nedeni üzerine düşününce başı ağrıyordu, soranlara ise sadece "İçmek istiyorum." demek karşı tarafta yargılayıcı bakışlar yaratsa da Katsuki'nin hiç ama hiç umurunda değildi. İçmeyi seviyordu, tütünün boğazından geçerken oluşturduğu yanma hissini seviyordu; onu sigaraya başlatan ilk adımda tüm dumanı içine çekmiş ve öksürük krizine girmişti ki o an, hayatındaki en iyi anlardan biriydi. Gerçi lisede, eski okul binasının çatısında olan her şey; Katsuki'nin en iyi anlarıydı.

Yarısına getirdiği sigarasında ikinci seferi yapmaya karar verdiği sırada birkaç parmak kucağındaki karton kutuyla çakmağı avucuna çekti, düşüncelerini okumuş gibi. Katsuki kafasını solundaki oğlana çevirdi; boynunda bir havlu asılıydı, büyük ihtimalle yeşil saçlarını onunla kurutabildiği kadar kurutmuştu fakat hâlâ nemli oldukları, makineyle kuruttuktan sonraki dağınık hali almamalarından belliydi. Hafifçe çatılı olan kaşlarının altındaki yeşil gözlerinde yanıp duran bir alev vardı, aynı alevi dudakları da taşıyorken Katsuki'ye hayatındaki en iyi anlarını anımsattı birkaç saniyeliğine, o lise çatısında yaşanan. Sigaraya başladığı ilk seferde üçüncü içişinden sonra İzuku onu bulmuş, aynı şimdi yaptığı gibi sigara kutusunu elinden çekmiş ve büyük ihtimalle birazdan yapacağı gibi, bu kadarının yeteceğini söylemişti.

one-shots 》boku no hero academiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin