[39] midnight, liquor, the boy who had compassion

647 25 119
                                    

ship: kiribaku

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kahrolası bekaretten kime ne?" Katsuki öfkeyle kaldırımdaki bir pet şişeye tekme attı ve onun yuvarlanıp gitmesini umursamadan yoluna devam etti. "Göstereceğim size, sikik ibneler."

Adımlarımı hızlandırıp ilerlerken, beş yaşından beri tanıdığı Midoriya İzuku ve onun kaçık sevgilisi Todoroki Shouto ile takıldığı için kendi aptallığına küfretmeyi sürdürdü. Sadece İzuku'dan Profesör Aizawa'nın notlarını almaya gittiğinde şaşırılmayacak bir şekilde kahrolası Todoroki de oradaydı ve bu üçlüyü birleştirmek için bir fırsat yakalayan kader anında işe burnunu sokmuş, dakikalar içerisinde bastıracak bir sağanağı Japonya'ya yönlendirmişti. Sonuç olarak Katsuki, yeşil saçlı çocuğun da ısrarlarıyla akşam yemeğini bir çiftle birlikte geçirmişti ve bunu edindiği en berbat tecrübe olarak bir kenara not alabilirdi çünkü gerek yemek sırasında bakışmaları gerekse sofrayı toplama işinin sonrasında şans(!) eseri birlikte mutfağa gittiklerinden dakikalar sonra İzuku'nun garip ses tonu, Katsuki için bu geceyi yaşadığı en kötü akşam yemeği olarak nitelendirmesine yeter de artardı. Televizyon karşısında otururken ve masada sadece bir tabak kurabiye ile üç bardak sake varken, konunun ne zaman seks ve bekaret olayına geldiğini hatırlamıyordu bile.

"İki seviştiler diye beni küçümsüyorlar, ha?" Bir ara sokağa girerken, hırkasının ceplerindeki ellerini öfkesini atmak adına yumruk haline getirdi. Göz ucuyla kaldırımdaki yarı çıplak insanlara baktığında burasının pek tekin olmadığını fark etmişti fakat umurunda değildi.

Bu gece biriyle sevişecek ve o beyinsiz Todoroki Shouto'ya kiminle konuştuğunu gösterecekti.

Neon ışıklardan arınmış, önünde iki korumanın bulunduğu gece kulübüne girerken güvenliklerin ona gözlerini dikmesini umursamadı. İçerisi insan doluydu, gürültülü bir müzik neredeyse hepsini ayağa kaldırmıştı ve insanlar kendilerinden geçmişçesine dans ediyordu. İçeride yüksek ihtimalle bulunan havalandırmalara rağmen ilk kez böyle bir ortama giren Katsuki için ter, içki ve sigara kokusu bir an dışarı çıkma arzusuyla doldursa da onu mantıklı tarafını bir süreliğine susturdu ve adımlarını bar tezgahına doğru yönlendirdi. Kırmızı taburelerden birine yerleşirken, siparişini almak için yaklaşan kızdan sert bir şeyler istemişti. Burada sake olup olmadığını bilmiyordu fakat ne içebileceğini sorarak zaman kaybetmek de istediği söylenemezdi. Biraz kafa bularak zaman geçirecek, yine de sarhoş olmamaya çalışacaktı çünkü döndüğünde yaşadıklarını o iki aptala teker teker anlatması gerekiyordu. Sonuçta saat gece yarısını geçmişken onu dışarı çıkmaya iten şey o beceriksizlerden başkası değildi.

Yaklaşık iki saat boyunca Katsuki, yanına oturan herkesi kendisinden uzaklaştırdığının farkında olmadan içkisini yudumladı. Saat iyice geç olduğu için içerideki insan sayısı azalsa da hâlâ koltuklara yayılanlar, duvarlarda yiyişenler, ortada dans edenler vardı. Hiç bitmeyecek bir parti gibiydi ve Katsuki her ne kadar sarhoş olmaması gerektiğini birçok kez kendisine hatırlatsa da kafayı bulalı yarım saat oluyordu.

one-shots 》boku no hero academiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin