[44,5] miracles never repeat

665 29 73
                                    

ship; bakudeku [ omegaverse ]

- bölüm iki -

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Midoriya İzuku, saat sekize yaklaşırken zile basma ihtimali olan yalnızca iki kişi tanıyordu: Annesi ve alt komşularının çocuğu Iwatani. Annesi o gün hastanede nöbetçi olduğu için gelmesi imkansız sayılırdı, dolayısıyla İzuku -her ne kadar Iwatani'nin annesi yemekten sonra oğlunun komşularını ya da karşı apartmanda oturan sınıf arkadaşını görmesine izin vermese de- o küçük çocuğun bir şekilde annesinin aklını çeldiğini ve İzuku'nun ilkokul zamanlarından şimdiye kadar biriktirmeye devam ettiği All Might figürleriyle oynama isteğiyle dolup taştığını tahmin edebiliyordu. Saçlarındaki nemli havluyu boynuna asarak kapıya yönelip açtığında ise anında üzerine yığılan bir beden beklememesi çok normaldi.

"K-Kacchan? S-Sen n-nasıl -Siktir." Burnuna dolan kokuya küçüklükten beri aşina olan İzuku, hâlâ buna alışamamış olduğu için o an kendisinden nefret edebilirdi çünkü böyle bir durumda Katsuki'nin yanında kalması gerekirken şimdiye kadar her kızışmasında onu yalnız bırakmak zorunda kalmıştı, neler yapabileceğini bilmediğinden ve yapabileceği şeylerden korktuğundan. Daha önce hiç aklını kaybetmemişti fakat kaybeden bir sürü alfayı internette görmüştü, bir hayvana dönüşmek en son isteyeceği şeydi.

Önemli olan bu değil, diye hatırlattı kendine, bedenini İzuku'dan ayırıp kendisini kapının yanındaki duvara yaslayan Katsuki'ye odaklanmaya çalışırken. Yüzündeki kan lekeleri bile İzuku'yu endişelendirmeye yeterken bir de eliyle karnını tutuyordu sarışın oğlan, acı çekiyormuş gibi bir hali vardı ki böyle bir ifadeyi göstermekten hayatı boyunca kaçınmış olan Bakugou Katsuki için durumunun ne kadar kötü olduğunu tahmin etmek zordu.

Midoriya İzuku, bunu her kim yaptıysa, onu paramparça etmek istiyordu.

Önemli olan bu değil.

Hızla yere oturan sarışının yanına eğildi, o sırada dış kapıyı da kapatmıştı. Neler olduğunu kekeleyerek sorsa da Katsuki zihnini açık tutmakta bile yüksek miktarda enerji harcarken bir cevap oluşturabilecekmiş gibi değildi.

Sonunda göz kapakları tamamen indiğinde, Midoriya İzuku dolan gözleriyle telefonuna sarılmak üzereydi.

Bakugou Katsuki tekrar uyandığında saat gece yarısını geçiyordu. Göz kapakları yarım yamalak bir şekilde aralanıp ona etrafı inceleme imkanı sunduğunda ilk gördüğü şey beyaz fakat turuncumsu bir ışıktan dolayı renklenen tavan oldu. Bu anı daha önce birçok kez yaşadığını hatırlıyordu, yıllar öncesinden kalma hatıralar olsa da Katsuki kuvvetli bir hafızaya sahipti; aptal Deku'nun odasında olduğunu anlaması için çevresine tamamen bakmasına gerek yoktu -zaten tüm odayı sarıp sarmalayan bu koku, başkasına ait olamazdı- .

one-shots 》boku no hero academiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin